Dolar

42,5291

Euro

49,5628

Altın

5.744,63

Bist

11.007,37

İran'a hava saldırısı askıya alındı

İsrail'in, İran'daki nükleer tesislere yönelik kapsamlı bir saldırı planı hazırlandığı ancak bu planın ABD Başkanı Donald Trump tarafından durdurulduğu ortaya çıktı. İsrail'in, ABD'nin askeri desteğini şart koştuğu bu plan, Trump kabinesi içindeki görüş ayrılıkları ve diplomasi arayışları nedeniyle rafa kaldırıldı. Planın amacının İran'ın nükleer kapasitesini en az bir yıl geriye itmek olduğu bildirildi.

8 Ay Önce Güncellendi

2025-04-17 11:51:30

İran'a hava saldırısı askıya alındı

İsrail, İran'ın nükleer tesislerine yönelik hava saldırısını en erken mayıs ayında gerçekleştirmeyi hedeflemişti. Ancak ABD Başkanı Donald Trump, son haftalarda yaptığı değerlendirmeler sonucu diplomasi seçeneğini öncelik haline getirdi. Trump, bu kararını aylar süren iç tartışmaların ardından verdi.

Kabine içindeki ayrışmalar, saldırgan tutumlu isimlerle daha temkinli yaklaşan yetkililer arasındaki gerilimi ortaya koydu. Trump, nihayetinde askeri operasyon yerine Tahran ile müzakereyi tercih etti.

İSRAİL'İN PLANI, ABD'SİZ GERÇEKLEŞEMİYORDU

İsrail, nükleer tesislere yönelik saldırı için ABD'nin yardımını kaçınılmaz görüyordu. Plan; komando baskınları ve hava bombardımanlarını kapsıyordu. Ancak yer altındaki tesisleri hedef almak için ABD uçakları ve 30 bin librelik bunker buster bombalarına ihtiyaç duyuldu.

Bilgilendirilen kaynaklar, bu saldırının İran'ın nükleer silah üretimini en az bir yıl geriye itmesinin hedeflendiğini aktardı. İsrail, geçtiğimiz yıl Suriye'de uygulanan komando destekli hava saldırısını örnek alarak, daha büyük çaplı bir operasyon planladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Ekim ayına kadar hazır olması beklenen komando operasyonunu beklemek istemedi. Bu nedenle, daha hızlı uygulanabilecek hava bombardımanına odaklanan alternatif planlar masaya yatırıldı.

Ancak bu planlar da ABD'nin açık desteğini zorunlu kılıyordu. İsrail, hava kuvvetlerini İran'ın gelişmiş hava savunma sistemlerinden korumak için Amerikan müdahalesine bel bağladı.

Mart ayında yaptığı açıklamada Trump, "Husiler tarafından atılan her kurşun, İran'ın silahları ve liderliği tarafından ateşlenmiş sayılacak" diyerek Tahran'ı açık şekilde hedef aldı. Bu sözler, ABD'nin İsrail planına destek vereceği şeklinde yorumlandı.

ABD, aynı dönemde Yemen'deki İran destekli Husi milislere karşı operasyonlarını artırdı. Pentagon, Ortadoğu'ya ek askeri malzeme ve savaş uçakları sevk etti. Yetkililer, bu silahların hem Husilerle mücadelede hem de olası İran operasyonunda kullanılabileceğini belirtti.

KABİNEDE ŞÜPHECİ SESLER YÜKSELDİ

Trump yönetimi içindeki bazı yetkililer saldırı planı konusunda şüphelerini dile getirdi. Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, İran'la çıkabilecek istenmeyen bir çatışmanın risklerini içeren yeni bir istihbarat raporu sundu.

Beyaz Saray Genel Sekreteri Susie Wiles, Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Başkan Yardımcısı JD Vance da operasyonun risklerine dikkat çekti. İran konusunda genellikle sert açıklamalarıyla bilinen Michael Waltz bile, saldırının başarı şansına ilişkin çekincelerini paylaştı.

Trump, Mart sonunda İran'a doğrudan bir mektup göndererek müzakere çağrısında bulundu. Ayetullah Ali Hamaney doğrudan tepki vermese de, 28 Mart'ta üst düzey bir İranlı yetkili dolaylı görüşmelere açık olunduğunu belirten bir mesaj iletti.

Bu mesajın ardından Trump yönetimi, askeri seçeneği geri plana aldı. İsrail'in tek taraflı saldırısı, İran'ın doğrudan misillemesini ve bölgede geniş çaplı savaşı tetikleyebilirdi.

Netanyahu, 7 Nisan'da Washington'u ziyaret etti. Ziyaret kamuoyuna ticaret konulu gibi lanse edilse de, asıl gündem İran'dı. Oval Ofis görüşmesinde Trump, Netanyahu'ya "ABD askeri destek vermeyecek" mesajını açık şekilde iletti.

Ertesi gün, Trump İran ile dolaylı müzakerelerin başladığını kamuoyuna duyurdu. Ardından da, "eğer askeri güç gerekirse, İsrail bunun lideri olacak" diyerek askeri seçeneğin hâlâ masada olduğunu ifade etti.

CIA DİREKTÖRÜ, GİZLİ GÖRÜŞMELER İÇİN KUDÜS'TE

Trump, Netanyahu'nun ziyaretinin ardından CIA Direktörü John Ratcliffe'i Kudüs'e gönderdi. Ratcliffe, Netanyahu ve Mossad Başkanı David Barnea ile görüştü. Görüşmelerde saldırı dışı alternatifler ve gizli operasyonlar da değerlendirildi.

ABD, İsrail'in tek başına İran'ın nükleer altyapısına ciddi zarar veremeyeceği görüşünü uzun süredir koruyor. Bu nedenle planlanan her senaryo, doğrudan veya dolaylı Amerikan desteğini gerektiriyor.

ABD ve İsrail yetkilileri, Mayıs başında başlayacak bir hava bombardımanı kampanyası üzerinde çalıştı. Bu kampanyanın ilk adımı, İran'ın kalan hava savunma sistemlerinin yok edilmesi olacaktı. Ardından nükleer tesislere doğrudan saldırılar planlandı.

Ancak İran'ın tepkisi kaçınılmaz görülüyor. İran Silahlı Kuvvetler Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, 6 Nisan'da yaptığı açıklamada, “Egemenliğimize yönelik herhangi bir saldırıya güçlü ve ağır sonuçları olan bir karşılık vereceğiz” dedi.

Trump'ın diplomasi yolunu tercih etmesiyle İsrail'in saldırı planı rafa kalktı. Ancak müzakerelerin başarısız olması hâlinde askeri seçenek yeniden gündeme gelebilir. İsrail, komando operasyonunu tamamen iptal etmedi; yalnızca hazırlık süresinin uzunluğu nedeniyle erteledi.

Bölgedeki tüm gelişmeler, İran'ın uranyum stoklarına, müzakerelerin gidişatına ve Trump yönetiminin yeni hamlelerine bağlı olarak şekillenecek.

New York Times

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Sosyal medyadaki 'beyaz diş' tuzağı

Haber Ara