İşte Yazar Murat Ergüven'in o yazısı;
Kur Korumalı Mevduat sona erdi, Türk Lirası artık kendi sınavında.
Önceki günkü yazımda, “TL'nin Yeni Dönemi: Güven ve Denge Arayışı” başlığıyla, para politikalarındaki sadeleşme adımlarının Kur Korumalı Mevduat'ı (KKM) tasfiye etmeyi ve TL talebini artırmayı ve ekonominin merkezine yerleştirmeyi hedeflediğini vurgulamıştım. KKM'nin cazibesini yitirdiğini, TL mevduatın öne çıktığını ve bu dönüşümün kaçınılmaz olduğunu belirtmiştim. KKM, bütçeye ağır bir yük getirmiş, enflasyonu dizginlemede etkisiz kalmış ve TL'ye kalıcı güven yerine kısa vadeli bir çözüm sunmuştu.
Nitekim 23 Ağustos 2025'te Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), gerçek kişiler için KKM hesaplarının açılış ve yenileme işlemlerini (YUVAM hesapları hariç) sonlandırarak bu süreci resmen kapattı (Resmî Gazete, 23 Ağustos 2025). Böylece, Aralık 2021'de devreye alınan ve yaklaşık üç buçuk yıl boyunca ekonomide belirleyici rol oynayan bir enstrümanın defteri kapanmış oldu.
Bu karar, sadece bir uygulamanın sonu değil; TL'nin yapay desteklerden sıyrılarak kendi dinamikleriyle sınanacağı yeni bir dönemin başlangıcı. TCMB'nin 2025 Para Politikası Metni'nde belirttiği gibi, KKM'nin kademeli olarak kaldırılması, para politikalarında sadeleşmeyi ve TL talebini artırmayı hedefliyor (TCMB, 2025). Peki, bu karar Türkiye ekonomisini nereye taşıyacak? KKM'nin serüvenini, etkilerini ve yeni dönemin risklerle fırsatlarını inceleyelim.
KKM'den TL'ye Geçişin Serüveni
Aralık 2021'de döviz kurundaki sert yükselişi frenlemek için devreye giren KKM, ilk etapta piyasalara nefes aldırdı. Kur farkını devletin üstlenmesi vatandaşın TL'ye yönelmesini sağladı, döviz talebini baskıladı ve kur dalgalanmalarını geçici olarak yatıştırdı. Ancak zamanla şu sonuçlar öne çıktı:
- Kamu Maliyesine Ağır Yük: Kimi ekonomistlere göre, KKM'nin kur farkı ödemeleri, Hazine ve TCMB'ye yaklaşık 60 milyar dolarlık bir maliyet çıkardı (Sözcü, 9 Ağustos 2025; X, @trhakkinda , 23 Ağustos 2025). TCMB'nin 2023'te üstlendiği kur farkı ödemelerinin 800 milyar TL'yi aştığı, toplam maliyetin ise 1,5 trilyon TL'ye yaklaştığı tahmin ediliyor (Cumhuriyet, 16 Haziran 2023; X, @maliyekonomi , 23 Ağustos 2025). Stopaj muafiyetleri ve vergi avantajları, bu yükü daha da ağırlaştırdı.
- Enflasyonla Mücadelede Yetersizlik: KKM, fiyat istikrarı sağlamada etkisiz kaldı. Ekonomist Mahfi Eğilmez'e göre, düşük faiz ortamını uzatarak enflasyonu artırıcı bir baskı meydana getirdi (X, @trhakkinda , 23 Ağustos 2025). Enflasyon, 2022'de %80'leri aşarken, KKM kalıcı bir çözüm sunamadı.
- Geçici Bir Ara Formül: TL'ye güveni kalıcı kılmak yerine, döviz talebini erteledi. TCMB verilerine göre, kamu kesiminin döviz pozisyonu KKM döneminde 50 milyar dolardan 300 milyar dolara yükseldi (TCMB, 2023 Faaliyet Raporu), ertelenmiş riskleri büyüttü.
KKM'nin hacmi, 2023 Ağustos'ta 140 milyar dolarla zirve yaptıktan sonra 2025 başında 32,5 milyar dolara, son olarak ise 11 milyar dolar seviyesine geriledi (TCMB, 2025). TCMB'nin zorunlu karşılık oranları ve TL mevduat faizlerini artırma politikaları, KKM payını %1,8'e indirirken TL mevduatın payını %60'ın üzerine çıkardı (TCMB, 2025 Para Politikası Metni). 23 Ağustos kararı, bu doğal küçülmeyi resmileştirdi ve KKM defteri kapandı.
Kararın İçsel ve Küresel Anlamı
İçsel Etkiler
- Politika Sadeleşmesi: TCMB'nin bu adımı, karmaşık düzenlemelerden uzaklaşarak şeffaf ve öngörülebilir bir para politikası çerçevesine geçişi simgeliyor. Menkul kıymet tesis düzenlemesinin kaldırılması gibi diğer makroihtiyati sadeleşme adımları, bu süreci destekliyor (TCMB, 2025). Bu, parasal aktarım mekanizmasını güçlendirerek enflasyonla mücadeleyi kolaylaştıracak.
