Gazze Şeridi'nde soykırım yapan İsrail rejimi bir diğer taraftan da çeşitli bahanelerle binlerce Filistinliyi gözaltına aldı. Gözaltına aldığı ve gizli hapishanelere attığı Filistinlilerin haklarını ellerinden alan İsrail, Fİlistinlileri herhangi bir yasal işlemden mahrum bıraktı; avukatlara ve insan hakları örgütlerine erişimlerini engelledi.
Siyonist rejimin Guantanamosu Sde Teiman'da yapılan, ‘sistematik işkence' ve ‘insanlık dışı muamele' ile ilgili benzer şikâyetler birçok uluslararası örgüt tarafından da belgelendi.
Bu işkence merkezlerinden Sde Teiman Gözaltı Merkezi'nde ise son dönemde ‘sistematik işkence' ve ‘insanlık dışı muamele' ile bir kez daha gündeme geldi.
FİLİSTİNLİ GAZETECİ SİDO, SDE TEİMAN HAPİSHANESİ'NDE TANIK OLDUĞU İŞKENCELERİ ANLATTI
Necef (Negev) Çölü'nde bulunan İsrail askeri gözaltı merkezinde tutulan ve Ekim 2025'te esir takası anlaşmasıyla serbest bırakılan Ebu Sido, Şarku'l Avsat'a, Mart 2024'te Gazze şehrindeki Şifa Tıp Kompleksi'nde olanları belgeleme görevini yaparken gözaltına alındığını söyledi.
Filistinli gazeteci Şadi Ebu Sido, İsrail Sde Teiman Gözaltı Merkezi'nde yaşadığı zulmü ve tanık olduğu olayları anlattı. Şadi Ebu Sido, 2024 yılının nisan ayında bir gece vakti hayal bile edemeyeceği işkenceleri gördü. O gece, İsrail askerlerinin, polis köpeklerini Filistinli mahkûmların üzerine saldıkları ve yaşananları gülerek kayda aldıkları bir vahşete tanık oldu. Bu ve bunun gibi birçok işkence İsrail hapishanelerinde Filistinlilere uygulanıyor.
İSRAİL SDE TEİMAN GÖZALTI MERKEZİ ‘DİRİLERİN MEZARLIĞI'
Şarku'l Avsat'a konuşan Ebu Sido, “Gözaltına alındığımda askerler bana tüm giysilerimi çıkarmamı emretti. Sonra ellerimi arkamda bağlayıp kaburgalarımdan birini kırana kadar dövdüler. Ardından 10 saatten fazla bir süre yağmurda ve soğukta çıplak bırakıldım” dedi.
Ebu Sido, ‘dirilerin mezarlığı' olarak adlandırdığı hapishanede işkenceye maruz kalan tek kişi değildi. Sde Teiman'dan serbest bırakılan iki mahkûmun Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamalar da İsrail hapishanesindeki işkence ve zulmü gözler önüne seriyordu. Filistinli esirler dayak, elektrik şoku, uyku, yemek ve tıbbi tedaviden mahrum bırakma ve ‘acımasız tecavüzler' gibi birçok korkunç işkenceleri anlattı.
SİSTEMATİK İŞKENCE
İsrail rejimi Sde Teiman hapishanesi, eski Askeri Başsavcı Yifat Tomer-Yerushalmi'nin tutuklanmasının ardından mercek altına alındı. İsrail makamları, Tomer-Yerushalmi'yi, gözaltı merkezlerinde İsrail askerlerinin Filistinli bir mahkûma tecavüz ettiğini gösteren bir videoyu sızdırmakla suçluyor. Başbakan Binyamin Netanyahu, bu sızıntının İsrail'in kuruluşundan bu yana ‘halkla ilişkiler açısından en büyük zarara' yol açmış olabileceğini söyledi.
