Yeni papa seçiminde istihbarat devrede
Katoliklerin son ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus'un 21 Nisan'da vefat etmesinin ardından dünya genelinde 1,4 milyar mensubu olan Katolik Kilisesi'nin 267'nci Papasını belirlemek için bugün ilk tur oylama yapıldı. İlk oturumda yeni papanın seçilemediği duyuruldu ancak istihbarat servislerinin seçim yarışında devrede olduğu gündemde...

Oluşturma Tarihi: 2025-05-08 16:11:34

Güncelleme Tarihi: 2025-05-08 16:32:42

Papa Francis'in yerine geçecek ruhani lider için seçim süreci 7 Mayıs'ta başladı. İstihbarat örgütleri ise geçmişte bağlantı kurdukları kardinaller üzerinden faaliyet yürütüyorlar. İstihbarat kulislerinden yansıyan son iddialara göre ABD hükümeti ve CIA, Birleşik Devletler-Küba ilişkilerinin normalleşmesini sağlayan Kardinal Pietro Parolin'i destekleyecek.

Katolik Kilisesi'nde ruhban sınıfında Papa'dan sonra gelen en üst düzey din adamı olan kardinallerden 80 yaşın altındaki 133 kardinalin katıldığı oylamanın sonucu, Sistine Şapeli'nin bacasından yükselen dumanla duyuruldu.

Bacadan yükselen siyah dumanla, bugün başlayan Konklav'ın ilk oturumunda yeni papanın seçilemediği dünyaya ilan edildi.

133 kardinal, yarından itibaren Papa seçilene dek sabah ve öğleden sonraları ikişer olmak üzere bir günde 4 oylama yapacak.

Yeni papanın seçilmesi halinde Sistine Şapeli'nin bacasından beyaz duman yükselecek.

Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis'in, 21 Nisan'da yaşamını yitirmesinden sonra yeni papanın kim olacağı merak ediliyor. Küresel dengeleri etkileyecek yeni papa için batılı istihbarat örgütleri de harekete geçmiş durumda. Avrupa basınında ise yeni Papa'nın kıtada kritik bir eşiği temsil edeceği ifade edilirken, istihbarat faaliyetlerini yoğunlaştıran ülkelerin başında Fransa ile ABD geliyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçtiğimiz hafta İtalya'nın başkenti Roma'da Fransız kardinaller ile görüşürken, İtalyan basınına göre Macron, bir sonraki Papa olarak bir Fransız adayın seçilmesi için lobi gerçekleştirdi. İstihbarat kaynakları CIA ve ABD yönetimi ile Çin'in de destekledikleri adaylar olduğunu dile getiriyorlar.

İSTİHBARATÇILAR İŞE ALINDI

Küresel istihbarat yayın organı Intelligence Online'ın (IO) elde ettiği bilgilere göre Papa Francis'in istihbarat dünyasıyla bağlantısı, yönetim dönemindeki yasa dışı finansal faaliyetlerle birlikte başladı. Elde edilen bilgilere göre Papa Francis'in hayatını kaybetmesinin ardından istihbarat örgütleri ve hükümetler yeni Papa için kendi adaylarını desteklemeye başladılar. Bu çark içinde bahsi geçen ilk isim ise İtalyan Kardinal Matteo Zuppi. Papa Francis'in hem halka açık hem de gizli diplomatik girişimlerinin arkasındaki isim olarak bilinen Zuppi kariyerinin çoğunu 'Sant'Egidio Cemaati' arasında geçirmesiyle biliniyor. Zuppi, aynı zamanda dünya genelinde istihbarat servisleri arasında gerçekleşen ve “gölge savaş” olarak adlandırılan çok sayıda çatışmaya da barış amacıyla müdahil olmasıyla tanınıyor. Zuppi'nin bu görevi dolayısıyla çok sayıda istihbaratçıyla tanışıklığı olduğu da dile getiriliyor.

