Koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında Türkiye'de çapındaki tüm okulların kapanması ve uzaktan eğitim sürecinin başlaması, özel okul sektörüyle ilgili bazı soruları beraberinde getirdi. Veliler “Okul ücretleri geri ödenecek mi? Zam oranı ne olacak?” sorularına cevap arıyor. Özel okulları ise yeni öğretim yılında bir çok alanda dönüşüm bekliyor.
Türkiye'de 13 bine yakın özel eğitim kurumunda 1,5 milyonu aşkın öğrenci eğitim görüyor. 200 bini aşkın öğretmen ve çalışanıyla dev bir sektör oluşturan özel okullar, salgın sürecinde de önemli bir sınav verdi. Uzmanlar özel eğitim sektörünü koronavirüs salgını sonrasında yeni bir dönem beklediğini söylüyor.
Habertürk TV'de yayınlanan ve Dr. Görkem İldaş'ın hazırlayıp, sunduğu eğitim programı “Yolun Başındayken”, mart ayından buyana süren koronavirüs salgını sonrası özel eğitim kurumlarını neler beklediğini konu aldı. Uzaktan eğitim sürecinde yaşananlar ve bundan sonra atılacak adımlarla ilgili Tüm Özel Eğitim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkanı İbrahim Taşel ile Kavram Okulları CEO'su Ümit Kalko merak edilen soruları yanıtladı.
Uzaktan eğitim sürecinde Türkiye'de resmi ve özel okulların iyi bir sınav verdiğini söyleyen TÖDER Başkanı Taşel, “Tüm okullar dijital eğitime bir hafta gibi kısa bir süre içinde adapte oldu. Bir çok ülke bocalarken, biz hızla ve çok iyi bir eğitim programı uyguladık” dedi. Koronavirüs salgını sonrasında özel eğitim kurumlarını neler beklediğini anlatan Taşel, olası bir ekonomik darboğaz durumunda özel okulların bazı sıkıntılar yaşayabileceğini ancak sıkıntıların velilerle birlikte aşılabileceğini ifade etti. Taşel, özel okulların; öğrencilere verilen teşvik uygulamasının yeniden hayata geçirilmesi ve yüzde 8'lik KDV oranının kaldırılmasını talep ettiklerini belirtti. Bir öğrencinin devlete yaklaşık 8 bin 200 TL'ye mal olduğunu, dolayısıyla resmi okula çocuğunu göndermeyip özel okulu tercih eden bir velinin -devletin bu masrafı yapmamasına neden olduğu için- teşvik alması gerektiğini söyleyen Taşel, bu yıl özel okullar için yüzde 10 civarında bir zam oranı öngörüldüğüne dikkat çekti.
Kavram Okulları CEO'su Ümit Kalko ise, salgın sürecinin Türkiye'deki özel okul sektörünü de yaraladığını söyleyerek, “Bu sürecin ne kadar daha etki edeceğini ne kadar daha zaman alacağı, etkilerinin neler olacağını beraber yaşayıp görüyoruz. Sadece ülkemizin değil, dünyanın deneyimlemediği bir sürecin içerisindeyiz. İlk başta paniğini yaşamıştık ancak hızlı bir şekilde adapte olmayı başardık” dedi.
Kapanan özel okullar olabileceğini ancak sayının binde birler düzeylerinde kalacağını anlatan Kalko, salgın sonrası özel okul birleşmelerinin artacağı ve yeni işbirliklerinin kurulacağı bir dönem başlayabileceğini söyledi. Kalko, teşviklerin kaldırılmasının ardından özel okul sektörünün son yıllarda kırılgan bir hal aldığını hatırlatarak, virüsle savaşılan dönemde ise okulların kapalı kalması, kurumların nakit akım tablolarının bozulması, yeni kayıtların gecikmesi gibi nedenlerde sektörün yorulduğunu söyledi. Özel okul zamları ile ilgili de bilgi veren Kalko, gider kalemlerindeki maliyetlerin ve enflasyon artışı nedeniyle “zam yapmıyoruz” deme şanslarının olmadığını ancak fahiş zamlara da sıcak bakmadıklarını söyledi. Uzaktan eğitim sürecinde bazı velilerin ücret iadesi ile ilgili taleplerine de değinen Kalko, “Yemek ve servis ücretlerinin iadesi konusunda hemfikiriz. Ancak eğitim uzaktan da olsa devam etmiştir.” dedi.
ADAYLARA YKS TÜYOLARI
TÖDER Başkanı Taşel, bu yıl YKS'ye girecek öğrenciler için de tavsiyelerde bulundu. Lisans bölümleri için barajın 170'e indirilmesinin, sürenin uzatılmasının ve öğrencilerin ikinci dönem konularından muaf tutulmasının avantaj yarattığını söyleyen Taşel, “Barajın aşağı çekilmesi 120'yle 170 bin arasında daha fazla öğrencinin lisans bölümlerine girmesini sağlayacak. Konu muafiyeti 15 kadar soruyu etkiliyor, sınavın yüzde 90'lık bölümünü etkilemiyor. Sürenin uzatılması ise sadece soruları yavaş okuyanlar için avantaj sağlayacak” dedi.
Öğrencilerin sınava sayılı gün kala rahat davranmaması gerektiğini söyleyen Taşel, soruların çok önemli bir bölümünün 9, 10 ve 11. sınıf konularından geleceğini, bu yüzden tüm konuların tekrarının yapılması gerektiğini vurguladı. Taşel “Üniversite sınavları bir yeterlilik sınavı değil, bir yarışma sınavıdır. Öğrenciler aldıkları puana göre sıralanıyor ve tercih ettikleri bölümlere bu sıralarla giriyor. Dolayısıyla öğrencilerin bu anlamda morallerini yüksek tutmaları gerekir.” diye konuştu.