Geçtiğimiz hafta sonu WEF başkanlığından istifa eden Klaus Schwab, istifasının hemen ardından ağır suçlamalarla karşı karşıya kaldı. İsimsiz bir ihbar mektubuyla başlayan süreçte, Schwab'ın eski meslektaşları hakkında “asılsız iddialara ilgi gösterdiler” diyerek eleştirilerde bulunduğu bildirildi.

İhbar mektubunda, Schwab'ın dünya liderlerinin katıldığı Davos Zirvesi'nin temelini oluşturan küresel rekabet gücü raporunu manipüle ettiği öne sürüldü. Bazı hükümetlerin talepleri doğrultusunda raporun metodolojisini değiştirdiği iddia edilen Schwab, bu suçlamayı kesin bir dille reddetti.

Schwab, yaptığı açıklamada, “Rekabet Edebilirlik Raporu'nun metodolojisini ilk olarak 1979 yılında geliştirdim. Hükümetlerin güncel veri taleplerini ekiplere ilettim. Bunu manipülasyon olarak görmek hakarettir” dedi.

Schwab ve eşi Hilde Schwab, WEF kaynaklarını kişisel seyahatlerde kullanmak, kuruluşun mülklerini şahsi amaçlarla değerlendirmek ve personelden “ATM'lerden binlerce dolar çekmelerini” istemekle suçlandı. Schwab, bu iddiaları “tamamen yalan” diyerek reddettiğini açıkladı.

Bir diğer dikkat çekici suçlama ise Schwab'ın, çalışanlardan kendisini Nobel Barış Ödülü için teşvik etmelerini istemesi oldu. Schwab, bu konuda da “Bunu yapmamalarını defalarca söyledim” ifadeleriyle kendini savundu.

Yeni ihbarlar, geçtiğimiz yıl gündeme gelen cinsel taciz, ayrımcılık ve “zehirli işyeri kültürü” iddialarının üzerine eklendi. Ancak Mart ayında tamamlanan önceki soruşturmada WEF'in herhangi bir yasal ihlalde bulunmadığı açıklanmıştı.

WEF, salı günü yaptığı açıklamada, “Forum bu iddiaları ciddiye almakla birlikte, bunların kanıtlanmamış olduğunu vurgulamaktadır” dedi. Schwab ise isimsiz ihbarcılara karşı hakaret davası açtığını duyurdu.

Kaynak: harici.com.tr