GİZEMLİ GEZİLER

Matteo Zuppi'nin doğrudan müdahil olduğu barış girişimleri arasında 1992 yılında Afrika ülkesi Mozambik'te barışı sağlayan Roma Barış Anlaşması'nın hazırlanması, 1993 yılında Türkiye'de kaçırılan İtalyan rehineler krizini çözmesi gibi faaliyetler bulunuyor. 2019 yılında Papa Francis tarafından Kardinal yapılan Zuppi, benzer çalışmaları Libya, Güney Afrika, Suriye, Irak ve Myanmar'da da gerçekleştirdi. 'Sant'Egidio Cemaati' ise İtalyan Dış İstihbarat Teşkilatı AISE, Fransa Dış İstrihabrat Teşkilatı DGSE ve ABD Merkezi Haberalma Örgütü CIA tarafından sıklıkla ziyaret edilmeye devam ediyor.

ABD'NİN ADAYI PAROLİN

İstihbarat kulislerinden yansıyan bilgilere göre Zuppi, tüm bu faaliyetlerine rağmen ABD hükümeti ve CIA tarafından desteklenmiyor. ABD'nin desteklediği adayın Parolin olduğu öne sürülürken, söz konusu ismin; ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard'ın da arkadaşı olduğu iddia ediliyor. Parolin, eski Papa 16. Benedikt döneminde Vatikan'ın ilk kez sosyalist Çin, Vietnam, Kuzey Kore ile iletişime geçmesini sağlayan kişi olduğu da biliniyor. Parolin ayrıca eski ABD Başkanı Geroge W. Bush döneminde İran ile gerçekleşen Nükleer Silahsızlanma Anlaşmalarına da gözlemci olarak katılan bir isim.

550 yıllık Sistina Şapeli'ne soba kuruldu

Seçici kardinaller, bugün dualar ederek bir tören yürüyüşüyle yerel saatle 16.30 civarında, Michelangelo'nun eşsiz tasvirlerinin de bulunduğu Vatikan Müzeleri'nin ünlü Sistina Şapeli'ne kapanacak. Hristiyanlığın en çok takipçisi bulunan Katolik Kilisesi'nin kurucusu, havarilerin reisi Aziz Petrus'un halefi olarak kabul gören papanın belirlenmesi için asırlardır gerçekleştirilen Konklav, Sistina Şapeli'nde 26'ncı kez yapılacak.

Konklav için yeniden düzenlenen şapelin içine, tüm dünyaya yeni papanın seçilip seçilmeyeceğinin işaretini verecek ve siyah ile beyaz dumanın ayrı ayrı çıkmasını sağlayacak olan 2 eski soba kuruldu. Dumanın rengi, özel kimyasallarla oluşturuluyor. Şapelin bacasından dumanın çıkması ise sobalara monte edilmiş 10 metre yüksekliğindeki bakır borular ile gerçekleştirilecek. Dumanın yeterince tütmemesi riskine karşı ise sobalarda, elektrik dirençli ve fanlı bir destek bulunuyor. Şapelin tabanı ise paha biçilemez mozaikleri barındırdığı için özel ahşap bir platformla kaplandı. Üzerine kardinallerin oturacağı sandalyeler ile masalar kondu.

Latincede “diğerleri çıksın" anlamındaki "extra omnes" dendikten sonra Sistina Şapeli'nin kapılarının kilitlenmesinin ardından başlayacak oylamalar, sabah iki ve öğleden sonra iki olmak üzere günde dört kez yapılacak. Ancak bugün, tek oylama yapılacak ve yerel saatle 19 civarında bacadan duman çıkması beklenecek. Yaklaşık 400 yıl önce konan bir kurala göre, oy pusulaları kimseye gösterilmeden mühürlü sandığa atılacak.

Sadece vaftiz edilmiş bir Katolik ve bekâr erkek olma şartı bulunsa da papalar geleneksel olarak kardinaller arasından seçiliyor.
Bu makama bir adaylık söz konusu değil. Din adamları, papalığı layıkıyla yerine getirebileceğine inandığı herhangi bir kardinalin adını oy kâğıdına yazabiliyor.

Papanın seçilebilmesi için tüm oyların üçte ikisi gerekiyor. 34. turdan sonra halen bir lider seçilemezse, en çok oyu alan iki kardinal için ayrıca balotaj seçimleri yapılacak. Tüm turlar sonucunda oyların üçte ikisini alan din adamına bu görevi kabul edip etmeyeceği ve papalığı boyunca hangi havari ismi almak istediği sorulacak.

