25 Nisan'da La Grand-Combe kasabasındaki Hatice Camisi'nde yaşanan vahşi saldırı, Fransa'daki Müslüman toplumu derinden sarstı. Müslüman genç Aboubakar Cisse, kendisinden namaz kılmayı öğrenmek isteyen Olivier H tarafından, secdeye vardığı anda yaklaşık 50 bıçak darbesiyle öldürüldü. Katil, saldırıyı kayda alarak sosyal medyada paylaştı.
Saldırının ardından İtalya'nın Pistoia kentine kaçan saldırgan, iki gün sonra karakola teslim oldu. 9 Mayıs'ta Fransa'ya iade edilen Olivier H, aynı gün tutuklandı.
Cisse'nin katledilmesi sonrası Fransa'nın birçok kentinde öfke sokağa taştı. Paris Bastille Meydanı'nda toplanan binlerce kişi, “İslamofobiyi durdurun”, “Paris faşizme karşı”, “İslamofobiye hayır” sloganları attı. Göstericiler, ellerinde “Retailleau, Aboubakar'ın kanı ellerinin üzerinde” ve “İslamofobi öldürüyor. Devlet ve medyalar buna katkı sağlıyor. Direnelim” yazılı dövizler taşıdı.
Eylemler, sadece Paris'le sınırlı kalmadı. Marsilya, Lyon ve başka birçok şehirde de benzer yürüyüşler düzenlendi. Gösterilerde, Fransa İçişleri Bakanı Bruno Retailleau'nun göçmen ve Müslüman karşıtı politikaları hedef alındı.
MUHALEFET DE SOKAKTAYDI
Protestolara, Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partisinin lideri Jean-Luc Mélenchon ve milletvekili Aymeric Caron da katıldı. Farklı muhalif siyasetçilerin yer aldığı yürüyüşte, Cisse için adalet istendi. Filistin bayrakları taşıyan ve kefiyelerle gelen çok sayıda kişi, Gazze'deki olaylara da dikkat çekti.
Göstericiler, Fransa'da artan İslam düşmanlığında sadece faillerin değil, aynı zamanda medyanın ve siyasetçilerin de sorumluluğu olduğunu savundu. Ülkede son yıllarda İslamofobik söylemlerin kamuoyunda giderek daha fazla yer bulması, bu tür saldırıların cesaretlendiği görüşünü güçlendiriyor.
AA
Yorum Yap