- Bütçeye Nefes: KKM'nin kur farkı ödemelerinin sona ermesi, kamu maliyesine rahatlama getirecek. 60 milyar dolarlık yükün kalkması, kaynakların yapısal reformlara ve cari açığın finansmanına yönelmesini sağlayabilir (Sözcü, 9 Ağustos 2025). TCMB'nin rezervleri 150 milyar dolara yaklaşırken, bilanço daha sağlıklı bir yapıya kavuştu (TCMB, 2025).
- TL'nin Gerçek Sınavı: Artık TL'nin değeri, piyasa dinamikleri, faiz politikası ve enflasyonla mücadele başarısıyla şekillenecek. Kısa vadede kur dalgalanmaları riski artsa da TCMB'nin rezerv yönetimi ve faiz araçları bu riskleri dengeleyebilir. Meselâ, TL'nin %10'luk bir değer kaybı ihracatı desteklese de enerji ve hammadde ithalatına bağımlı sektörlerde maliyetleri artırabilir (TCMB, 2025).
Küresel Boyut
- Yatırımcı Algısı: Yabancı yatırımcılar, yıllardır Türkiye'nin öngörülebilirlik eksikliğini eleştiriyordu. KKM'nin kaldırılması, piyasa dostu bir dönüşümün işareti olarak görülüyor. Fitch Ratings'e göre, sadeleşme adımları Türkiye'nin kredi notuna olumlu yansıyabilir (Fitch Ratings, Temmuz 2025). CDS primleri, 2024'te 500 baz puandan 2025'te 300 baz puana gerileyerek yatırımcı güveninde toparlanmayı işaret ediyor (Bloomberg, 2025). 2025'in ilk çeyreğinde portföy yatırımları %20 arttı (TCMB Ödemeler Dengesi, 2025).
- Dış Ticaret ve Rekabet: TL'nin serbest piyasada değerlenmesi, rekabet gücünü daha gerçekçi bir zemine taşıyabilir. Cari açık, 2023'te %5,4'ten 2025'te %0,9'a geriledi (TCMB Ödemeler Dengesi, 2025). Ancak, kur dalgalanmaları ihracat ve ithalat dengesini etkileyebilir. Brezilya'nın 2000'lerde sabit kur rejiminden çıkış süreci, Türkiye için bir örnek: Yapısal reformlarla desteklenen politikalar, kısa vadeli dalgalanmalara rağmen uzun vadeli istikrar getirdi (IMF, Brazil Country Report No. 05/317, 2005).
- Sermaye Akımları: KKM'nin kaldırılması, Türkiye'yi yeniden uluslararası sermaye için daha cazip hale getirebilir.
Geleceğe Bakış
KKM, kriz döneminde ekonomiye zaman kazandıran bir ara formül oldu, ancak sürdürülemez hale geldi ve uzun vadede maliyeti, faydalarını gölgede bıraktı. 60 milyar dolarlık yük, enflasyonist baskılar ve ertelenmiş riskler, sürdürülemez bir tablo çizdi (Sözcü, 9 Ağustos 2025). 23 Ağustos kararı, yalnızca bir enstrümanın sona ermesi değil; Türkiye'nin kısa vadeli çözümlerden uzaklaşarak sürdürülebilir bir ekonomik denge arayışına yöneldiğini gösteriyor.
TL'nin önündeki sınav, enflasyonla mücadelede kararlılık, mali disiplin ve para politikasında güven inşasına bağlı. TCMB'nin rezervlerini 150 milyar dolara çıkarma hedefi ve faiz politikalarındaki sıkı duruş, bu süreci destekleyecek (TCMB, 2025). Ancak riskler de yabana atılamaz: Ani kur yükselişleri, 2022'deki gibi döviz talebini tetikleyebilir; ithalat maliyetleri artarsa enflasyon yeniden yükselebilir. TCMB'nin swap anlaşmaları ve likidite araçları, bu dalgalanmaları dengelemede kilit rol oynayacak (TCMB, 2025).
Sonuç
23 Ağustos 2025, KKM'nin sonu ve TL'nin yeni bir başlangıcı oldu. Türk Lirası artık yapay desteklerden sıyrılarak kendi gücünü test edecek. Bu, risklerle dolu ama aynı zamanda umut vadeden bir eşik. Son dönemde TCMB'nin rezerv artışı, CDS primlerindeki gerileme ve portföy yatırımlarındaki toparlanma, doğru yolda ilerlendiğini gösteriyor TCMB, 2025; Bloomberg, 2025). Ancak kalıcı başarı, yalnızca para politikasıyla değil; enflasyonla mücadelede tutarlılık, yapısal reformlar ve şeffaf yönetim ile mümkün.
Türkiye'nin önünde zorlu ama fırsatlarla dolu bir yol var. Vatandaş birikimlerini nasıl koruyacak? İhracatçı kur dalgalanmalarına nasıl uyum sağlayacak? Yatırımcı Türkiye'ye yeniden güven duyacak mı? Bu soruların cevapları, karar alıcıların atacağı adımlarda saklı. Artık TL'nin kendi ayakları üzerinde durma vakti. Doğru politikalarla bu süreç, yalnızca TL'ye güveni pekiştirmekle kalmayacak; Türkiye'yi daha sağlam, öngörülebilir ve sürdürülebilir bir ekonomik geleceğe taşıyacak.