Onun kabul etmesinin ardından oy pusulaları bir ipe dizilerek, şapeldeki sobaya atılarak burada yakılacak. Vatikan Apostolik Sarayı'nın bacasından beyaz duman çıkarsa yeni papa seçilmiş anlamındadır. Siyah duman ise seçim sonuçlanmamış anlamına geliyor. Yeni papa, ilk olarak şapelin bitişiğindeki Ağlama Odası'na götürülecek. Sorumluluğu büyük bir makama seçilmesinin ardından papaların yaşadığı duygu yoğunluğu ve kimilerinin ağlamış olmasından dolayı bu odaya bu adın verildiği biliniyor.

Burada yeni papa, kendisini bekleyen üç farklı boyutta cübbeden bedenine uygun olanı giyecek. Bu sırada, “Başdiyakon” olarak anılan Kardinal, Aziz Petrus Bazilikası'nın locasına çıkarak Latince, “Habemus Papam (Papamız var)” diye meydanda bekleyen on binlerce insana müjde verecek.

Bunun ardından yeni papa aynı balkondan halkı selamlayarak onları kutsayacak. Bu arada, Konklav masraflarının ne kadar olduğu da merak konusu. Il Messaggero gazetesi, Papa Francesco'nun seçildiği 2013'teki Konklav'ın yaklaşık 4 buçuk milyon euroya mal olduğunu aktardı.

Gizlilik yeminini bozanlar aforoz ediliyor

Yüzyıllar öncesine dayanan geleneklerle gerçekleştirildiği için yeryüzünün en gizemli ve en ilgi çeken seçimleri olan Konklav terimi, papalık seçimlerinin çok gizli yapıldığı anlamına geliyor.

Latincedeki “cum clave”, yani “anahtarla kilitlenmiş” sözcüğünden türeyen Konklav oylamaları yapılırken kardinaller gerçekten de Sistina Şapeli'ne kilitleniyor.

Ne kadar süreceği belirsiz olan Konklav bitene kadar dış dünyayla tamamen bağlantılarının kesilmesi sağlanan kardinallerin cep telefonlarına ve kayıt ya da arama yapabilecekleri her türlü elektronik eşyasına el konulacak. Seçici kardinallerin yanın sıra, Konklav sürecinde çeşitli alanlarda görev yapacak olan yüzü aşkın din insanı ve laik de onlar gibi muamele görecek ve Vatikan sınırları içindeki Azize Marta konukevinde konaklamak zorunda kalacak.

Dünyanın her yerinden gelen 5 binin üzerinde gazetecinin takip edeceği seçimlerin gizliliğini güvence altına almak için üst düzey teknolojili tedbirler de alındı. Vatikan sınırları içinde sinyal kesiciler de devreye sokulacak. Görevliler, Konklav öncesi gizlilik yemini de etti. Bunu bozan din insanlarına Kilise'den aforoz cezası verilirken, laik olanlar da Kilise'nin her türlü resmi imkânından mahrum edilecek. Tarihteki en uzun Konklav'ın 1006 gün, en kısasının ise 10 saat sürdüğü biliniyor.

Bölünmüş bir kilisede ucu belirsiz seçimler

Konklav, Papa Francesco'nun miras bıraktığı bölünmüş bir Kilise ortamında gerçekleştiriliyor. Yaptığı reformların yanı sıra, Kilise'yi daha modern ve yüzyıllardır dışlanan kesimleri kucaklayıcı hale getirmesi aşırı muhafazakârları kızdırdı. Kızgın kardinaller, Papa Francesco'nun ölümünden sonra da Kilise'yi bir felakete sürüklediği açıklamalarını sürdürdü ve yeni papanın asla onun çizgisinde olmaması gerektiği mesajlarını verdi. Ancak Vatikan uzmanları, muhafazakârların bu Konklav'da azınlıkta olduğunu aktarıyor.

