Meltem Suat Timeturk Dış Haberler Servisi/Özel
ABD merkezli çok uluslu şirketler, Hindistan'da giderek yükselen milliyetçi tüketim kampanyalarının hedefi oldu. Donald Trump'ın Hindistan'dan ithal edilen ürünlere yüzde 50 gümrük vergisi getirmesi, sosyal medyada ve sokakta Amerikan markalarına karşı boykot çağrılarını alevlendirdi. McDonald's, Coca-Cola, Amazon, Apple gibi dev markalar sessizliğini korurken, “Made in India” hareketi, özellikle Modi hükümetine yakın çevrelerin desteğiyle güçleniyor. Wow Skin Science kurucu ortağı Manish Chowdhary, “Kendi üreticilerimiz kendi ülkelerinde dikkat çekmek için mücadele ederken biz yabancı markalara para harcadık” diyerek yerli üretimin küresel bir marka haline getirilmesi çağrısında bulundu. DriveU CEO'su Rahm Shastry ise Hindistan'ın kendi sosyal medya ve teknoloji ekosistemini kurması gerektiğini savundu. Başbakan Narendra Modi de Bengaluru'daki bir konuşmasında “Artık Hindistan'ın kendi ihtiyaçlarına öncelik verme zamanı” diyerek yerli üretim vurgusu yaptı.
Tesla Boykot Rüzgarında Showroom Açtı
Boykot çağrılarının yükseldiği dönemde Tesla, Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de ikinci showroomunu açtı. Açılışa hem Hindistan Ticaret Bakanlığı hem de ABD büyükelçiliği yetkilileri katıldı. Modi'nin partisi BJP ile bağlantılı Swadeshi Jagran Manch grubu, ülke genelinde küçük mitingler düzenleyerek halka Amerikan markalarını boykot etme çağrısı yaptı. Grup, yabancı markalar yerine kullanılabilecek Hint markalı ürünlerin listesini de WhatsApp üzerinden yaydı.
Türkiye'deki İsrail Boykotlarına Benzerlik
Hindistan'daki Amerikan markalarına yönelik yükselen boykot dalgası, 7 Ekim 2023'te İsrail ile Hamas arasında başlayan çatışmaların ardından Türkiye'de yaşanan İsrail ürünlerine karşı boykot hareketlerini güçlü şekilde akıllara getiriyor. Gazze'de yaşanan insanlık dramı ve İsrail'in saldırıları karşısında Türkiye'de toplumun geniş kesimleri, İsrail menşeli ürünleri ve İsrail ile iş birliği içinde olan firmaları tüketmeme yönünde gönüllü bir duruş sergiledi.
Sosyal medyada yayılan kapsamlı boykot listeleri, halkın hangi ürünleri tercih etmemesi gerektiğine dair rehberlik sağlarken, aynı zamanda alternatif yerli ve bölgesel markalara yönelimi teşvik etti. Bu durum, sadece tüketici davranışlarını değiştirmekle kalmadı; büyük market zincirlerinde İsrail ürünlerine yönelik tepkiler fiili satış düşüşlerine ve ürünlerin raflardan hızla çekilmesine neden oldu.
Boykot dalgası, Türkiye'de toplumun farklı kesimlerinden geniş bir destek görürken, bu ekonomik tepkinin arkasında güçlü bir siyasi ve vicdani duruş da bulunuyordu. Birçok tüketici için bu hareket, sadece ekonomik bir tercih değil, aynı zamanda Gazze'de yaşananları kınayan ve insan hakları ihlallerine karşı duyarlılıklarını gösteren bir protesto biçimiydi.
Uzmanlar, Hindistan'daki Amerikan markalarına karşı gelişen tüketici milliyetçiliğinin ve Türkiye'deki İsrail ürünlerine yönelik boykotların benzer zeminde yükseldiğini belirtiyor. Her iki örnek de küresel ticaretin artık yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi ve toplumsal dinamiklerle şekillendiğinin, tüketicilerin politik duruşlarını alışveriş tercihleriyle ifade ettiğinin somut kanıtı olarak görülüyor.
Bu durum, uluslararası markalar için sadece pazar kaybı riski değil, aynı zamanda siyasi hassasiyetlere dikkat etmeleri gerektiğine dair bir uyarı niteliğinde. Hem Hindistan hem de Türkiye gibi ülkelerdeki tüketici hareketleri, küresel çapta markaların karşı karşıya olduğu jeopolitik ve sosyal baskıların yeni bir boyutunu oluşturuyor.
Yorum Yap