ABD'nin eski Suriye özel temsilcisi ve emekli büyükelçi James Jeffrey, Amerikan yönetiminin terör örgütü PKK/YPG uzantısı olan SDG'ye verdiği desteği, belli sınırlar içinde devam ettirdiğini söyledi. Jeffrey, söz konusu yapının Suriye hükümetiyle entegrasyon dışında bir yönelime girmesi halinde Washington'ın desteğini kaybedeceğini vurguladı. Jeffrey, SDG'nin, barışçıl çözüm sağlanmadığı takdirde çok güçlü bir Türk ordusuyla yüzleşeceğinin farkında olduğunu ifade etti.
Jeffrey, AA muhabirine verdiği özel röportajda, Suriye'deki gelişmelerin bölgesel etkilerine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Şam yönetiminin, İran karşıtı bir tutum sergilediğini belirten Jeffrey, İsrail'in son dönemde Suriye ordusuna yönelik sert askeri müdahalelerinin, hem Suriye'nin toprak bütünlüğünü hem de İsrail'in çıkarlarını tehdit ettiğini söyledi.
İsrail'in son günlerde merkezi Suriye yönetimine bağlı güçleri hedef almasının ters etki yarattığını belirten Jeffrey, "İsrail'in Suriye'deki hedefi ne?" sorusunun artık daha fazla sorulduğunu dile getirdi.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun girişimleriyle tansiyonun düşürüldüğünü hatırlatan Jeffrey, Suriye'nin güneyindeki Dürzilerin dış destekle kendi askeri yapısını oluşturmasının, SDG'yi oluşturan PKK/YPG'nin yanı sıra batıdaki Nusayrileri de benzer taleplere yönelteceğini ifade etti. Jeffrey, bunun da Suriye'nin çöküşünü hızlandıracak bir gelişme olacağını kaydetti.
Jeffrey, ABD Başkanı Donald Trump döneminde şekillenen Suriye politikasına dikkat çekerek, güneydeki Dürziler, batıdaki Nusayriler ve kuzeydoğudaki Kürtlerin yaşadığı bölgelerde merkezi yönetimin kontrolünü kaybettiği bir Suriye'nin ayakta kalamayacağını belirtti. İsrail'in mevcut yaklaşımının, 2011–2025 yılları arasında yaşanan iç savaş sürecini yeniden başlatma riskini taşıdığını ifade etti.
İsrail'in, ABD'nin desteğiyle, Suriye yönetimiyle gelecekteki ilişkilerine netlik kazandırması gerektiğini belirten Jeffrey, Suriye'nin Orta Doğu'nun en kritik cephesi haline geldiğini ve Tel Aviv'in bu süreci dikkatle yönetmesi gerektiğini aktardı.
Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini vurgulayan Jeffrey, "Uluslararası toplumun, Arap ülkeleri, Avrupa devletleri, BM sivil kuruluşları, ABD, Türkiye ve mümkünse İsrail'in merkezi hükümete destek vermesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
PKK/YPG'nin Suriye'deki varlığına da değinen Jeffrey, ABD'nin SDG'ye belli bir noktaya kadar destek verdiğini, ancak bu yapının Şam yönetimiyle entegrasyon planının dışına çıkması durumunda desteğin sona ereceğini belirtti. Jeffrey, SDG'nin güçlü Türk ordusuyla yüzleşme ihtimalini bildiğini ifade etti.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'ın geçtiğimiz hafta Suriye'de olduğunu belirten Jeffrey, Washington'un Şam ile Kürt gruplar arasında bir uzlaşı sağlanması için süreci yakından takip ettiğini söyledi.
Jeffrey, kuzeydoğuda ordusu olan bağımsız bir devletin ortaya çıkmasının hem Suriye'nin birliğini hem de Türkiye ile PKK arasında yürütülen süreci riske atacağını ifade etti. Ayrıca, Türkiye'nin PKK'nın silah bırakması yönündeki sürecini “geri döndürülemez” olarak nitelendiren Jeffrey, bu tanımın hem Türk hem de Kürt tarafınca kabul gördüğünü kaydetti.
Kürtlerin Türkiye'de kültürel haklara erişim ve ülkenin yapısına entegrasyon konusunda önemli kazanımlar elde ettiğini belirten Jeffrey, PKK'nın askeri olarak başarısız olduğunu ve silahlı mücadelenin sürdürülebilirliğinin kalmadığını vurguladı.
Yorum Yap