Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, TBMM Genel Kurulunda, 2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmelerinde konuştu.
Büyüme sayesinde yoksulluğun azaldığını, eğitimde fırsat eşitliği, sağlıkta devrim gerçekleştirildiğini vurgulayan Şimşek, bütçeden en büyük payı, son 15 yılda olduğu gibi yine eğitime ayırdıklarını, ikinci en büyük payı sağlığa verdiklerini söyledi. Şimşek, "Milletin vergileri 80 milyonun eğitimine ve sağlığına gidiyor." ifadesini kullandı.
Şimşek, AK Parti hükümetleri döneminde, BM'nin yoksulluk kriteri olan günlük 4,3 doların altında gelire sahip nüfusun yüzde 30'dan yüzde 1,6'ya gerilediğini bildirdi.
"BAŞKA ÜLKELER MUHTEMELEN RESESYONA GİRERDİ"
OECD raporlarına göre 2002-2016 döneminde gelir dağılımını iyileştiren nadir ülkelerden birinin Türkiye olduğunu dile getiren Şimşek, "Bu dönemde milli gelirden ücretlilerin aldığı pay yüzde 26,2'den yüzde 32,7'ye yükselmiştir. Hükümetlerimiz emekçiden, çalışanlardan yana net bir politik tavır koymuştur. Net işletme artığının payı ise yüzde 56,5'den yüzde 52,2'ye gerilemiştir. Tercihimiz nettir, biz çalışandan, üretenden yanayız." değerlendirmesinde bulundu.
"Geçen sene Türkiye'nin başına gelen terör ve hain darbe girişimi gibi şoklar başka ülkelerde yaşansa bu ülkeler muhtemelen resesyona, depresyona girerdi." diyen Şimşek, içeride veya dışarıda birtakım şoklar yaşayan Rusya ve Brezilya'nın son 6 yılda yıllık ortalama yüzde 1 dahi büyüyemediğini, oysa Türkiye'nin doğru tedbirlerle 2017 yılının dokuz ayında yüzde 7,4 büyüdüğünü ifade etti.
OECD ÜLKELERİNİ 3 KATLADIK
Büyümenin bu sene tahminlerinin üzerinde olduğunu, 2018 ve sonrasında da devam edeceğini ifade eden Şimşek, İstihdam ayağı son derece güçlü bir büyümeden bahsediyoruz. Küresel krizden bu yana Avro bölgesinde 3,5 milyona yakın istihdam oluşturulmuştur. Türkiye tek başına, 8,3 milyon vatandaşına iş bulmuştur. Bu ülke büyümese 8,3 milyona istihdam sağlanabilir mi? Eylül itibarıyla yılbaşından bu yana 1,2 milyon vatandaşımıza yeni iş bulduk. İstihdam artışı devam edecektir." dedi.
Türkiye'de çalışma çağındaki nüfusun AB'nin 17 katı, OECD ülkelerinin ise 3 katı daha hızlı arttığına dikkati çeken Şimşek, istihdam sorununu çözmekteki zorluğun bundan kaynaklandığını ama reformlar ve yatırımlarla bu sorunu da çözeceklerini söyledi.
Uluslararası kuruluşların tahminlerine göre Türkiye'nin 2017 yılında Satın Alma Gücü Paritesi'ne göre yaklaşık 2,1 trilyon dolarlık ekonomiye sahip olduğunu aktaran Şimşek, küresel tahminlere göre de GSYH'in Satın Alma Gücü Paritesi'ne göre 2030'da 3 trilyon dolar, 2050 yılında da 5,2 trilyon dolara çıkacağını söyledi.
"TÜRKİYE'DE ŞU ANDA REEL FAİZ OLDUKÇA DÜŞÜKTÜR"
Son 15 yıldaki faiz yükünün önemli ölçüde azaltılmış olmasını en önemli kazanç olarak niteleyen Şimşek, "Bu çok önemlidir. Türkiye'de şu anda reel faiz oldukça düşüktür. Biz geldiğimizde reel faiz yüzde 25'in üzerindeydi. Yüzde 25'in üzerinde reel faizden bahsediyoruz. Faiz harcamalarının GSYH içindeki payı 15 yıl önce yüzde 14,4'ken 2018'de yüzde 2,1 olacak. Benzer şekilde 2018 yılında bütçenin sadece yüzde 9,4'ü faize gidecek. Oysa 15 yıl önce bu oran yüzde 43'ün üzerindeydi. Topladığımız her 100 liralık verginin 22 lirasını 80 milyonun eğitime harcıyoruz. Her 100 liralık verginin 21 lirasını sağlığa, 14 lirasını yatırımlara harcıyoruz. Vergileri milletten topluyoruz, millet için harcıyoruz. Çiftçimize, reel sektöre, emekçilerimize hiçbir çalışanımızı, emeklimizi son 15 yılda enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz." değerlendirmesini yaptı.