FED'in Eylül hamlesi: Kapı aralanıyor mu? Faiz üzerine beklentiler
Yazarımız Dr. Murat Ergüven, FED ve TCMB'nin faiz kararları üzerine sizler için bir yazı kaleme aldı.

Oluşturma Tarihi: 2025-08-26 16:31:57

Güncelleme Tarihi: 2025-08-26 23:20:58

Küresel ekonominin kırılgan dengeler içinde seyrettiği bir dönemdeyiz. 2025 yılı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin para politikaları açısından kritik bir eşik niteliği taşıyor. Enflasyon baskıları, işgücü piyasalarındaki kırılganlıklar ve jeopolitik riskler, merkez bankalarının kararlarını her zamankinden daha yakından izlenir hale getirdi. Bu bağlamda Eylül ayında hem ABD Merkez Bankası (FED) hem de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından alınacak faiz kararları, yalnızca ulusal değil küresel düzeyde de merakla bekleniyor.

FED'in Eylül Hamlesi: Kapı Aralanıyor mu?

Jackson Hole toplantısında konuşan FED Başkanı Jerome Powell, işgücü piyasasında artan kırılganlıkların altını çizerek, faiz indirimi seçeneğinin güçlü bir ihtimal olduğunu ima etti (Reuters, 2025).

Dolayısıyla FED'in olası indirimi, güçlü bir “parasal gevşeme dönemi”ne geçişten çok “dengeli bir ayarlama” adımı olarak görülmeli.

Türkiye'de Faiz Beklentileri: Temkinli İndirimlerin İzinde

Türkiye cephesinde, 11 Eylül 2025 tarihinde yapılacak Para Politikası Kurulu toplantısı piyasaların gündeminde (Bigpara, 2025).

Bu nedenle Türkiye'de enflasyonun seyrine bağlı olarak, TCMB'nin Eylül toplantısında sınırlı ve kademeli bir indirimin gündeme gelmesi bekleniyor. Bu strateji hem piyasalarda güveni korumak hem de fiyat istikrarını gözetmek açısından kritik önem taşıyor.

 

Hem FED hem de TCMB, Eylül ayında faiz politikalarında kritik adımlar atmaya hazırlanıyor. Ancak bu adımların yönü ve şiddeti farklı dinamiklerden besleniyor: FED tarafında küresel işgücü piyasası ve enflasyon dengesi belirleyici olurken, TCMB ise yüksek enflasyon ve iç talep baskıları arasında kademeli bir indirim stratejisini öne çıkarıyor.

Küresel ve Yerel Denge Arayışında Yeni Bir Sayfa

Eylül kararları, yalnızca Washington ve Ankara'daki yatırımcıları değil, aynı zamanda küresel sermaye akımlarını, döviz kurlarını ve reel sektörün yönelimlerini de şekillendirecek.

Dolayısıyla yatırımcıların, reel sektörün ve politika yapıcıların bu dönemi stratejik bir pencere olarak görmeleri; riskleri yönetirken fırsatları da değerlendirmeleri büyük önem taşıyor.”

Sonuç olarak, Eylül ayı para politikaları açısından bir dönüm noktasıdır. Hem FED'in hem de TCMB'nin atacağı adımlar, yalnızca bugünü değil, aynı zamanda küresel finansal mimarinin geleceğini de doğrudan şekillendirecektir. Bu nedenle önümüzdeki haftalar, ekonomi politikalarında yön tayin edici gelişmelere sahne olacaktır.”

Kaynakça (APA 7. ed.)