Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçlerince Libya'da gerçekleştirilen "Barış Fırtınası" operasyonunda Hafter'e bağlı çok sayıda milisin etkisiz hale getirildiği, bir helikopter, 4 uçak, iki silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile çok sayıda tank, top, zırhlı araç ve ağır silahların dışında milislerin kullandığı tesislerin de imha edildiği bildirildi.
Libya'nın doğusunda bulunan gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'e bağlı milislerin saldırıları sonucu Libya'da halen sivil can kayıpları yaşanıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Misyonu'nun açıkladığı rakamlara göre, Hafter'e bağlı milislerin son dönemde Trablus'un güneyine düzenlediği saldırılarda aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 28 kişi yaralanırken, en az 5 sivil hayatını kaybetti.
Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) tarafından sivil halk ve alt yapı tesislerine yönelik artan saldırılar üzerine 25 Mart tarihinde operasyon başlatılmıştı. Libya Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı ve UMH Başbakanı Fayiz es Serrac, "Barış Fırtınası" operasyonuyla saldırgan teröristlere gereken cevabın sert şekilde verileceğini kaydetmişti.
Trablus, Vatiyye ve Ebu Greyn'de gerçekleştirilen Barış Fırtınası operasyonunda, UMH'a bağlı unsurlar önemli kazanımlar sağladı. Ağır zayiatlar veren Hafter'e bağlı milisler, güneye doğru çekilmek zorunda kaldı.
UMH güçleri, Surman ve Subrata'da 13 Nisan'da, Riqdalin, Aceylat, Al Assa, Zilten ve Al Jamil'de ise 14 Nisan'da meskun mahal ve bölgeleri ele geçirerek, Trablus'tan Tunus'a kadar olan bölgeyi kontrol altına aldı.
Kazanılan başarının devamını getirmek ve operasyonun temposunu artırmak amacıyla 18 Nisan'da yeni bir harekata başlandı.
UMH güçleri, operasyon kapsamında Hafter milislerinin Trablus'a yönelik saldırılarında operasyon ve ikmal merkezi olarak kullanılan Terhune kentini geri almayı amaçlarken, kent çevresinde bazı bölgeler milislerden temizlendi ve yüzden fazla Hafter bağlısı silahlı unsur esir alındı.
UMH güçlerince gerçekleştirilen operasyonlarda, çok sayıda milisin etkisiz hale getirildiği, bir helikopter, 4 uçak, iki silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile çok sayıda tank, top, zırhlı araç ve ağır silahların dışında milislerin kullandığı tesislerin de imha edildiği bildirildi.
HAFTER'E BAĞLI MİLİSLER HASTANELERE HEDEF ALDI
Nisan ayından beri Trablus'taki sivil hedeflere yönelik saldırılarını artıran Hafter'e bağlı milislerin vurduğu yerlerin başında hastaneler geldi.
Bir aylık süreçte en az 10 sağlık kuruluşunu hedef alan Hafter milislerinin özellikle korona virüs (Covid-19) salgın tehdidinin yaşandığı bu dönemde hastanelere saldırması ile başkent Trablus'un su ve elektriğinin kesilmesi tepki çekti.
Asıl amacının Temsilciler Meclisi'nin siyasi desteğiyle gücü ele geçirmek olduğu aktarılan Hafter, 27 Nisan'daki açıklamasında Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin kurulmasını öngören Birleşmiş Milletler'in (BM) garantörü olduğu Suheyrat Anlaşmas'ının hükmünü yitirdiğini ve kendisine bağlı silahlı grubun tüm ülkeyi kontrolü altına alacağını söylemişti.
Hafter, 27 Nisan'daki açıklamasından iki gün sonra yönetime el koymasına ilişkin batıdan gelen tepkileri yumuşatmak için Ramazan ayı dolayısıyla operasyonları durdurduğunu, ateşkes ilan ettiğini belirtmişti.
İlan edilen ateşkese rağmen Hafter bağlısı milisler tarafından Ramazan'ın ilk gününde başkent Trablus'a düzenlenen roketli saldırıda 3 sivil daha yaşamını yitirdi.
Hafter bağlısı milislerin Mayıs ayının ilk haftasında da devam eden saldırılarında 50'den fazla kişi yaralanırken, en az 15 sivil hayatını kaybetti.
Hafter bağlısı milisler, son günlerde başkent Trablus başta olmak üzere saldırılarını arttırırken, Türkiye ve İtalya'nın Trablus Büyükelçiliklerinin bulunduğu bölgeyi, Mitiga Havalimanı'nı, sivil uçakları ve diğer sivil alt yapıyı hedef aldı. Hafter'e bağlı milisler tarafından 9 Mayıs'ta Mitiga Uluslararası Havaalanı'na 64 atım, Al-Nasır bölgesine 55 atım, Banana Farm bölgesine 61 atım olmak üzere başkent Trablus şehir merkezine toplam 180 top/Grad füzesi atışı yapıldı.
SAVAŞ SUÇU OLARAK GÖRÜLDÜ
BM Libya Özel Misyonu, Hafter'e bağlı güçlerin uluslararası insan haklarına ve hukuka aykırı eylemlerinin kayıt altına alındığını ve yapılan saldırıların savaş suçu olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne götürüleceğini bildirdi.
Libya İçişleri Bakanı Fethi Başağa, 22 Nisan tarihinde Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Libya milli güvenliği için tehdit olduğunu aktararak, "BAE, Libya'daki kaos ortamının devam etmesini istiyor" değerlendirmesinde bulunmuştu.
Öte yandan, 2020 yılının başından beri BAE'den Libya'nın doğusundaki Hafter güçlerine 6 bin tondan fazla yük taşıyabilecek 100'den fazla kargo uçuşu düzenlendiğine yönelik haberler çıktı.
Hafter'e mali, siyasi, askeri destek veren ülkelerin Libya'nın sürüklendiği istikrarsızlık ve kaosta sorumlulukları bulunduğuna yönelik söylemler uluslararası kamuoyu tarafından da dile getirilmeye başlandı.
Hafter bağlısı milislerin Rusya Federasyonu tarafından paralı asker olarak bilinen Wagner desteği sağladığı ve son zamanlarda da Hafter'e örtülü olarak Suriye'de konuşlu 4-6 arasında savaş uçağını gönderdiğine yönelik iddialar da yer aldı.
Hafter güçleri sözcüsü tarafından 7 Mayıs'ta bazı eski uçakların onarıldığı ve uçuşa hazır hale getirildiğine yönelik yapılan açıklama da Libya'daki aktörler arasındaki ilginç bağlantıları gözler önüne serdi.
Türkiye ise, BM Güvenlik Konseyinin 2259 sayılı kararı ve meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin resmi çağrısı kapsamında
Libya ordusuna danışmanlık ve eğitim hizmeti vermeyi sürdürüyor. Türk askerinin eğitim ve danışmanlık görevlerini Libya Hükümeti tarafından güvenliği sağlanan bölgede gerçekleştirdiği ve bugüne kadar hiçbir zayiat yaşanmadan faaliyetlerini sürdürdüğü belirtildi.