Dolar

42,5183

Euro

49,5613

Altın

5.776,89

Bist

10.979,33

İsrail'in Türkiye korkusu: Boğaz'dan Golan'a ittifak kabusu

Prof. Dr. Muhammed Muhtar eş-Şankıti, İsrail'in Türkiye'nin bölgesel gücünden endişe ettiğini, Türkiye-Suriye ittifakını 'Boğaz'dan Golan'a uzanacak tehdit' olarak gördüğünü belirtti.

5 Ay Önce Güncellendi

2025-07-21 11:58:33

İsrail'in Türkiye korkusu: Boğaz'dan Golan'a ittifak kabusu

Katar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammed Muhtar eş-Şankıti, Türkiye'nin bölgesel yükselişinin İsrail için ciddi bir tehdit olarak algılandığını belirtti. Şankıti, İsrailli uzmanların Türkiye-Suriye ittifakını “Boğaz'dan Golan'a uzanacak tehdit” olarak tanımladığını kaydetti.

Prof. Dr. Muhammed Muhtar eş-Şankıti, Suriye'deki gelişmeleri ve İsrail'in genişleyen saldırılarını değerlendirerek, İsrail'in sadece Filistin'i değil tüm bölgeyi kontrol altına alma hedefinde olduğunu ifade etti. Türkiye'nin yükselen bir güç olarak İsrail'in stratejik öncelikleri açısından tehdit oluşturduğunu belirtti. İsrail'in, dost ya da düşman fark etmeksizin bölgede herhangi bir gücün yükselmesini istemediğini ve bu durumun onlar için temel bir ilke olduğunu söyledi.

Tarihte Gazze'yi en son savunan gücün Osmanlılar olduğunu hatırlatan Şankıti, İsrail'in bunu unutmadığını ve bu nedenle Türkiye'nin gelecekte kendileri için ciddi bir tehlike olabileceğini düşündüklerini dile getirdi. İsrailli stratejistlerin Türkiye-Suriye arasındaki iş birliğini "Boğaz'dan Golan'a uzanacak ittifak" olarak tanımladığını aktaran Şankıti, bu ittifakın İsrail için açık bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekti.

Suriye'de yaşananların Türkiye için stratejik bir tehdit olduğuna işaret eden Şankıti, İsrail'in Suriye'yi parçalayarak Türkiye için tehlikeli bir ortam oluşturabileceğini vurguladı. Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte hareket eden İsrail'in bazı ülkeleri tamamen önemsiz hale getirerek siyasi ağırlıklarını kaybettirdiğini belirtti. Diğer bazı ülkelerin ise doğrudan askeri saldırılarla darmadağın edildiğini ifade etti.

Şankıti, Suriye Devrimi'nin, Arap coğrafyasındaki diğer devrimler bastırılırken ayakta kalmayı başardığını ve halkın direnci sayesinde bir umut olmaya devam ettiğini belirtti. Türkiye'nin Suriye halkına sivil, askeri, siyasi ve ekonomik alanlarda sağladığı destek sayesinde bu devrimin sona ermediğini dile getirdi. Türkiye'nin stratejik desteği olmasaydı Suriye Devrimi'nin de diğer devrimler gibi bastırılmış olacağını belirtti.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkelerin stratejik karar alamadığını söyleyen Şankıti, otoriter rejimlerin halkın taleplerini dikkate almadığını ve dış müdahalelerin etkisiyle İİT'nin zayıfladığını vurguladı. Şankıti, İslam ülkelerinin İsrail'le olan ilişkilerini kesmesinin, İsrail açısından meşruiyet krizine yol açabileceğini söyledi.

Gazze'de iki yıldır süren katliamların ve soykırım kampanyasının, İslam dünyasının stratejik ve iradi zayıflığını gözler önüne serdiğini ifade eden Şankıti, bu zayıflığın imkan eksikliğinden değil siyasi irade eksikliğinden kaynaklandığını belirtti. İslam ülkelerinin çoğunun stratejik kararlarını bağımsız şekilde alamadığını, iradelerinin başkalarının elinde olduğunu söyledi.

İİT üyelerinin İsrail'le ticari ve diplomatik ilişkileri kesebileceğini ancak 2 milyar Müslüman'ın Gazze'ye su ve gıda yardımı bile yapamamasının kabul edilemez olduğunu kaydetti. ABD'nin dış politika geleneğini de değerlendiren Şankıti, eski başkan Donald Trump'ın dünyadaki meselelere uzak durma eğiliminde olduğunu ancak İsrail'e desteğin siyasi değil inanç temelli bir yaklaşım olduğunu ifade etti.

ABD'nin Irak ve Afganistan gibi ülkelerde yürüttüğü operasyonlarla meşgulken Çin'in küresel güç olarak sessizce yükseldiğini belirten Şankıti, İsrail'in ABD stratejisine büyük zarar verdiğini söyledi. Çin'in gelecekteki uluslararası düzenin temel gücü olacağını savunan Şankıti, İslam dünyasının yükselen ve çöken güçleri doğru analiz etmesi gerektiğini dile getirdi.

Şankıti, ABD'de yaşadığı süreçte Amerikan mezheplerinin İsrail'e neredeyse taparcasına bağlı olduğunu gözlemlediğini belirterek, İsrail'in ABD'de adeta bir put gibi konumlandığını ifade etti. Anglosakson Protestanların Siyonistlerle olan bağlarının siyasi değil dini bir bağ olduğunu vurguladı.

Birinci Dünya Savaşı'nda Kudüs'ün Müslümanlardan alınıp Hristiyanlara değil Yahudilere verilmesinin de bu dini bağlılığın bir yansıması olduğunu kaydeden Şankıti, Georgetown Üniversitesi'nden bir profesörün bu durumu "İsrail'e tapınma" olarak tanımladığını söyledi.

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Mezarlıktaki esrarengiz taş

Haber Ara