Türkiye Barolar Birliği'nden yapılan açıklamada, Metin Feyzioğlu'nun TYT Türk'te katıldığı programdaki sözlerine yer verildi.
Türkiye tarafından kırmızı bültenle aranan terör örgütü YPG/PKK'nın elebaşlarından "Mazlum Kobani" kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Feyzioğlu, "Mazlum Kobani nereden çıkıyor? FETÖ, PKK, DHKP/C, insanların bilinç altına girerek uluslararası kamuoylarında çok etkili bir ortak kara propaganda çalışması yapıyor Türkiye'ye karşı. Adamın adı Mazlum soyadı Kobani. Zulme uğramış, ismini Mazlum yapmış. Bu zat, sahne sanatçısı mıdır ki kod adı da değil ismini değiştirmiş Mazlum yapmış? Kobani de malum. Bir Amerikan Hollywood filmi gibi planlandı. Her sözde devletin oluşumunda bir efsaneye ihtiyaç olur. Kobani de aslında Ayn el-Arap. Sözde PKK devletinin oluşumunda bir efsane olarak yaratıldı. Sahne ismini veren Amerikalılar, bunun satışının yapılmasını istedi. Pazarlaması için bu isim verildi" değerlendirmesinde bulundu.
Terörist Şahin'in, ABD'ye girmesi halinde yakalanıp kendisine iade edilmesine ilişkin talebinde Türkiye'nin haklı olduğunu vurgulayan Feyzioğlu, ABD'ye konuyla ilgili eksiksiz bir dosyanın gideceğine ilişkin düşüncesini paylaştı. Feyzioğlu, terörist Şahin dosyasında topun, ABD'nin sahasında kalacağını belirterek, "Sözde general, sözde Mazlum ve sözde Kobani aktörü hakkında gereken yapılır, yapılmalıdır. Yapmayan, terörü destekleyen ülke olur" dedi.
Türkiye'nin, Suriye konusunda devlet aklını devreye koyduğu andan itibaren ABD'nin yönlendirmesiyle dış siyasetinde yaptığı tüm yanlışları birer birer kapatmaya başladığını kaydeden Feyzioğlu, ABD'nin devlet aklıyla hareket etmesi halinde terörist Şahin'i iade edeceğini belirtti. ABD'nin terörist Şahin'i iade etmemesi durumunda bunun, Türkiye tarafından yeni bir hukuksuzluk olarak not edileceğini ifade eden Feyzioğlu, Barış Pınarı Harekatı'ndaki ilerleme ile ABD ve Rusya ile yapılan mutabakatı hatırlatarak dengelerin artık değiştiğini bildirdi.
Feyzioğlu, açıklamalarında şunları kaydetti:
"Trump, bize terbiyesizce mektuplar yazdığında, bir senatör bize hakaret ettiğinde, bazıları pek keyifleniyor 'niye cevap vermiyorsun' diye. Öyle asil duruyoruz ki şu anda. Herhalde tepeden bakıyoruz. 'Daha ne cevap vereyim?' diyorsunuz. Sen, bundan 8 gün önceye kadar PKK ile devriye atıyordun. Ben askerimle geldim oraya, ben devriye atıyorum. Verilecek en büyük cevaplar bunlar. Biz devlet aklı ile hareket ediyoruz çünkü. Bunu bilelim.
İçimizde çok Fransız var. O Fransızlara da 'Biraz bu tarafa gelin' diyelim. Elin Washington Post'u, Die Welt'i, New York Times'ı 'Türkiye başardı' derken ve kendi başkanlarını yerden yere vururken, bizim yayın organlarında, sosyal medya organlarında dün 'Savaşa hayır' diyenlerin, bugün 'Kuyruğunuzu kıstırdınız, geri çıkıyorsunuz, diz çöktünüz' diye çarpıtma bilgileri vermeleri, PKK devletinin kurulmasını 8 günde silindir gibi ezmiş olmamızdan kaynaklanıyor, öfkeden kaynaklanıyor, hayal kırıklığından kaynaklanıyor. Onların öfkesi ve hayal kırıklığı, Türk milletinin mutluluğudur, zaferidir."
