Pekcan, OECD üyesi ülkelerden Bakan, Bakan Yardımcısı ve diğer üst düzey temsilciler ile Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) gibi uluslararası kuruluşlardan katılımcıların bulunduğu söz konusu toplantının “Küreselleşme ve Düzelme: Ticaret ve Yatırımın Rolü; Küresel Değer Zincirlerinde Dayanıklılığı Artırma; Uluslararası İşbirliğini Geliştirme” başlıklı oturumunda bir konuşma yaptı.
Pekcan, burada yaptığı konuşmada, dünyanın son dönemde Kovid-19 pandemisi nedeniyle eşi görülmemiş zorluklarla karşı karşıya kaldığını belirterek, pandeminin ekonomilerin hem arz hem de talep yönünü vurarak, kırılgan olan dünya ekonomisini daha da olumsuz bir noktaya getirdiğini ifade etti.
Bu süreçten ülkelerin dersler çıkardığına ve uluslararası işbirliğinin öneminin daha da iyi anlaşıldığına işaret eden Pekcan, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) temelli ve kural esaslı, çok taraflı ticaret sisteminin merkezinde olduğu serbest, adil ve açık ticaret ve yatırım sisteminin pandeminin olumsuz ekonomik etkilerini hafifletmede elzem olduğunu vurguladı.
İçinde bulunulan pandemi sürecinde ülkelerin salgınla mücadele için çeşitli ekonomik tedbirler aldıklarını hatırlatan Pekcan, bu tedbirlerin hedefe yönelik, ölçülü, şeffaf ve geçici olması ve ticaret önünde gereksiz engeller yaratmamasının önem taşıdığını kaydetti.
Pandeminin üretim süreçlerinin yapısının sorgulanmasına da yol açtığına, sanayi üretimi için dünyanın sadece belli coğrafyalarına bel bağlamanın çok büyük risk taşıdığına dikkati çeken Pekcan, pandemi döneminde ciddi problemlerle karşılaşan küresel değer zincirlerinin daha dayanıklı ve verimli hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Pekcan, “Pandemiyi daha iyi, verimli ve daha dirençli küresel değer zincirleri tasarlamak için bir fırsat olarak görmeliyiz. Bir yandan mevcut değer zincirlerinin dayanıklılığının ve verimliliğinin artırırken, diğer taraftan küresel değer zincirlerinde çeşitlendirmeye gitmeliyiz” şeklinde konuştu.
OECD İstanbul Merkezi için çalışmalar sürüyor
Türkiye'nin kurucu üyelerinden olduğu OECD, dünyanın önde gelen gelişmiş ve gelişmekte olan 37 ülkesinin üye olduğu küresel erişim ağı ve etkisi geniş bir uluslararası kuruluş konumunda bulunuyor.
OECD çalışmalarından Türkiye'nin yanı sıra, başta Balkanlar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika olmak üzere, yakın coğrafyadaki ülkelerin de faydalanabilmesi amacıyla İstanbul'da bir OECD Merkezinin kurulması amaçlanıyor.
OECD İstanbul Merkezinin faaliyete geçtiğinde akademik çevrelerle de temas kurarak küresel ölçekte etkileri olan sosyo-ekonomik bir laboratuvar hizmeti vermesi ve çalışmaları çerçevesinde “rekabetçilik, girişimcilik, ticaret, kamu yönetişimi, yenilikçilik, beşeri sermayenin harekete geçirilmesi, bağlantılılık ve altyapının geliştirilmesi, iktisadi direncin artırılması ve yeşil büyüme ve Covid-19 pandemisi sonrası dünya ekonomisinin geleceği ve yeniden inşası” alanlarına odaklanması öngörülüyor.
Merkezin söz konusu alanlarda politikalar geliştirerek yüksek seviyeli ve teknik düzeyde toplantılara ev sahipliği yaparak paydaşlar arasında diyalog ortamı sağlaması bekleniyor.
Pandemi nedeniyle ertelenmek zorunda kalınan Merkezin açılışının 2020 yılı sona ermeden gerçekleştirilmesi için çalışmalar devam ediyor.