Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), geçtiğimiz hafta Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin adaya yaptığı ziyarette 10 maddelik “Ortak İşbirliği Deklarasyonu” imzalayarak askeri ve diplomatik yakınlaşma mesajı verdi. Ancak uzmanlara göre bu ziyaret, Rum tarafının “düşmanımın düşmanı dostumdur” yaklaşımıyla hareket eden Nikos Hristodulidis'in iç siyasete oynadığı bir hamle olmaktan öteye geçemedi.
Deklarasyon kapsamında, Hint savaş gemilerinin Güney Kıbrıs limanlarına düzenli olarak yanaşmasının teşvik edilmesi, ortak tatbikatlar, havacılık iş birlikleri ve BM nezdinde karşılıklı destek vaatleri yer aldı.
MODİ'NİN GKRY ZİYARETİ: BİR İŞBİRLİĞİNDEN ÇOK SİYASİ MİZANSEN
Modi'nin GKRY ziyareti, Batı medyasında “Türkiye'ye mesaj” olarak lanse edilse de, gerçek sebepler çok daha derin. Uzmanlar, bu adımı, ABD'nin “Bir Kuşak Bir Yol” girişimine karşı geliştirdiği Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) projesiyle bağlantılı olarak yorumladı. Bu bağlamda Rum yönetimi, ABD güdümlü bu projede “kilit rol oynama illüzyonuna kapılarak”, Türkiye'yi denklemin dışına itme hayaline kapıldı.
RUM TARAFI YİNE AYNI HATA: “GÜVENSİZLİK ÜZERİNE SİYASET”
Nikos Hristodulidis, ziyaret boyunca alışıldık taktiklerinden vazgeçmedi. “Güvensizlikten güven doğar” söylemiyle dış politikayı iç siyasete malzeme yapmaya devam etti. Ancak Ortak İşbirliği Deklarasyonu'nda, Türkiye'nin imzacısı olmadığı UNCLOS'a atıfta bulunulması, sözde Sevilla haritasına destek aranması, bu iş birliğinin provokatif yönünü ortaya koydu.
Deklarasyonun 5. maddesindeki “Hint savaş gemileri Kıbrıs limanlarına yanaşacak, deniz tatbikatları yapılacak” ifadesi, GKRY'nin dış müdahaleye açık, kırılgan güvenlik politikalarını bir kez daha gün yüzüne çıkardı.
İŞ BİRLİĞİ GÖRÜNÜMLÜ ASKERİ PAZAR: HİNDİSTAN'A YENİ MÜŞTERİ ARAYIŞI
Uzmanlara göre, Rum yönetiminin Hindistan ile yaptığı bu anlaşma, tıpkı geçmişte ABD, Fransa, Rusya ve İsrail'le yapılan anlaşmalar gibi hiçbir stratejik derinlik taşımıyor. GKRY, bu ülkeler için yalnızca silah satışı ve tatbikat alanı konumunda kaldı.
Hindistan da bu kapsamda GKRY'yi, savunma ürünleri için müşteri ve İslamabad'a karşı destek aracı olarak kullanmak istiyor. Bu yüzden Türk savunma sanayi şirketlerine uygulanan kısıtlamaların ardından GKRY ile askeri yakınlaşma tesadüf değil.
KKTC VE TÜRKİYE'NİN VARLIĞI: BÖLGENİN TEK GARANTİSİ
Tüm bu gelişmeler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) egemenliğinin ve Türkiye'nin Ada'daki askeri garantörlüğünün ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gösterdi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm modeli, “kaotik dönemin yegane cevabı” olarak öne çıktı.
Modi'nin ziyareti ve GKRY'nin sığ politikaları, hem KKTC halkının güvenliğini hem de Ada'da barış içinde yaşamanın mümkün olup olmadığını sorgulatır hale getirdi.
RUM TARAFININ SİLAH MÜTTEFİKLİĞİ: İSRAİL, HİNDİSTAN, SIRADA KİM VAR?
GKRY, son yıllarda İsrail'le stratejik askeri ortaklık, ABD, Fransa ve Rusya ile tatbikatlar, şimdi de Hindistan ile yakınlaşma peşinde. Ancak uzmanlar, bu politikanın sadece “silah pazarı ve üs kiralama taktiğine” dönüştüğünü, hiçbir uzun vadeli güvenlik ve bağımsızlık hedefi taşımadığını vurguladı.
Bu strateji, GKRY'yi sadece bölgedeki çatışmaların hedefi haline getiriyor.