BAZI TUTUKLULAR ŞİDDETLİ DAYAK NEDENİYLE DİŞLERİNİ VEYA GÖZLERİNİ KAYBETTİ
Ebu Sido, İsrail rejimine ait Sde Teiman Gözaltı Merkezi'nde başından geçenleri anlattı. Soğukta uzun saatler bekletilen Ebu Sido, askeri bir kamyonla Sde Teiman hapishanesine nakledildi. Burada, askerlerin ‘karşılama kıtası' olarak adlandırdığı işkence yolculuğunu şöyle anlattı: “Koridorda duran yaklaşık 30 asker, tutuklular hapishaneye girmeden önce onları dövüyordu. Bazı tutuklular kan içinde kalıyordu, bazıları ise şiddetli dayak nedeniyle dişlerini veya gözlerini kaybetti.” Ebu Sido, yaklaşık 70 gün suçlamasız olarak gözaltında tutulduktan sonra soruşturma için başka bir yere nakledildi. Sorgu odasına girmeden önce çıplak soyunmaya ve ayrıntılı bir aramaya maruz kalmaya zorlandı, ardından ‘disko' adı verilen bir yere götürüldü.
“TAVANA ASARAK YORGUN VE ÇIPLAK VÜCUDA YUMRUK ATTILAR”
Ebu Sido Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda devasa hoparlörlerin bulunduğu odada gördüklerini şöyle anlattı: “Diskoda mahkumlar saatlerce uyanık tutuluyor. Tek duyduğunuz gürültü, yüksek sesli müzik ve işkence gören diğer mahkumların çığlıkları.” Ebu Sido daha sonra başka bir işkence odasına nakledildi ve burada gardiyanlar onu ellerinden tavana asarak yorgun ve çıplak vücuduna yumruk attılar.
BARAKADA AŞAĞILAMA PARTİLERİ
Sorgulamanın ardından ‘baraka' denilen kalabalık gözaltı koğuşlarına geri götürülen Ebu Sido, buradaki süreci şu ifadelerle anlattı: “Her barakada yaklaşık 140 ila 160 mahkûm vardı, hepsi kelepçeli ve gözleri bağlıydı. 30 ila 40 askerden oluşan ekipler köpeklerle birlikte gelip bize yüzüstü yatmamızı emrediyorlardı. Köpeklerin sırtımızda yürümelerine, üzerimize işemelerine, bizi tırmalamalarına ve başlarıyla vurmalarına izin veriyorlardı.”
SDE TEİMAN GÖZALTI MERKEZİ'NDE ‘TAM BİR İNSANLIK DRAMI' YAŞADIK
Ebu Sido, 2024 yılının nisan ayında bir gece vakti yaşanan olayı ‘tam bir insanlık dramı' olarak tanımlarken, “Mahkûmlardan biri kriz geçirerek ‘Çocuklarımın yanına gitmek istiyorum' diye bağırmaya başladı. Gözaltı merkezi yetkilileri, bastırma ekibini ve köpekleri ‘barakalara' gönderdi. Sonra onu dışarı çıkardılar, soyduktan sonra köpeklerin ona tarif edilemez şeyler yapmasına izin verdiler” ifadeleriyle İsrail rejiminin insanlık dışı işkencelerine tanıklık ettiğini söyledi.
“İŞKENCEDEN KURTULMAK İÇİN ORADA ÖLMEYİ DİLERDİM”
Yaşadığı zor anları hatırlayan Ebu Sido, “Gözlerimizdeki bağın kenarından yaşananları izliyorduk. Askerlerin, mahkûmun çığlıklarına eşlik eden sesler eşliğinde gülüp, yaşananları telefonlarıyla kayda aldıklarını gördük. Biz de çığlık atmaya başladık. Sıranın bize geleceğinden korkuyorduk.”
Ebu Sido, Sde Teiman Gözaltı Merkezi'ni ‘diriler için bir mezarlık' olarak tanımlayarak şöyle dedi: “Korkudan aklımızı kaçırıyorduk. Geceyi gündüzden ayırt edemiyorduk ve bizi döven veya aşağılayanlar dışında hiçbir insan yüzü görmüyorduk. Bu işkenceden kurtulmak için orada ölmeyi dilerdim.” Gazeteci Ebu Sido, mahkumların dünyadan tamamen izole bir şekilde yaşadıklarını ve 24 saatlik süre içinde tuvalet ihtiyaçlarını gidermek için sadece iki dakika süre verildiğini söyledi.