Ilımlı muhafazakârlar ve ilerici kesim ise bir bölünme olmadığı mesajını vermek için Konklav'ın çok kısa süreceğini ve bazı isimler üzerinde uzlaşılmakta olduğunu öne sürdü. Vatikan uzmanı gazeteci Marco Politi, yabancı gazetecilerle bir basın toplantısında bunun tamamen yalan olduğunu, bu kardinallerin, bölünmüş Kilise gerçeğini örtbas etmek istediklerini belirterek, “Bu tam dramatik bir Konklav. Kilise, son yarım yüzyılda hiç bu kadar bölünmemişti” dedi.

Katolik Kilisesi'nin belli ülkelere odaklanmadan daha küresel olması gerektiğine inanan Papa Francesco, bir geleneği bozarak kardinalleri bulunmayan birçok ülkeden de ilk kez atama yapmıştı.

Papa, aralarında Güney Sudan'ın da bulunduğu bu yeni ülkelerin, kendi deyimiyle “dünyanın kenar mahalleleri” olmasına özen gösterdi. Hollandalı gazeteci Andre Vreede, bu nedenle bu seçimlerde kardinallerin çoğunun birbirini tanımadığını, bunun bir vahamet olduğunu ifade etti.

Hâlihazırdaki Vatikan Devlet Sekreteri Kardinal Pietro Parolin'in bu nedenle “güvenilir bir liman” gibi görülerek favori gösterildiğini söyleyen Vreede, “Ancak onun pek bir papazlık deneyimi yok. Daha çok bir bürokrat ve Vatikan'da işleyişi çok iyi biliyor, ama çağımız için biraz sıkıcı bir kişilik” diye konuştu.

“Jeopolitik daha ağır basacak”

Bazı favori isimler telaffuz edilse de Konklavlar genellikle belirsiz ve öngörülemez olarak biliniyor. Örneğin; 2013'teki seçimlerde neredeyse hiçbir Vatikan uzmanının tahmin etmediği Arjantinli Kardinal Jose Maria Bergoglio beklenmedik şekilde seçilmişti. Yeni papanın, son 12 yılda aşırı çalkalanan Kilise'de frene mi basacağı yoksa selefi Francesco'nun çizgisinde mi devam edeceği merak konusu.

Yeni papa, Katolik Kilisesi'nde çığ gibi ortaya dökülen cinsel istismar vakaları ve mali yolsuzluklar ile bunların ardından yardımların azalmasıyla Vatikan'ın kötüye giden mali durumu gibi meselelerle ilgilenecek. Dünya genelinde dine olan ilginin giderek düşüş göstermesi de cabası. 5'inci kez Konklav gören Dinler ve Hristiyanlık Tarihçisi Alberto Melloni, dünyada yaşanan çatışmaların artmasına atıfla “Yeni papa, alevler içindeki bir dünyada Kilise'yi yeniden tasarlamak zorunda kalacak" dedi.

Vatikan'da gazetecilere açıklamalar yapan kardinaller, düşünüldüğünün aksine papayı jeopolitik çıkarlara bakmadan tamamen öğretici, sürüsüne gerçek bir çoban olabilecek, kiliseyi birleştirerek dünyaya barış mesajı verebilecek bir lider özelliğinden dolayı seçeceklerini ifade etti. Ancak gazeteci Marco Politi, jeopolitiğin bu seçimlerde, geçmiştekilerden daha ağır basacak gibi göründüğünü söylüyor. Vatikan uzmanı, Ukrayna ve Gazze'de devam eden savaşlar, Papa Francesco'nun İslam dünyasına yönelik olumlu faaliyetlerinin sürdürülmesi ve Amerika Birleşik Devletleri'nde artan otokrasiye ilişkin endişelerin büyümesi gibi noktaların, kardinallerin müzakerelerinde yer alacağını öne sürüyor.

Asya'da Katolikliğin artmakta olduğuna dikkat çeken uzmanlar, dedesi Çinli olan 68 yaşındaki Filipinli Kardinal Luis Antonio Tagle'nin adını da favoriler arasına alıyor. Kardinal Parolin'inden sonra ikinci en olası isim olarak anılan Tagle, teolojik açıklığı, gençlere yakınlığı ve bir papaz olarak sıcaklığıyla ön plana çıkıyor ve “Asyalı Francesco” diye anılıyor.

AA, Global