Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İran basınına verdiği röportajda Ukrayna savaşı, Avrupa Birliği'nin tutumu, ABD'nin yaklaşımı ve küresel gelişmelere ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Lavrov, Ukrayna krizinin çözümü için savaşa yol açan temel nedenlerin anlaşılması gerektiğini belirterek, ABD'nin bu yönde bir anlayış geliştirmesini olumlu bulduklarını ifade etti. Avrupa Birliği'ni ise krizi derinleştirmekle suçladı.
Lavrov, dünyanın artan bir kaosa mı sürüklendiği yoksa yeni bir dünya düzeninin mi şekillendiği sorusuna, en büyük tehdidin Avrupa Birliği elitlerinin eylemleri olduğunu söyledi. Brüksel'deki elitlerin ulusal hükümetleri halklarının çıkarlarını görmezden gelmeye zorladığını savunan Lavrov, Avrupa'nın Ukrayna krizini kendi siyasi hedefleri için kullandığını dile getirdi.
AVRUPA UKRAYNA ÜZERİNDEN BİZE KARŞI SAVAŞ YÜRÜTÜYOR
Avrupa'nın Ukrayna üzerinden Rusya'ya karşı bir savaş yürüttüğünü ifade eden Lavrov, Nazizm'in teori ve uygulamalarının Avrupa'da yeniden canlandırıldığını vurguladı. Lavrov, 2014'teki darbe sonrası Ukrayna'da iktidara gelen rejimin Nazi sembollerini benimsediğini belirtti. Avrupa'nın Ukrayna'yı para, silah, eğitmen ve istihbarat desteğiyle donattığını söyleyen Lavrov, Batı'nın giderek daha modern silahlar sevk ettiğini ifade etti.
Almanya Şansölyesi Friedrich Merz'in Almanya'yı Avrupa'nın başlıca askeri gücü yapma hedefini de eleştiren Lavrov, Almanya'nın geçmişte bu konuma Nazi Almanyası döneminde sahip olduğunu hatırlattı. O dönemde Slavlar ve Yahudilerin yok edilmek istendiğini söyledi.
Lavrov, ABD'nin yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi'ne değinerek, Washington'un Avrupa'ya yerini hatırlatmak istediğini savundu. ABD'nin Avrupa'ya kendi sorunlarını ABD'ye dayatmaması gerektiği mesajını verdiğini dile getirdi. ABD'nin önceliklerinin Latin Amerika ve Asya-Pasifik olduğunu belirtti.
ABD'nin Çin'e karşı rekabet politikasını da değerlendiren Lavrov, rekabete karşı olmadıklarını ancak bunun adil olması gerektiğini vurguladı. Yüzde 100 ve yüzde 500'e varan gümrük vergilerinin küreselleşme anlayışıyla bağdaşmadığını ifade etti. Yaptırımların siyasi gerekçelerle uygulanmasının insan haklarına aykırı olduğunu söyledi.
ABD'NİN TUTUMU BAZI UMUTLARA YOL AÇTI
Batı'nın Rus şirketlerine yönelik yaptırımlarını sert sözlerle eleştiren Lavrov, dondurulan Rus varlıklarını hırsızlık olarak nitelendirdi. Batı ülkelerinin genetiklerinde çalma alışkanlığı olduğunu savunan Lavrov, İran, Venezuela ve diğer ülkelerin varlıklarının da dondurulduğunu hatırlattı.
Orta Doğu, İran'ın nükleer programı ve Filistin meselesine de değinen Lavrov, Batı'nın özellikle Avrupalıların İran'ı haksız yere suçladığını söyledi. Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nın çöküşünden İran'ın sorumlu tutulmasını dünya diplomasisi adına utanç olarak değerlendirdi. İran'a yönelik yaptırımların hileyle yeniden devreye sokulduğunu ifade etti.
Lavrov, İran'a yönelik İsrail ve ABD saldırılarını uluslararası hukuka aykırı bulduklarını belirtti. İran'ın ihlal yaptığına dair somut kanıt sunulmadığını söyledi. Rusya'nın İran'ın atacağı adımları desteklemeye hazır olduğunu vurguladı.
Filistin konusunda ise İsrail'in BM kararlarını uygulamadığını ifade eden Lavrov, Donald Trump'ın Gazze planının geleceğinin belirsiz olduğunu söyledi. Planın insani açıdan bazı sonuçlar doğurduğunu ancak kalıcı çözüm üretmediğini dile getirdi.
İran ile Rusya arasında imzalanan Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması'na da değinen Lavrov, bu anlaşmanın ekonomik, ticari ve savunma alanlarında önemli fırsatlar sunduğunu belirtti. Savunma işbirliğinin caydırıcılığı artıracağını vurguladı.
Suriye konusunda da açıklamalarda bulunan Lavrov, ülkenin birliğinin korunmasının temel önemde olduğunu ifade etti. Suriye'de ulusal diyalog eksikliğinin ciddi bir sorun olduğunu söyledi. Kürt meselesinde ayrılıkçı eğilimlerin desteklenmesini saatli bomba olarak nitelendirdi.
Ukrayna savaşına ilişkin son değerlendirmesinde Lavrov, çatışmanın temel nedenlerinin NATO'nun doğuya genişlemesi, Ukrayna'nın NATO'ya katılma çabaları ve Rus kültürünün hedef alınması olduğunu söyledi. ABD'nin bu nedenleri anlamaya başlamasının bazı umutlara yol açtığını belirtti. Avrupa'yı ise teşhis koyamayan ve rastgele ilaç yazan başarısız bir doktora benzetti.
İHA
Yorum Yap