Alkol gibi İslam'da haram kılınan bir unsurun, “turizm çekiciliği” adına serbest bırakılması, Suudi Arabistan'ın kimliğini ve dinî önceliklerini ekonomik çıkarlar uğruna nasıl kolayca göz ardı ettiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Mekke ve Medine gibi iki kutsal şehri barındıran bir ülkenin, böylesi bir sekülerleşme yönelimi, İslam dünyasında ciddi bir sorgulamayı da beraberinde getiriyor.
Söz konusu reform adı altında sunulan bu karar, sadece Suudi toplumunun değil, tüm Müslüman ümmetin değerlerini derinden sarsacak nitelikte. Zira alkolün serbest bırakılması, İslamî esasların turizm gelirine feda edilmesi anlamına geliyor.
İslam ülkesi olarak Suudi Arabistan'ın, dinî mirasına bu denli ters düşen uygulamalara yönelmesi, “modernleşme” kılıfı altında aslında bir kimlik erozyonunun habercisi mi? Bu sorunun cevabı, sadece Suudi yönetiminin değil, tüm İslam dünyasının vicdanında yankı bulmayı bekliyor.
Yorum Yap