Tarihi Cammu ve Keşmir bölgesinin Pakistan sınırları içerisinde yer alan Azad Cammu ve Keşmir'in Cumhurbaşkanı Han, Pakistan'ı ziyaret eden bir grup Türk gazeteciyle bir araya gelerek, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye ve Pakistan ilişkilerinin köklü geçmişine dikkati çeken Han, iki ülkenin birbirine beslediği sevginin sadece liderler düzeyinde değil, halklar arasında da hissedildiğini vurguladı.
Azad Cammu Keşmir halkının, yaşadıkları depremin ardından Türkiye'den gelen desteği unutmadığının altını çizen Han, Muzafferabad kentinin yeniden inşasına katkıları nedeniyle kentin "Türk şehri" olarak anıldığını hatırlattı.
Han, "Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan ve Azad Cammu Keşmirliler tarafından çok seviliyor ve sayılıyor." dedi.
"TÜRKİYE KEŞMİR SORUNUNU TAM MANASIYLA ANLAYAN TEK ÜLKE"
Türkiye'ye nisanda yaptığı ziyaretinde çeşitli temaslarda bulunduğunu kaydeden Han, "Bütün bu görüşmelerimde gördüm ki Türkiye, Keşmir konusunu tam manasıyla anlayan tek ülke. Ziyaretimde Türk halkı, sivil toplum, medya ve düşünce kuruluşlarının, Cammu Keşmir halkının kendi geleceğini belirleme hakkına ve Pakistan'ın bu konuya yaklaşımına tam destek verdiğini gördüm." diye konuştu.
Han, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2017'de Pakistan'ı ziyaret ettiğini ve bu ziyarette de Cammu Keşmir'in geleceğini Keşmirlilerin belirleyeceğini söylediğini anımsattı.
Erdoğan'ın bu konunun diplomasi ile çözülmesinden yana sergilediği yaklaşım ile halkın sevgisini kazandığını söyleyen Han, bu konuya insani boyuttan baktığı için Türkiye'ye teşekkür etti.
Han, Türkiye'nin Batılı ülkeler karşısında kendi kimliğiyle gurur duyan bir duruş sergilediğine değinerek, "Türkler, kendi kaderini belirleyecek öz güvene sahip bir millet. Sadece Türkiye'yi değil, dünyanın her tarafındaki Müslümanları da önemsiyorsunuz. Ne zaman Türkiye'ye gelsem kalbime dokunuyorsunuz." ifadelerini kullandı.
HİNDİSTAN İSRAİL'İN İŞGALCİ POLİTİKALARINI UYGULUYOR
Cammu Keşmir'deki son durum hakkında da bilgi veren Han, gece baskınlarının sürdüğünü, kadın ve yaşlıların tehdit edildiğini, gençlerin zorla alıkonduğunu ve işkence gördüğünü söyledi.
Han, Hindistan'ın uluslararası hukuku ihlal ederek bölgede soykırım yaptığını ve savaş suçu işlediğinin altını çizerek, "Uluslararası toplum artık bu insanlık dışı durumun durdurulması için Hindistan'a baskı kurmalı." dedi.
Hindistan'ın uluslararası hukuku ihlal ederek bölgeyi ilhak ettiğine işaret eden Han, "5 Ağustos öncesinde bölgede yaklaşık 700 bin Hindistan askeri bulunuyordu ama 5 Ağustos'tan sonra bu askerlere 180 bin asker daha ilave edildi. Şu anda Hindistan işgali altındaki Keşmir'de yaklaşık 900 bin asker mevcut. Bu rakam, dünyadaki birçok ülkenin toplam asker sayısından fazla" ifadelerini kullandı.
