Dolar

42,5288

Euro

49,5558

Altın

5.753,23

Bist

11.007,37

Türkiye çevre adımlarıyla OECD'den tam not aldı

OECD Çevre Direktörü Jo Tyndall, Türkiye'nin çevre politikaları ve Sıfır Atık Girişimi kapsamında attığı adımları takdir etti. Plastik kirliliğiyle mücadelede Türkiye'nin örnek çabalarını vurguladı.

5 Ay Önce Güncellendi

2025-07-21 11:55:38

Türkiye çevre adımlarıyla OECD'den tam not aldı

OECD Çevre Direktörü Jo Tyndall, Türkiye'nin çevre alanında attığı adımları takdir etti. Tyndall, özellikle Sıfır Atık Girişimi'ne ve plastik kirliliğiyle mücadelede gösterilen çabalara dikkat çekerek, Türkiye'nin çevre politikaları konusunda iyi bir yolda ilerlediğini belirtti.

Merkezi Paris'te bulunan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Çevre Direktörü Jo Tyndall, plastik atıkların çevreye etkisi, geri dönüşüm potansiyeli ve Türkiye'nin bu alandaki çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Tyndall, OECD'nin üye devletlerin çevre performanslarını düzenli olarak değerlendirdiğini belirterek, Türkiye'nin çevre konusunda gerçekten iyi adımlar attığını ifade etti.

Plastik atıkların çevreye olan zararlarına dikkat çeken Tyndall, bu konudaki farkındalığın artmasının ve somut adımlar atılmasının önemine vurgu yaptı. Türkiye'nin Sıfır Atık Günü'ne yaptığı vurgunun önemli olduğunu dile getiren Tyndall, Türkiye'nin OECD Daimi Temsilciliğinin plastik kirliliğiyle mücadelede kolektif hareketi destekleyen çalışmalarından memnuniyet duyduğunu kaydetti.

Tyndall, 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü'nün dünya genelinde sıfır atık bilincinin yaygınlaşması açısından önemli olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan tarafından 2017 yılında başlatılan ve desteklenen Sıfır Atık Girişimi'nin, Türkiye'nin döngüsel ekonomiye geçiş hedeflerine işaret ettiğini söyledi. Girişimin yüksek düzeyde siyasi destekle yürütülüyor olmasının etkili olduğunu da ekledi.

Türkiye'nin OECD Daimi Temsilciliği ile OECD arasında işbirliğine dayalı ve üretken bir ilişki olduğunu belirten Tyndall, Türkiye'nin Çevre Politikaları Komitesi ve ona bağlı çalışma gruplarına katılım düzeyinin etkileyici olduğunu söyledi. Ayrıca, Türkiye'nin çevreyle ilgili girişimlere gösterdiği ilginin de dikkat çekici olduğunu belirtti.

2019 yılında dünya genelinde 353 milyon ton plastik atık üretildiğini söyleyen Tyndall, bu miktarın neredeyse yarısının OECD ülkeleri tarafından üretildiğini aktardı. ABD, Çin, Avrupa ülkeleri ve Hindistan'ın bu üretimin büyük bir kısmını oluşturduğunu söyledi.

Geri dönüşümün plastik kirliliğiyle mücadeledeki önemine işaret eden Tyndall, 2019 yılında üretilen plastiklerin yalnızca yüzde 9'unun geri dönüştürülebildiğini, bu oranı artırmanın teknik ve ekonomik zorluklar nedeniyle oldukça güç olduğunu ifade etti. Yıllık plastik atık miktarının 2060 yılına kadar 1 milyar tona ulaşabileceğini belirten Tyndall, bu durumun ciddi çevresel ve sağlık sorunları doğurabileceğini söyledi.

Plastik atıkların yakılması durumunda sera gazı emisyonlarının ve hava kirliliğinin arttığını ifade eden Tyndall, mikroplastiklerin de deniz canlıları için büyük tehdit oluşturduğunu belirtti. Kaplumbağaların ve deniz kuşlarının plastik atıklara dolanarak zarar gördüğünü ve bu durumun sıkça belgelerle ortaya konduğunu aktardı.

Tyndall, plastik kirliliğinin okyanusların karbondioksit emme kapasitesini azalttığını, bunun da iklim değişikliğiyle mücadelede olumsuz sonuçlar doğurduğunu söyledi. Aynı zamanda turizm ve sürdürülebilir balıkçılık sektörleri üzerinde de olumsuz etkilerinin olduğunu ifade etti.

Uluslararası plastik anlaşması müzakerelerinin bu sorunların çözümünde etkili olmasını umduğunu dile getiren Tyndall, OECD'nin “Küresel Plastik Görünümü” raporuna değindi. Bu rapora göre sıkı politikaların uygulanması halinde 2040 yılına kadar plastik kirliliğinin yüzde 96 oranında azaltılabileceğini ve geri dönüşüm oranının yüzde 59'a yükselebileceğini söyledi.

Tyndall, geri dönüşümün döngüsel ekonomi uygulamalarını artırdığını ve yeşil istihdam fırsatları sunduğunu belirtti. Ancak geri dönüşüm oranının artırılmasının teknik, ekonomik ve altyapı sorunları nedeniyle kolay olmadığını vurguladı. Özellikle bazı plastik türlerinin bileşenleri nedeniyle geri dönüştürülememesi gibi sorunlara dikkat çekti.

Tek kullanımlık plastik ürünlerin birçok ülke tarafından yasaklandığını hatırlatan Tyndall, bu uygulamaların örnek alınabileceğini belirtti. Kozmetik ürünler dahil olmak üzere bazı plastiklerin kullanımının sınırlandırıldığını, ambalaj gibi plastik ürünlerin ömrünün ortalama 6 ay olduğunu ifade etti.

Plastik üretimi ve talebinin sınırlandırılmasına yönelik önlemlerin raporda önerildiğini belirten Tyndall, yeniden kullanım, onarılabilirlik ve dayanıklılığı teşvik edecek eko-tasarım kriterlerinin uygulanabileceğini söyledi.

Tyndall, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (EPR) planları üzerinde çalıştıklarını ifade ederek, bu planların üreticileri çevresel etkileri dikkate alarak ürün tasarlamaya teşvik etmeyi ve geri dönüşüm maliyetlerinin karşılanmasını hedeflediğini aktardı.

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara