Arap devletleri ve İsrail arasındaki normalleşme sürecini değerlendiren Iraklı siyasetçi sürecin eskisinden çokta farklı olmayacağına değiniyor. Tahran Times'e konuşan siyasetçi:” Bölgenin kalbinde kibirli küresel süper güçler tarafından yaratılan bu gaspçı varlık İsrail ile normalleşme, Filistin davasına ve işgal altındaki başkenti Kudüs'e büyük bir ihanettir.
Aynı zamanda Arap ve İslami hükümetler ve milletler tarafından uzun süredir değer verilen vatansever ve milli ilkelere ihanettir. Bu, Arapların temel davasının bir sonu ve Filistinlilerin iradesine ve çalınan haklarına karşı Siyonizmin iradesine bir önyargıydı.
BAE ve Bahreyn'in bu gaspçı varlık ile bağlarını normalleştirmesiyle ilgili olarak, bu ülkelerin hükümetlerinin işgal ettikleri bölgeleri yönetmek için İngiltere tarafından kurulan müşteri devletler olduğu söylenmelidir.
Bu hükümetler halklarını temsil etmiyor ve iradelerine el koydu. Amerikan politikalarını ve Siyonist rejimin güvenliğini korumayı amaçlayan bölgedeki büyük projesini takip ediyorlar.”
Mahmoud al-Rabi, Trump'ın Ortadoğu ülkelerindeki başarısız girişimlerinin bir neticesi olarak kaybettiği ağırlığı İsrail üzerinden varlığını devam ettirme çabaları olduğunu savundu.
ABD Başkanı Trump'ın özellikle Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen'deki başarısız politikalarını normalleşme sürecinin temelini atan diğer unsurlar arasında kabul eden Mahmoud al-Rabi Beyaz Saray'a ulaşmak için bir seçim malzemesi olduğuna dikkatleri çekti.
Iraklı siyasetçiye:” Arap halklarının normalleşmeye yönelik tutumları hakkında öngörünüz nedir?” sorusu üzerine :
“Arap ve İslam halkları bugün büyük bir uyanış yaşıyor ve Amerikalıların kibirleri ve onların İslam'a ve insanlığa karşı hakları ihlal eden ve Müslümanların servetini yağmalayan düşmanca komploları ortaya çıktı.
Bu nedenle, Müslüman halkların çıkarlarına hizmet etmedikleri ve haklı amaçlara hizmet etmedikleri için bu hain anlaşmaların büyük bir halk reddi var, bunların başında Filistin'in kurtuluşu ve gaspçı İsrail rejiminden kurtuluşu geliyor.” cevabını verdi.