Resmi verilere göre Çin'in ihracatı, yıllık bazda %8,1 oranında artış göstererek piyasa beklentisi olan %2 civarını önemli ölçüde aştı. Bu gelişme, ABD'nin 145% oranında yeni gümrük tarifelerini devreye alma hazırlığı yaptığı bir döneme denk gelmesiyle daha da dikkat çekici hâle geldi.
Geçici mi, Kalıcı mı?
İhracat artışının Mart ayındaki %12,4 seviyesinden gerilemiş olması, bu ivmenin sürdürülebilirliğine dair soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Nisan ayındaki bu performansın, ABD'ye yönelik tarifelerin yürürlüğe girmesinden önceki “son dakika sevkiyatları” sayesinde yükselmiş olması ihtimali, Çin ekonomisi için geçici bir nefes alma anlamına gelebilir.
İthalat tarafında ise %0,2'lik hafif bir düşüş görülse de Mart ayında kaydedilen %4,3'lük gerilemeye kıyasla bu durum toparlanma sinyali veriyor. Çin'in ticaret fazlası ise 96,18 milyar dolarla hala güçlü bir seviyede.
Stratejik Dönüşüm: Yeni Pazarlara Açılım
Çin, dış ticaretteki yönünü giderek ABD dışındaki pazarlara kaydırıyor. Nisan ayı itibarıyla:
Güneydoğu Asya'ya ihracat %11,5 artarken Hindistan'a ise %16 yükseldi
Latin Amerika'ya yapılan sevkiyatlarda da %11,5 artış görüldü
Bu veriler, Çin'in dış ticaret stratejisini çeşitlendirmeye ve ABD kaynaklı şoklara karşı daha dirençli hale gelmeye çalıştığını gösteriyor. Çin'in “Kuşak ve Yol” girişimi kapsamında Afrika, Orta Asya ve Güneydoğu Asya ile ekonomik bağlarını güçlendirmesi de bu yönelimin yapısal olduğunu ortaya koyuyor.
Teknoloji ve Bilimle Yeni Ekonomik Atılım
2025 yılı için %5 ekonomik büyüme hedefleyen Çin yönetimi, bu hedefe ulaşmak için kamu harcamalarını artırıyor ve yüksek teknoloji yatırımlarına öncelik veriyor. Özellikle aşağıdaki alanlar Çin'in yeni nesil kalkınma stratejisinin merkezinde yer alıyor:
Yapay Zeka (AI)
Biyoteknoloji
6G iletişim teknolojileri
Kuantum bilişim ve çip üretimi
Çin Komünist Partisi'nin “bilim ve teknoloji odaklı kalkınma” söylemini daha da belirginleştirmesi, bu yatırımların sadece ekonomik değil, jeopolitik bir yönü olduğunu da gösteriyor. Zira yüksek teknoloji, Batı ile rekabetin yeni cephesi olarak görülüyor.
Moody's'in son değerlendirmesine göre, ABD'nin tarifeleri yalnızca Çin'i değil, Çin ekonomisine bağımlı olan gelişmekte olan ülkeleri de dolaylı yoldan etkileme potansiyeline sahip. Özellikle Çin'in emtia ithalatını azaltması durumunda, Afrika gibi bölgelerde bankacılık sektörü bu baskıyı hissetmeye başlayacak.
Bu durum, küresel ekonomik sistemde Çin'in ne denli merkezi bir konumda olduğunu ve ticaret savaşlarının doğrudan etkilerinin ötesinde bir dalga etkisi yarattığını gösteriyor.
Piyasa Tepkileri: Yatırımcılar Ne Diyor?
Çin merkezli ETF'lerdeki son fiyatlamalar da yatırımcıların iyimserliğini yansıtıyor:
iShares China Large-Cap ETF (FXI): 35.00 USD (+%1,27)
iShares MSCI China ETF (MCHI): 53.45 USD (+%1,31)
Xtrackers Harvest CSI 300 (ASHR): 26.47 USD (+%0,66)
Direxion China Bull 3X (YINN): 35.26 USD (+%3,56)
ProShares UltraShort China (FXP): 12.09 USD (−%3,07)
Yukarı yönlü hareketler, piyasalarda Çin'in kısa vadeli toparlanmasına dair iyimserlik olduğunu, ancak halen güçlü oynaklık riski barındırdığını da ortaya koyuyor.
Çin Yeni Bir Döneme Giriyor
Çin, ABD ile süregelen ticaret savaşında sadece savunma değil, aynı zamanda stratejik yeniden yapılanma sürecine girmiş durumda. Nisan ayındaki ihracat başarısı, bu dönüşümün sinyallerinden biri. Ancak uzun vadeli başarı, yeni teknoloji alanlarında liderlik, alternatif pazarlarda istikrar ve iç tüketimi destekleyici politikaların başarısına bağlı olacak.
Küresel ekonomi açısından ise bu gelişmeler, yeni ticaret rotalarının ve ekonomik kutuplaşmanın habercisi olabilir.
Yorum Yap