'Gazze'nin İşgali Uluslararası Hukuku ve Bölgesel Dengeleri Derinden Sarsacak'

Meltem Suat Timeturk Dış Haberler Servisi/Özel

İsrail'in Gazze'ye yönelik işgal kararı uluslararası hukuk açısından ağır sonuçlar doğurabilir. Dış Politika Uzmanı Hüseyin Yeltin'e göre bu karar, Birleşmiş Milletler (BM) Şartı'nda açıkça yasaklanan “saldırganlık suçu” kapsamında değerlendirilebilir. Yeltin, “Gazze'nin işgal altına alınması, Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkını zedelerken İsrail'in de uluslararası meşruiyetini sorgulatacak bir süreci başlatır” dedi.

“Cenevre Sözleşmesi ihlali gündeme gelir”

İşgal kararının 4. Cenevre Sözleşmesi ve BM belgeleriyle de çeliştiğini vurgulayan Yeltin, özellikle sivillerin zorla yerinden edilmesi ve demografik yapının değiştirilmesinin ağır ihlal anlamına geleceğini kaydetti. Ancak ABD'nin İsrail'e verdiği koşulsuz destek nedeniyle BM Güvenlik Konseyi düzeyinde yaptırım kararlarının çıkmasının düşük ihtimal olduğunu belirten Yeltin, “AB ise kısmen eleştirel bir tavır alabilir ama bu da daha çok söylemsel düzeyde kalacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Arap dünyasında sınırlı yaptırım beklentisi

Arap ülkelerinin tepkisinin güçlü olmasına rağmen somut yaptırımların düşük ihtimal olduğunu söyleyen Yeltin, Körfez ülkelerinin İsrail ile geliştirdiği ekonomik ilişkileri göz önünde bulundurduğunu hatırlattı. Ürdün ve Mısır gibi ülkelerde halk baskısının hükümetleri daha sert bir diplomatik tutum almaya zorlayabileceğini belirten Yeltin, “Hizbullah'ın sınır hattında askeri aktivitesini artırması ve İran'ın vekil aktörler üzerinden süreci kullanması beklenebilir. Türkiye ise meseleyi BM ve İİT gibi platformlara taşıma yoluna gidecektir” diye konuştu.

“İki devletli çözüm zemini yok olur”

İşgalin kısa vadede protestoları, diplomatik krizleri ve asimetrik saldırıları artıracağını belirten Yeltin, uzun vadede ise barış arayışlarını tamamen ortadan kaldırabileceğini vurguladı. Yeltin'e göre, “Gazze'nin işgal edilmesi, iki devletli çözüm perspektifini yok edecek; bölgede kalıcı bir çatışma düzeni yaratacak. Bu da Filistin sorununu sadece bölgesel değil, küresel güvenlik gündeminin merkezine yerleştirecek.”