İsrail vatandaşı Filistinliler tarafından kurulan Filistin 1948 İslami Hareketi'nin güney kanadının siyasi uzantısı olan ve İsrail Meclisinde 4 milletvekili bulunan Birleşik Arap Listesi (Ra'am) lideri Mansur Abbas, 8 partiden oluşacak koalisyon hükümetine katılmak için imza attı. Hükümetin güvenoyu alması durumunda, Ra'am da hükümette yer almış olacak.
The Jerusalam Post'un editorlay yazısında İsrail hükümetindeki yeni döneme dair uyarılarda bulunuldu.
Ortadoğu medyasında yerel muhabirler ise; İsrail basınında çıkan bu tarz haberlerin "radikallerin yaklaşımı" olduğu yönünde görüş bildirdiler....
İlklerin kırılgan Bennett-Lapid koalisyonu hayatta kalmayı başarabilecek mi? başlıklı editoryal yazıda şunlar kaydedildi:
"Bu, İsrail tarihinde herhangi bir Arap partisini değil, dindar, İslamcı ve muhafazakar bir partiyi içerecek olan ilk hükümet.Yair Lapid ve Naftali Bennett'in geçtiğimiz Çarşamba gecesi kurmayı başardıklarını açıkladıkları yeni hükümette birçok ilk yaşandı .Lapid ile yapılan rotasyon anlaşmasında birinci olacak olan Bennett, İsrail'in ilk kippa giyen başbakanı olacak. Bennett, ulusal-dini topluluğun okullarının ve gençlik gruplarının bir ürünüdür ve sektörün ilk başbakanı olacaktır..."
Yazıda şunlar kaydedildi: "Aynı zamanda bu, İsrail tarihinde herhangi bir Arap partisini değil, dindar, İslamcı ve muhafazakar bir partiyi de içerecek olan ilk hükümet.
Bu, tüm İsraillilerin görmek istemesi gereken bir şey - İsrailli Arapların bu ülkenin hükümetine aktif katılımı. Sadece Arap üyelerin onlarca yıldır sıraları doldurduğu Knesset'te değil, aynı zamanda koalisyonda da.
Üçüncüsü, kabine masasında oturması beklenen kadın bakan sayısı. Hükümet henüz kesinleşmemiş olsa da, sayı İsrail tarihinin en büyük sekizi gibi görünüyor. Sadece bir partinin (İşçi) bir kadın (Merav Michaeli) tarafından yönetildiği 23 Mart seçimlerine giden dengesiz bir siyasi alan için önemli bir düzeltmedir .
Bu başarıları kutlamak yerine birçok İsrailli çaresizlik içinde. Ulusal-dini kampın Bennett'in sektördeki başarısını kutlaması beklenebilirken, çoğu kişinin üzgün olduğu görülüyor."
"Buna ek olarak, İsrail-Arapların koalisyona entegrasyonu, İsrail'in ırkçı veya apartheid olmadığının bir işareti olarak kutlanabilecek bu hükümetin bir başka parçası. Aksi olmuştur. Benjamin Netanyahu Ra'am'ı dahil etmeye hazır olmasına rağmen, birçok kişi Arap partisiyle yapılan anlaşmayı bu yeni hükümete bir leke olarak görüyor." denilen yazı şöyle devam etti:
"Bennett-Lapid hükümeti önümüzdeki hafta yemin ederek göreve başlayana kadar hala birçok şey ters gidebilir. Bennett'in daha fazla Yamina üyesini Netanyahu'ya kaptırması ya da şiddetin bir yerlerde patlak vermesi ve bir Arap partisiyle hükümette oturmanın beraberinde getirdiği komplikasyonları bir kez daha göstermesi ihtimali var.
Perşembe günü, bazı sağcı dini grupların Şam Kapısı da dahil olmak üzere Kudüs'ün Eski Şehri boyunca bir bayrak yürüyüşü düzenlemeyi planladıklarını açıkladıkları olası bir çatışma.
Aşırı sağcı STK Im Tirtzu ve Bezalel Smotrich ve ünlü Kahanist Itamar Ben Gvir liderliğindeki Ulusal Din Partisi'nin de aralarında bulunduğu grupların yaptığı açıklama, yapmaya çalıştıkları tek şeyin, geçen yılki bayrak yürüyüşünü telafi etmek olduğunu gösteriyor. Kudüs ve Gazze Şeridi ile artan gerilimler nedeniyle geçen ay Kudüs Günü'nde iptal edildi.
Şunu belirtmekte fayda var ki bu yürüyüş Kudüs'ü kutlamak -o bayram geçti- ya da ulusun başkentinde egemenliği uygulamakla ilgili değil.
Gerçekte görünen şey, Bennett ve Lapid'in bir araya getirdiği yeni hükümeti torpido etme girişimidir. Bu, Netanyahu'nun Başbakanlık Ofisinden çıkarılmasını durdurmaya çalışmak amacıyla Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Yahudiler, Araplar ve hatta muhtemelen Filistinliler arasında şiddeti körükleme ve gerilimi artırma girişimidir.
Aynı zamanda Bennett, Ayelet Shaked ve göreve gelmeye hazırlanan yeni koalisyonun diğer üyelerine yönelik şiddet içeren söylemlerde artan bir tırmanış var."
Bütün bunların durdurulması gerekiyor. Zaten gergin bir Kudüs'te kavga çıkarmak için Şam Kapısı'ndan bayrak yürüyüşüne gerek yok. Yahudiler Kudüs'te istedikleri yere yürüyebilsinler mi? Elbette. İsrail'in başkentidir. Ancak bunun akıllıca yapılması gerekiyor ve sadece bir şeyin doğru olduğu varsayıldığı için değil.
Önümüzdeki günler İsrail için gergin günler olacak, çünkü 12 yıldan uzun bir süredir ilk kez bir iktidar geçişi ilerliyor. Bu, olumsuz aktörler için gerek olmayan bir bayrak yürüyüşüyle ya da bir politikacıya yönelik siyasi şiddetle ya da 6 Ocak'ta ABD Capitol'de yaşananlar gibi bir devlet sembolüyle günü yakalama fırsatıdır.
Dikkat ve hassas kullanım zamanı. Dikkatli olma zamanı...."