EBU FUL... AYAĞI KESİLMİŞ HALDE GÖZALTINA ALINDI VE HAPİSHANEDE İŞKENCE SONUCU GÖZLERİNİ KAYBETTİ
Bir başka korkunç hikâye ise Gazze'nin kuzeyinde yaşayan Mahmud Ebu Ful tarafından anlatıldı. Şarku'l Avsat'a konuşan Filistinli Ebu Ful, İsrail saldırıları sonucu bacağı kesildikten sonra tedavi gördüğü Kemal Advan Hastanesi'nde gözaltına alındı ve esaret altında yaşadığı çileli günler sonunda görme yetisini kaybetti. 2023 yılının aralık ayı sonlarında, Gazzeli Ebu Ful, askerler hastaneye baskın düzenlediğinde oradaydı. Ebu Ful o günü şöyle anlattı: “Beni kelepçelediler ve gözlerimi bağladılar, sonra acımasızca dövmeye başladılar. Yaralıydım ve protez bacağım vardı, sadece koltuk değneği ile yürüyebiliyordum, ama onu benden aldılar ve ellerimi arkadan bağladılar.”
Saatlerce süren dayak ve hakaretlerin ardından Ebu Ful, Sde Teiman hapishanesine nakledildi ve burada aylarca kaldı. Ebu Ful gözaltında geçirdiği ilk günleri, “Yedi gün boyunca ellerim arkamda bağlıydı. Her hücrede yaklaşık 140 mahkûm vardı, yemek çok azdı ve dayak ve hakaretler hiç bitmedi” sözleriyle anlattı.
KAFASINA VURULARAK BAYILANA KADAR DÖVÜLDÜ
Bir gün Ebu Ful yaklaşık iki saat boyunca işkence gördü ve kafasına vurularak bayılana kadar dövüldü. Şarku'l Avsat'a konuşan Ebu Ful yaşadığı işkenceleri ve görme yetisini kaybettiği günü şöyle anlattı: “Uyandığımda görme yetimi tamamen kaybetmiş olduğumu fark ettim. Etrafımdaki gençlere hiçbir şey göremediğimi söyledim. Korkudan titriyordum ve ağlamaya başladım.”
İLAÇ İSTEDİM, BAĞIRIP ALAY ETTİLER
“İlaç istedim, ama bana bağırıp alay ettiler. Karanlıkta tek başıma acı çekiyordum.” Diyen Ebu Ful, görme yetisini kaybettikten sonra sadece işitme duyusuyla esaret hayatını yaşadığını belirtti. Ebu Ful, “Mahkumların işkence gördüğünü, çığlık attığını, yardım için ağladığını ve askerler tarafından küfredildiğini duyabiliyordum” dedi.
Ebu Ful aylarca gözaltında tutulduktan sonra son mahkûm takası anlaşmasına dâhil edildi. Serbest bırakıldıktan sonra hissettiklerini şu ifadelerle dile getirdi: “Gazze'ye hiçbir şey göremeden döndüm ve ailemin artık hayatta olmadığını düşündüm... Kalabalığın içinde, annemin sesini duyduğumda onların etrafımda olduğunu fark ettim... Halen onların arasında olduğum için Allah'a şükrediyorum. Sadece bir kez olsun annemin yüzünü görmek istedim.”
İSRAİL HAPİSHANELERİNDE 10 BİNDEN FAZLA MAHKÛM BULUNUYORDU
Filistin Tutuklular ve Eski Mahkumlar İşleri Komisyonu'na göre, yıl ortası itibarıyla İsrail hapishanelerinde 10 binden fazla mahkûm bulunuyordu. Bunların arasında İsrail'in ‘yasadışı savaşçı' olarak sınıflandırdığı bin 800'den fazla Gazzeli tutuklu da bulunuyordu. Resmi Filistin rakamlarına göre, 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail gözaltı merkezlerinde 80'den fazla mahkûm hayatını kaybetti ve bunların yarısından fazlası Gazze Şeridi'ndendi.
Filistin Tutuklular ve Eski Mahkumlar İşleri Komisyonu Sözcüsü Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, “İşgal güçleri, iki yıl boyunca işgal hapishanelerindeki erkek ve kadın mahkumlara karşı bir dizi suç işledi” dedi.
Sözcü, İsrail makamlarının ‘gözaltı merkezlerinde başka bir tür soykırım uyguladığını, özellikle Gazze Şeridi'nden gelen mahkumlara Sde Teiman Gözaltı Merkezi'nde polis köpekleri de dahil olmak üzere çeşitli araçlar kullanılarak sistematik işkence ve tecavüz uygulandığını' bildirdi.
Kaynak: Şarku'l Avsat