Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Enerji piyasasında ipler kimin elinde?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, “Avrupa’ya doğalgaz ihracatını arttıracakları ve küresel enerji piyasalarını istikrara kavuşturmaya yardım etmeye hazırız” açıklamasının ardından doğalgaz fiyatlarında gözlenen sert düşüşün ardından beklentilerin aksine piyasayı yeniden enerji alevi sardı.

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-10-11 22:37:32

Enerji piyasasında ipler kimin elinde?

TİMETURK - Ekonomi

ABD Enerji Bakanı Jennifer Granholm'ın, “ABD hükümetinin stratejik petrol rezervlerinin fiyatları düşürmek için kullanılabilir” açıklamasıyla yükselişe geçen petrol ve doğalgaz fiyatlarında ibre yukarı doğru görünüyor. Nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu kuzey yarım kürede kış mevsiminin bu yıl sert geçeceği yönündeki tahminler de dikkate alındığında enerjiye dayalı emtialara olacak talebin yükseleceği ve buna bağlı olarak fiyatların yukarı yönlü seyredeceği yönündeki senaryo öne çıktı.

Bu yıl baş gösteren aşırı kuraklıktan dolayı hidroelektrik santralleri yeteri kadar elektrik üretemeyince devreye doğalgaz ve kömür girdi. Elektrik üretimindeki yükün kömür ve doğalgazın üzerine binmesi sonucu kömüre olan talebin artması da enerji piyasasındaki dengeleri oynaklaştırdı.

Öte yandan pandeminin etkisiyle Avrupa'da konumlanan bazı gaz üretim tesislerinin bakım sürecine girecek olması da piyasa arzında bir daralmaya gidileceği senaryosu da olumsuz havanın oluşmasında rol aldı. Rakamlara bakıldığında yılın ilk 10 ayında kömür fiyatları 3.5 kat, doğalgaz fiyatları iki kat arttı.

Avrupa ülkelerinin Rusya'dan yeteri kadar gaz tedarik edememesi de ayrı bir gerginlik sebebi. Enerji uzmanlarının değerlendirmesine göre Rusya, Kuzey akım 2 projesi üzerinden Avrupa'ya daha fazla gaz verme niyetinde. Buna karşılık Avrupa, enerji güvenliği gerekçesiyle Rusya'ya aşırı bağımlı olmak istemiyor. Rusya ise Avrupa kendisine daha fazla mecbur kalsın istiyor. Hatta zaman zaman gaz vanalarını kısarak Avrupa'ya sert mesaj vermiş oluyor.

Gelişmelere Avrupa cephesinden bakıldığında enerji arzı ve fiyatlarında yaşananlar, enerjiye bağımlı sektörlerde üretimin yavaşlamasına ve daha maliyetli hale gelmesine yol açıyor. Örneğin İngiltere'de çelik, kimya, cam ve gübre sektörlerinde ciddi zorluklar yaşanıyor. Enerjideki sıkıntılı süreç, 'dünyanın fabrikası' olarak adlandırılan Çin'i de olumsuz etkiliyor. Çin'deki kontrollü elektrik kesintileri, ülkenin kuzeydoğusundaki fabrikalarda üretimin yavaşlamasına sebep oluyor. Enerjideki kriz uzarsa, küresel ekonomiye dair büyüme beklentileri aşağıya doğru revize edilir. Bunun temelinde de petrolün varil fiyatının 80 dolar barajını aşması yatıyor.

Bu arada yükselen enerji fiyatları ABD'de de etkisini göstermeye başladı. Ülkede benzinin pompa fiyatı son 7 yılın en yüksek seviyesine çıktı. ABD yönetiminin konuyu uluslararası arenada bir tehdit unuturum olarak gündeme getirmeye başlamış da konunun ne denli ciddi olduğunu ortaya koyuyor. Bu kapsamda petrol fiyatlarını düşürmek için gerekirse stratejik petrol rezervlerini satışa çıkarabileceğini duyurup, OPEC+ ülkelerine gözdağı bile vermesi ABD yönetiminin ticaret savaşı sürecinde bir kez daha Rusya ile karşı karşıya gelme riskini artırmış durumda.

Haber Ara