Saldırıların ardından, Saint-Ouen'deki Haşimi Camii'nde kılınan bayram namazı, alışılmış neşesinden uzak, kasvetli bir atmosferde gerçekleşti. Cemaatin üzerinde hakim olan kaygı, yaşanan son olaylarla birlikte belirginleşti. Fransa'daki birçok Müslüman, kendisini yalnızlaşmış ve dışlanmış hissediyor.
Saint-Ouen Belediye Başkanı Kerim Buimran, sabah saatlerinde camiyi ziyaret ettiğini ve “Tunuslu kurbanla dayanışma içinde olduğunu” bildirdi. Ayrıca nefret suçlarını kınadığını vurguladı. Ancak cami cemaatinden bir vatandaş, “Hükümetin hangi tarafta olduğunu hala bilmiyoruz” diyerek, tepkilerin yeterli olmadığını dile getirdi.
Pojet-sur-Argens şehrinde 45 yaşındaki bir Tunuslu, silahla vurularak öldürüldü. Bu olay, Fransa'da son haftalarda yaşanan ikinci ırkçı saldırı oldu. İlk cinayet ise 25 Nisan'da, bir cami içerisinde Mali kökenli bir genç Müslümanın bıçaklanarak öldürülmesiyle gerçekleşmişti. Her iki olayda da savcılık, saldırıların ırkçı ve İslam karşıtı motivasyonlarla işlendiğini belirtti.
Fransa'daki Müslümanlar, yalnızca saldırılarla değil, aynı zamanda çarpıtılmış medya içerikleri ve resmî makamların tereddütlü tutumlarıyla da karşı karşıya kalıyor. Müslüman toplumun bazı kesimleri, yaşananların ardından hükümetin duyarsızlığından şikâyetçi.
Fransız gazetesi Le Monde, genç Müslümanların “Fransız kimliği ile dini bağlılıkları arasında sıkışmış durumda” olduğunu yazdı. Gazete, bazı gençlerin izolasyonu tercih ettiğini, bazılarının ise iki kültür arasında denge kurmaya çalıştığını, ancak mevcut sosyo-politik ortamın bunu mümkün kılmadığını aktardı.
Fransa'daki Müslüman toplumun, tekrarlanan ırkçı saldırılar nedeniyle kendini tehdit altında hissettiği ifade edildi. Özellikle dini günlerde yaşanan saldırılar ve güvenlik eksikliği, Müslümanların ibadetlerini bile kaygıyla yerine getirmesine neden oluyor.
Kaynak: iqna.ir/tr
Yorum Yap