İtalya'nın kanallarıyla ünlü Venedik kentinin Lido Yarımadası'nda 27 Ağustos'ta başlayan dünyanın en eski sinema festivali 6 Eylül gecesi düzenlenen ödül töreniyle sona erdi. Festivalde, İsrail ordusunun saldırısında yaşamını yitiren 5 yaşındaki Filistinli Hind Receb'in öyküsünü anlatan “The Voice of Hind Rajab” filmi, “Gümüş Aslan Büyük Jüri Ödülü”ne layık görüldü. Tunuslu yönetmen Kaouther Ben Hania, ödülünü Filistin Kızılayı'na ve Gazze'de hayat kurtaranlara adadığını söyledi. Hania, filmin Gazze'nin sesi ve tüm dünyaya yardım çağrısı olduğunu ancak kimsenin buna cevap vermediğini vurguladı. Hind'in sesinin adalet sağlanana kadar yankılanmaya devam edeceğini belirten yönetmen, İsrail'in işlediği suçların cezasız kaldığını dile getirdi. Hind'in annesi ve kız kardeşinin halen Gazze'de bombardıman altında olduğunu hatırlatan Hania, onların hayatta kalmasının bir hayır değil, insanlık sorumluluğu olduğunu ifade etti. Konuşmasını “Özgür Filistin” sözleriyle tamamladı.
Festivalde başka yönetmenler de Filistin'e destek verdi. “The Ivy” filmiyle Orizzonti En İyi Senaryo ödülünü alan Ana Cristina Barragan, konuşmasını “Özgür Filistin” sözleriyle bitirdi. “Songs of Forgotten Trees” filmiyle En İyi Yönetmen ödülünü kazanan Anuparna Roy, her çocuğun barış, özgürlük ve kurtuluşu hak ettiğini vurguladı ve “Filistin de bir istisna değildir” dedi. Roy, Filistin'in yanında durmanın bir sorumluluk olduğunu belirtti. Armani Beauty Seyirci Ödülü'nü kazanan “Calle Malaga” filminin yönetmeni Maryam Touzani ise konuşmasında, Filistin'de her gün yaşanan zulme dikkat çekti. Touzani, “Kaç anne çocuksuz kaldı? Kaç çocuk annesiz, babasız kaldı? Her şeyini kaybetti. Bu dehşet sona erene kadar daha kaç kişi kaybedecek?” sözleriyle salonda duygusal anlar yaşattı.