Hindistan ve Pakistan arasında yeniden alevlenen sınır çatışmaları, uluslararası kamuoyunun gündeminde yerini korurken, ABD Başkanı Donald Trump da krize dair ilk açıklamasını yaptı. Trump, “Ben sadece bunun çok çabuk sona ermesini umuyorum.” diyerek diplomatik çözüm çağrısında bulundu.
Gerilimin fitilini ateşleyen gelişme, Hindistan'ın Pakistan'a ve Azad Keşmir bölgesine yönelik başlattığı askeri operasyon oldu. Hindistan ordusu, "hedeflere" karşı operasyon başlattığını duyurmuştu. Saldırıların ardından Pakistan tarafında sivil can kayıpları yaşandı.
TRUMP: “UTANÇ VERİCİ BİR DURUM”
Trump, Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un yemin töreninde yaptığı açıklamada, “Bu, geçmişte yaşanan bazı şeylere dayanıyor. Uzun zamandır savaşıyorlar. Aslında onlarca yıldır, hatta yüzyıllardır savaşıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Trump, yaşananları “utanç verici” olarak tanımladı ve her iki ülkeye de sağduyu çağrısı yaptı. Açıklamaları, sadece diplomatik bir temenni değil, aynı zamanda bölgedeki gerilimi kontrol altına alma yönünde uluslararası bir baskı olarak değerlendiriliyor.
PAKİSTAN: “YER VE ZAMANI BİZ BELİRLEYECEĞİZ”
Pakistan Ordusu Halkla İlişkiler Birimi (ISPR) Genel Müdürü Korgeneral Ahmed Şerif Chaudhry, Hindistan'ın füze saldırılarına dair yaptığı açıklamada, “Pakistan bu saldırılara kendi belirleyeceği yer ve zamanda karşılık verecektir.” ifadelerini kullandı.
Chaudhry, saldırıların Azad Cammu Keşmir eyaletinin Kotli, Muzafferabad ve Bagh ile Pencap eyaletinin Bahavalpur ve Muridke bölgelerine yapıldığını aktardı. İlk belirlemelere göre biri çocuk olmak üzere 3 sivilin hayatını kaybettiği, 12 kişinin de yaralandığı bildirildi.
TRUMP'TAN ÇAĞRI: ÇATIŞMALAR DERHAL DURMALI
ABD Başkanı Trump, Hindistan ile Pakistan arasında yeniden tırmanan çatışmaların bölgesel istikrarsızlığı körükleyeceğini ifade etti. Bu tür açıklamaların, taraflara uluslararası kamuoyunun dikkatli baktığını ve gerilimin büyümeden çözülmesi gerektiğini hatırlattığı yorumu yapılıyor.
Bölgedeki askeri hareketliliğin devam etmesi halinde, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlardan daha fazla diplomatik müdahale bekleniyor.