Ocak 2025'te sağlanan ateşkes anlaşması sonrası Gazze'de insani yardım faaliyetleri başladı ve İsrail güçleri belirli bölgelerden geri çekildi. Yıkıntılar arasından yakınlarını arayan Filistinliler, Gazze'nin Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu dünyaya gösterdi.
Ancak bu süreçte Trump yönetimi, Gazze'de kalıcı bir ABD varlığını savunan açıklamalar yaptı. Filistinlilerin Ürdün ve Mısır'a kalıcı olarak yerleştirilmesi gerektiğini savunan Trump, iki Arap ülkesinin bu durumu kabul edeceğini iddia etti. Mısır ve Ürdün bu teklifi açıkça reddetse de, Trump "Bunu yapacaklar" diyerek tehcir planının gerçekleşeceğini söyledi.
TRUMP'IN GAZZE PLANI: TEHCİR VE YENİDEN İNŞA
Trump, Filistinlilerin Gazze'den sürgün edilmesiyle ilgili detayları paylaştı. Planına göre:
Gazze, İsrail tarafından ABD'ye devredilecek.
Filistinliler, komşu ülkelere yerleştirilecek.
Amerikan ve Arap sermayesiyle büyük bir inşaat projesi başlatılacak.
Gazze'de ABD şirketleri milyarlarca dolarlık yatırımlarla yeniden inşa sürecini yönetecek.
Trump, Truth Social hesabında yaptığı paylaşımda, Gazze'nin "modern, güvenli ve büyük bir projeye dönüştürüleceğini" ifade etti. Bu süreçte ABD'nin bölgedeki askeri ve ekonomik etkisini artıracağı açıkça ortaya çıktı.
FİLİSTİN'İN KADERİNE MİLYARLIK PROJELER ŞEKİL VERECEK
BM raporlarına göre, İsrail'in saldırıları nedeniyle Gazze'de 50 milyon tondan fazla moloz oluştu. Bu enkazın temizlenmesi 21 yıl sürebilir ve 1,2 milyar dolarlık bir maliyet gerektiriyor.
Ancak asıl mesele Gazze'nin yeniden inşası için gerekli olan dev bütçe.
2 trilyon dolara mal olacağı tahmin edilen bu projeyi Amerikan şirketlerinin üstlenmesi bekleniyor.
İnşaat sektöründe büyük yatırımlara imza atan Trump'ın, Körfez ülkelerinin fonlarıyla ABD şirketlerine dev projeler kazandırmayı amaçladığı öne sürülüyor.
Bu sürecin, Filistin halkının kaderini hiçe sayan bir ekonomik ve politik oyun olduğu değerlendirilirken, ABD'nin bölgede uzun vadeli çıkarlarını güçlendirmeye çalıştığı belirtiliyor.
TEHCİRİN BÖLGEDEKİ ETKİLERİ NE OLACAK?
Amerikan ordusunun Filistinlileri zorla göç ettirme ihtimali, İsrail'in Batı Şeria'da daha büyük yıkımlara yol açacak yeni bir yayılma politikasını tetikleyebilir.
Ürdün ve Mısır'da büyük çaplı çatışmaların çıkması kaçınılmaz hale gelebilir.
Bölgede dinsel, toplumsal ve siyasal krizler daha da derinleşebilir.
KIRMIZI ÇİZGİ: KUDÜS VE MESCİD-İ AKSA
Filistin'in zorla tehcir edilmesi, sadece bir göç politikası değil, bölgesel çatışmaların fitilini ateşleyecek bir hamle olarak değerlendiriliyor. Özellikle Mescid-i Aksa ve Kudüs üzerindeki planlar, İslam dünyasında büyük tepkilere yol açabilir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistinlilerin vatanlarından koparılmasıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Bunlar tamamen abesle iştigaldir. Havanda su dövme çabalarıdır. Gazzelileri binlerce yıllık ezeli ve ebedi vatanlarından çıkarmaya kimsenin gücü yetmez."
Bu açıklama, Filistin'in geleceğiyle ilgili tehcir planlarına karşı net bir duruş sergilendiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Kaynak: Yenişafak