Türk bilim insanlarının başarılı çalışmaları ile hastaların hayat kalitesini artıracak buluşlar tüm insanlık için umut vadederken, patent tescilinin gerçekleşmesi ile ülke ekonomisine de büyük oranda katkıda bulunuyor. Sağlık sektörü, dünyada Ar-Ge yoğunluğunun en fazla olduğu ve yeni teknolojilerin en hızlı yaygınlaştığı sektörlerden biri olması nedeniyle, ülkeler açısından ileri teknolojiye geçiş sürecinde fırsat olabilecek nitelikte değerlendiriliyor. Yeni buluşların patent tescilinin gerçekleşmesi, ilgili kişi ve kurumlar kadar ülkeleri de yakından ilgilendiriyor.
1.2 trilyon dolarlık pazar
Günümüzde yıllık 1,2 trilyon doları bulan dünya ilaç pazarının, birçok ülkenin ulusal ekonomisinden daha büyük bir hacme sahip olması, ilaç sektörünün en önemli yatırım alanı olan Ar-Ge faaliyetlerine dünya çapında yılda 135 milyar dolar düzeyinde yatırım yapıldığı gibi rakamsal veriler de sektörün önemine ve büyüklüğüne dikkat çekiyor.İlaç pazarında 2018 yılı verilerine göre Türkiye dünyada 17. sırada yerini alırken, Türk bilim insanlarının imza attığı yeni icat ve buluşlar, sağlık alanında yeni bir çığır açarak, patenti alınan çalışmalar Türkiye ekonomisini de büyük oranda etkiliyor.
200 Ar-Ge merkezi var
Türkiye'de ruhsatlandırılmış yaklaşık bin 200 Ar-Ge merkezinin bulunduğunun altını çizen, Destek Patent'in Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz “2020 yılı ve sonrasına değerlendiren pek çok global rapora göre, sağlık sektör dinamikleri değişecek ve yeni iş modelleri gelişecek. Giyilebilir teknolojiler ve mobil sağlık uygulamalarının yaygınlaşması hastalıkların önlenmesine, teşhisine ve tedavisine yönelik gerçek zamanlı veriler sağlayacak. Başta akademik kurumlarla olmak üzere çeşitli kuruluşlarla iş birlikleri üzerine kurulu Ar-Ge modeli ön plana çıkacak. Bu noktada sağlık ekonomisinin ülke ekonomisine sağladığı katma değeri göz önünde bulundurursak, Türk bilim insanlarının yaptığı buluşların korunması ve geliştirdikleri yeni tedaviler ve tıp sektöründeki Ar-Ge çalışmalarının patentlenmesi büyük önem taşıyor. Destek Patent olarak son yıllarda özellikle sağlık sektöründe bilim insanlarımızın kazandırdığı buluşları çok önemsiyor ve diğer bilim insanlarımızı da bu noktada teşvik etmeyi arzu ediyoruz” diye vurguladı.
“İlk milli ilaç” üretildi
İlk milli ilaç patent tescil sürecini gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını belirten Yamankaradeniz, “Türkiye'nin önemli bilim insanlarından Atatürk Üniversitesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu öncülüğünde Parkinson, Alzheimer ve depresyon tedavisinde kullanılacak ‘ilk milli ilaç' üretildi. Türkiye ilaç pazarı Eylül 2019 itibarıyla son 12 ayda değerde 37,8 milyar TL'ye kutu ölçeğinde ise 2,3 milyar hacme ulaşmıştır. Rakamlar bize yerli ve milli ürettiğimiz bu buluşlar sayesinde sağlanacak katma değeri göstermektedir” dedi.
“Üroloji” alanında yeni buluş
Son yıllarda öne çıkan diğer önemli buluşlara dikkat çeken Yamankaradeniz;“Üroloji alanındaki çalışmaları ile adından söz ettiren Prof. Dr. Bülent Erol, geliştirdiği nanoteknolojik mıknatıs ile sondası olan hastaların yaşadığı problemleri büyük oranda azaltacak bir buluşa imza attı. Yine Opr. Dr. Türker Karabuğa, Obezite cerrahisinde yeni dönem niteliğinde olacak, obezite ameliyatlarını daha konforlu ve güvenli hale getirecek 5 icat geliştirdi. Akciğer Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yalçın Karakoca, adını tıp literatürüne yazdırarak patentini aldığı Karakoca Rezektör Balon sistemiyle KOAH hastalarını tedavi eden önemli bir icada imza attı. Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mustafa Şahin ise karaciğerde oluşan kistlerin ameliyat sırasında karın içerisine yayılmasını engellemek ve ameliyatın laparoskopik cerrahi yöntemi ile gerçekleştirilmesini sağlamak için yeni bir cihaz geliştirdi” diye sözlerine ekledi.