Moskova'da gerçekleşen terör saldırısında 139 kişi hayatını kaybederken, saldırganlardan ikisinin uzun süredir Moskova'da ikamet ettikleri ve ikamet sürelerini uzatmak için Türkiye'ye kısa süreliğine giriş-çıkış yaptıkları belirlendi.
Güvenlik kaynaklarından elde edilen bilgilere göre, Tacik saldırganlardan ikisinin, Rusya'daki ikamet sürelerini uzatmak amacıyla ülkeden çıkış yapmaları gerektiği için Türkiye'ye gittikleri ortaya çıktı. Coğrafi yakınlık ve Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası uygulanan ambargoların sınırlı seçenekler sunması nedeniyle Türkiye'yi tercih ettikleri ifade edildi.
Saldırganların herhangi bir arama kaydının olmaması nedeniyle pasaportlarını kullanarak Türkiye ve Rusya arasında seyahat edebildikleri bilgisine ulaşıldı.
Moskova'daki terör saldırısında tutuklu sayısının 7'ye yükseldiği belirtildi. Saldırganlardan Shamsidin Fariduni'nin 20 Şubat'ta Rusya'dan Türkiye'ye havayoluyla giriş yaparak İstanbul Fatih'te bir otelde kaldığı ve 2 Mart'ta Rusya'ya döndüğü, diğer saldırgan Saidakram Rajabalizoda'nın ise 5 Ocak'ta İstanbul'a gelip bir süre Fatih'te kaldıktan sonra aynı uçakla Moskova'ya döndüğü belirlendi.
Saldırganlardan Fariduni'nin, vizesinin bitmesi nedeniyle Türkiye'ye gidip geldiğini itiraf ettiği ifade edildi.
Güvenlik kaynakları, saldırganların Rusya'da radikalleştiğini, Türkiye'de geçirdikleri sürenin kısa olduğunu ve bu sürenin radikalleşme için yeterince uzun olmadığını değerlendirdi.
Rusya'nın başkenti Moskova'daki terör saldırısının sorumluluğunu DEAŞ üstlenmişti. Son dönemde DEAŞ'ın sözde Horasan Vilayeti kolunun aynı coğrafyada saldırılar düzenlediği belirtildi. Türkiye'nin DEAŞ'ın en fazla hedef aldığı ülkelerden biri olduğu vurgulandı. Özellikle 28 Ocak 2024'te Sarıyer'deki Santa Maria Kilisesi'nde gerçekleşen saldırının ardından DEAŞ'a yönelik operasyonların sıklaştığı ifade edildi. PKK, DEAŞ ve El Kaide gibi örgütlerle mücadelenin kararlılıkla sürdürüldüğü kaydedildi.
