Dünyanın önde gelen merkez bankalarının çatı kuruluşu Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) uluslararası bankacılık ve finansal piyasalarda gelişmelere yönelik bu yılın dördüncü çeyreğine ilişkin raporunu yayınlandı.
Raporda, finansal piyasaların Eylül ayının ortasından itibaren geniş çapta oynaklığa ve sert satışlara maruz kaldığına dikkat çekilerek, bu satışların yatırımcıların sıkı para koşullarının ve ekonomik kriz tehdidinin olduğu bir dünyaya adapte olmasıyla birçok satışın ilki olabileceğine işaret edildi.
Raporda, merkez bankalarının genişlemeci para politikasını normalleştirilmesinin, önümüzdeki aylarda küresel piyasalarda sert satışları tetikleyebileceği uyarısında bulunuldu.
SON ÇEYREKTE KESKİN DÜZELTME
Raporda, “Finansal piyasalar son çeyrekte daha keskin bir düzeltme yaptı. Bu da büyük merkez bankalarının politikaları normalleşmeye dönerken başka bir sarsıntı bıraktı….Küresel ekonomiden gelen karışık sinyaller ve mali koşulların kademeli, ama sürekli olarak sıkılaştırılması piyasalarda yeniden fiyatlamayı tetikledi. Uzatmalı ticaret ihtilafları ve artan siyasi belirsizliklerde bu güven uçuşuna(yeniden fiyatlanma) eklendi.” değerlendirmesine yer verildi.
Raporda, Aralık ayı başlarında, ABD ve Çin arasındaki ticaret ihtilafları konusundaki belirsizliklerin ortasında hisse senedi piyasalarının “istikrarsız” kaldığı ifade edilerek, petrol fiyatlarındaki keskin düşüşün, petrol ve doların değer kazandığı alışılmadık bir dönemden sonra petrol eden ülkeler için bir rahatlama sağladığına yer verildi.
BIS'ın raporunda, ABD merkezli olmayan bankaların dolar para cinsinden yükümlülüklerini artırdığına dikkati çekilerek, bu bankaların bilançolarındaki dolar yükümlülüklerinin bu yılın Haziran ayı sonunda 2009'nın sonuna göre yüzde 20 artarak 12,8 trilyon dolara yükseldiği bilgisi de verildi.
'İSTİSNAİ BİR OLAY DEĞİL'
Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan BIS Mali ve Ekonomi Bölüm Başkanı Claudio Borio, bu yılın son çeyreğinde finansal piyasalarda yaşanan gerginliklerin "istisnai" bir olay olmadığını belirterek, “Bu gerginlikler birkaç yıl önce başlayan bir yolculuğun başka bir aşamasını temsil ediyor.” ifadesini kullandı.
Borio, para politikasında normalleşmenin özellikle ticaret gerilimleri ve politik belirsizlikler ışığında zorlayıcı olacağına işaret ederek, yüksek enflasyonu, ABD'deki şirketlerin borcunu ve Avrupa bankacılık sektöründeki zayıflığı gelecek dönemde küresel ekonominin yüzleşeceği zorluklar arasında gösterdi.