Serdar Mesud Han, Hindistan'ın bölgeyi sadece işgal etmekle kalmayıp, insanları da terörize ettiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Bölgede artık sadece işgalden değil, bir kolonyal işgalden bahsetmek lazım. Bölgede kolonyal ve sömürgeci bir işgal mevcut. Adeta bölgeyi ikiye böldüler. Bu ikiye bölmeyi de Keşmir halkının isteği dışında gerçekleştirdiler ve buraya Hintleri yerleştireceklerini de duyurdular. Demografi tamamen değişecek. Burada yasa dışı yerleşim merkezleri kuracaklar. Tıpkı Batı Şeria ve Gazze'de olduğu gibi. Hindistan adeta İsrail'in politikalarını bir kopyasını burada gerçekleştiriyor. Tabii ki halka yönelik şiddeti de bir kez daha vurgulamak gerekiyor. İstedikleri Keşmirlilerin kendi topraklarında yabancı konuma düşmesi ve Keşmirlilerin buradan göçe zorlanması. Hindistan tarafından yasa dışı şekilde bütün bu adımlar atılıyor."
BM'YE ÇAĞRI
Serdar Mesud Han, uluslararası medyadan son dönemde önemli destek aldıklarını vurgulayarak, "Uluslararası medya Keşmir konusunda Pakistan'ı destekledi, özellikle de Türk medyası önemli katkılar sundu. Çünkü uluslararası medya Hindistan'ın konuya ilişkin yanlış bilgiler verdiğinin farkında." diye konuştu.
Han, Cammu Keşmir probleminin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) sunduğu kapsam çerçevesinde çözülmesi gerektiğine işaret etti.
Ayrıca, Pakistan'ın çağrısıyla Keşmir konusuna ilişkin BM'de gayri resmi bir toplantı yapıldığını belirten Han, toplantıdan sonra BMGK'nin konuya ilişkin sessizliğini sürdürdüğüne dikkati çekti.
Han, 2012-2013'te Pakistan'ın BM'deki son elçisi olarak görev yaptığını hatırlatarak, "Bir yerde bir kriz varsa BM Genel Sekreteri tüm elçileri davet eder ve çok uzun saatler hatta hafta sonu da devam eden görüşmeler yapılarak çözüme ilişkin adımlar atılmaya çalışılır." ifadelerini kullandı.
Han, BM Genel Sekreteri'ni, Keşmir konusunda "ete süte dokunmayan" açıklamalar yapmakla eleştirdi.
BM'nin Keşmir meselesinde daha fazla rol alması gerektiğini söyleyen Han, Keşmir halkının toplu linçlere ve ev hapislerine maruz kaldıklarını duyurması ve bu konuda yardım istemesine rağmen BMGK'nin harekete geçmediğini aktardı.
"PAKİSTAN ORUSU SON MERMİSİ KALANA KADAR KEŞMİR'İ SAVUNACAK"
Keşmir halkının Hindistan yönetimi altında yaşamak istemediğini savunan Han, Hindistan'ın topluma karşı terör uyguladığını ve insan hakları ihlalleri yaptığını vurguladı.
Han, Pakistan ve Cammu Keşmir halkının daima diyalog ve diplomasiden yana dursa da Hindistan'ın Keşmir halkına karşı oldukça baskıcı yöntemler benimsediğini belirtti. Han, "Pakistan ordusunun son mermisi kalana kadar Keşmir'i ve bölge halkını koruyacaktır" dedi.
Bu ihlallerin görüntülere yansıdığını ve dünya medyasının yaşananlara şahit olduğuna dikkati çeken Han, "Dünya artık Hindistan'ın yanlış hikayelerine ve haberlerine inanmıyor" yorumunu yaptı.
Han, Çin, Türkiye ve İran'ın açıkça Hindistan'ı eleştirdiğine de değinerek, "Ancak dünyanın geri kalanı, güçlü uluslar ekonomik ve stratejik çıkarlardan dolayı Hindistan'ın eylemlerine sessiz kaldı" ifadesini kullandı.
Han, Hint güçlerinin kontrol hattını geçebilme ihtimali konusunda da şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bir zamanlar işgal altındaki Keşmir'i kurtarmaya çalışırken, şimdi Hindistan'dan Azad Keşmir konusunda da bir tehdit oluştu. Açıkça kamuoyuyla da paylaşmıştım. Eğer Hindistan kontrol hattını geçmeye cesaret ederse o bölge Hindistan'ın mezarlığı haline gelecek, inanın bunlar boş sözler değil. Keşmir halkının gücünü ve adanmışlığını biliyorum ve Hindistan da buraya girerse Azad Keşmir'in kendisinin mezarlığı haline dönüşeceğinin farkında."
