Senegal'de, kamu düzenini bozan eylemlerin terör suçu olarak değerlendirilmesine olanak veren kanun değişikliği, muhalefetle iktidar arasında sert bir tartışmanın fitilini ateşlerken ülkedeki terör sorununu bir kez daha gözler önüne serdi.
Kamu düzenini bozan eylemlerin terör suçu olarak değerlendirilmesini sağlayan ceza kanunundaki değişikliğin 25 Haziran'da mecliste kabul edilmesi, Senegal'in tartışmaya pek alışık olmadığı bir konuyu gündeme getirdi.
Batı Afrika'nın en güvenli ve huzurlu ülkesi olarak nitelendirilen Senegal'de terörle mücadele konu başlığı, ülkenin son dönemdeki ana gündem maddesini oluşturuyor.
İktidardaki Benno Bokk Yakaar koalisyonu, yasanın terörle mücadele için gerekli olduğunu savunurken muhalefet ise terör bahanesiyle gösteri yapma özgürlüğünün kısıtlanacağını iddia ediyor.
İktidar koalisyonu Benno Bokk Yakaar'ın Grup Başkanı Aymerou Gningue, Özgürlükler ve Demokrasi isimli muhalefet kanadının Grup Başkan Vekili Mamadou Diop Decroix ve Batı Afrika'daki terör örgütleri üzerine çalışmalarda bulunan araştırmacı gazeteci Abdou Khadir Cisse, söz konusu yasa değişikliğini ve ülkede yaşanan terör sorununu, AA muhabirine değerlendirdi.
"Teröristlerin hedefi Senegal ve Fildişi Sahili"
Gningue, ilgili yasa değişikliğinin muhalefetin iddia ettiği gibi hiçbir özgürlüğü kısıtlamadığını vurgulayarak "Gösteri ve yürüyüş hakkı, Senegal Anayasası tarafından güvence altına alınmış durumda. Hiyerarşik olarak ceza kanunundaki hiçbir madde anayasal bir hakkı kısıtlayamaz." dedi.
Gningue, değişikliğin, ülkede giderek artan terör riskini engellemek için yapıldığını belirterek Senegal'in komşularının neredeyse tamamında radikal grupların varlığını hatırlattı.
"Bu bölgedeki terör örgütleri deniz yoluyla ulaşacakları bir ülke arıyor. Onların hedefi Senegal ve Fildişi Sahili. Elimiz kolumuz bağlı onların ilerleyişini izleyemeyiz." diyen Gningue, bu ihtimal karşısında yasa değişikliğinin şart olduğunu dile getirdi.
Gningue, yasanın devletin sembollerine saldıracak grupları ve kişileri cezalandırdığına işaret ederek 2007'de yürürlüğe giren yasanın 2016'da değiştirildiğini ve gelecekte de ihtiyaç oldukça değiştirileceğini belirtti.