Türkiye'de ekonomik güven endeksi Ağustos ayında 100,8 iken Eylül ayında yükselerek 102,4 seviyesine geldi. Ekonomik güven endeksindeki artış tüketici, reel sektör (imalat sanayi), hizmet ve perakende ticaret sektörü güven endekslerindeki artışlardan kaynaklandı. Eylül döneminde tüketici güven endeksi 79,7 değerine yükselirken, reel kesim güven endeksi 113,3, hizmet sektörü güven endeksi 117,8 ve perakende ticaret sektörü güven endeksi 115,6 değerini aldı. İnşaat sektörü güven endeksi azalarak 91,8 değerini aldı.
Normalleşme adımlarının etkisi
"Son dönemde aşı gelişmeleri çerçevesinde Covid-19 pandemisinin etkilerinin hafiflemesi umut edilirken, 2020 yılının keskin daralma etkilerinin geride bırakılması aşamasının korunduğu gözlemlenmektedir" değerlendirmesinde bulunan Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, " Özellikle açılma dönemi sonrasında sektörel faaliyetlerin artması etkisiyle ekonomik faaliyetin pandemi öncesine dönme çabaları devam etmektedir. Pandemi döneminde ve sonrasında salgının rakamsal olarak arttığı dönemlerde uygulanan karantina tedbirlerinin belli sektörlerde, özellikle hizmetlerdeki daralma etkisi gözlenmiştir. Güven endekslerinde, kısmi ve tam kapanma dönemlerinin ertesinde gerçekleştirilen normalleşme adımları önemli toparlanma sağlamıştır. Aşılama ile beraber salgının ekonomik faaliyet etkilerinin hafiflemesine yönelik ise, eskiye göre daha fazla iyimserlik mevcuttur." dedi
Pandemi her sektör için çekince unsuru
Erkan analizinde şunları kaydetti: " Tüketici güven endeksi, genel 100 baz değerinin altındaki seyrini hem manşet hem de alt endekslerin çoğu bazında sürdürürken Ağustos ayına göre belli oranda artış olduğu görülmektedir. Hizmet sektöründe, pandemi kaynaklı kapanmalar önemli daralmaya sebep olduktan sonra, açılma döneminde hızlı geri dönüş etkisini gözlemlemekteyiz. Ancak pandemi unsuru her zaman sektör için bir çekince unsuru olabilir. Son dönemlerde Delta varyantı ve global çapta artan vaka sayılarının etkilerinin sınırlı olsa da potansiyel kısıtlamalar açısından izlenmesi gerekmektedir.
Perakende sektöründe de, defansif olan gıda harcamalarının pandemi dönemindeki etkisine ek olarak, tercihe bağlı harcamalarda da salgın etkisinin hafiflediği dönemler olumlu etkide bulunmuştur. Talep elastikiyet seviyesine ve online/fiziksel satış ayrımına göre perakende alt gruplarında farklı reaksiyonlar söz konusu olabilmektedir. Pandemi etkisinin hızlanması defansif harcamaları öne çıkarırken, isteğe bağlı harcamaları arka plana atabilir. Aynı rotasyon online ve fiziksel mağazacılık açısından da geçerli olur."
"Talep kaynaklı sektör fiyat hareketlerini izlemek durumundayız"
Analizde şu noktalara vurgu yapıldı: "Finansal koşullardan en yoğun etkilenen sektör olarak, inşaat sektörü üzerinde faizlerde ve buna bağlı olarak finansal koşullardaki durumun belirleyici olacağını düşünürüz. Konut kredilerindeki hareket, 2Ç20 ve 3Ç20 dönemlerinde hızlı olmuştur. Enflasyonun yüksek seyretmesi, faizlerin hızlı bir şekilde inmesi konusunda bariyer olsa da; Merkez Bankası'nın Eylül toplantısında yaptığı 100 baz puanlık faiz indirimi sonraki aylarda da aynı döngüye devam edebileceğine işaret etmektedir. Merkez Bankası'nın faiz politikasının kredi maliyetlerine etkisini ve yapı malzemeleri artı talep kaynaklı sektör fiyat hareketlerini izlemek durumundayız.
Reel sektör güven endeksi, ekonomik faaliyetteki güçlü seyir ile beraber pandemi öncesi seviyelerindedir. Reel sektör aktivitesinde de, benzer şekilde ekonominin geneline uygun olarak Covid-19 pandemisi diplerinden toparlanma etkisi devam etmektedir. Nisan 2020'de dip yapan endeks, Ağustos 2020'de aştığı 100 eşik değerinin üzerinde seyretmektedir. Benzer şekilde; ekonomik açılma, buna bağlı olarak iç ve dış talepte hareketlenmeyle artan üretim eğilimleri, aşılama gibi faktörleri olumlu görmekle beraber; genel ekonomik aktivitede baskılayıcı olarak vaka sayılarındaki eğilim gibi faktörlerin takip edilmesi gerektiğini düşünüryoruz."