İslam ve mülteci karşıtlığı ile bilinen Matteo Salvini'nin aşırı sağcı Lega Partisi diğer bölgesel parlamentolardaki zaferini Emilia Romanga'da sürdürmedi.
Geçen Pazar günü yapılan bölgesel yönetim seçiminde, merkezi hükümeti de yürüten merkez sol ittifakın adayın Stefano Bonaccini, oyların yüzde 51'ini aldı.
Özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana solun iktidar olduğu endüstri bölgesi Emilia-Romagna'da Salvini'nin adayının kazanamamış olması ülke ve Avrupa basınında geniş yer buldu.
“SALVİNİ'YE İLK YENİLGİ”
İtalyan basını, aşırı sağcı Lig Partisi ve lideri Matteo Salvini'nin Emilia-Romagna'da kazanamamış olmasını "Salvini durduruldu" manşetleriyle yorumladı.
Emilia-Romagna'da mevcut başkan Stefano Bonaccini'nin yüzde 51,40'lık oy oranıyla, Salvini'nin adayı Lucia Borgonzoni'nin önünde seçimi kazanması, La Repubblica gazetesi tarafından "Salvini'ye ilk yenilgi" manşetiyle görüldü.
“DEMOKRAT PARTİ, SALVİNİ'Yİ DURDURDU”
Corriere della Sera gazetesi de "Bonaccini kazanıyor, PD (Demokratik Parti) Salvini'yi durduruyor" manşetini atarken, Başbakan Giuseppe Conte'nin Emilia-Romagna'daki sonuçları, kampanya dönemindeki sloganlarıyla öne çıkan Salvini için "sloganların yenilgisi" olarak değerlendirdiği belirtildi.
La Stampa gazetesi ise "Emilia'da Bonaccini Lig'i yeniyor" manşetiyle çıkarken, "Bonaccini'nin zaferinin Salvini'nin tartışmasız ilerlemesinde bir aksaklığa işaret ettiği" yorumu yapıldı.
Gazetede bu durumun da Conte hükümetine nefes aldırdığı ve Salvini liderliğindeki muhalefete daha fazla dayanma gücü vereceği ifade edildi.
“SEVİNMEYE DEĞER BİR GELİŞME”
İspanyol gazetesi La Vanguardia'ya göre ise Salvini'nin yenilgisi bile başlı başına sevinmeye değer bir gelişme:
“Emilia-Romagna ve Kalabriya'daki bölgesel yönetim seçim sonuçları, İtalyan hükümetinin istikrarı açısından belirleyici, Avrupa için de önemli. Avrupa karşıtı, yabancı düşmanı, aşırı milliyetçi siyasi hareketlerin yükselişi önlenemez mi? İtalya'da bu soruya verilen cevap sevindirici: Evet, önlenebilir. Kesinlikle evet! ... Avrupa, özellikle de İtalya, demokratik değerlerden kopan, bunun yerine toplumsal sorunları arttıran, göçmenler hakkında kötü konuşan ve dışarıda tehlikeli ilişkiler kurmak isteyen partileri sandıkta durduracak yeterli enerjiye, ılımlı güçlere ve demokratik bir hatırlama yetisine sahip.”
“SÜRPRİZ İSTİKRARI NE İZLEYECEK?”
İngiliz The Times'a göre, bölgesel parlamento seçiminin sonuçları İtalya'ya şimdilik istikrar getirmiş olabilir ancak uzun vadede bir Salvini hükümeti, daha olası görünüyor:
“Lega Partisi pazar günü Kalabriya'da seçimi kazandı ve ulusal düzeydeki anketlerde de önde. ... 2018'deki kısa süreli iktidarında, İtalya'yı kısıtlayanın Brüksel'deki AB yönetimi değil, piyasalar olduğunu öğrendi. Nitekim Lega, gerçekten de AB'den ayrılma çıkışlarına son vermiş durumda. Ne var ki, iki büyük partinin fırtınalı geçen bir on yılın ardından İtalya'nın, verimsiz bürokrasi, ağır işleyen bir yargı sistemi ve -bilhassa Güney İtalya'da yaygın- yolsuzluk gibi sorunlarını bertaraf etmek üzere ortaya bir plan koyamamış olması son derece ilginç. Bu sorunlar çözülene kadar İtalya'nın sürpriz istikrarı, doğal bir gelişme olarak değerlendirilmemeli.”
“SARDALYALAR'A TEŞEKKÜR BORÇLUYUZ”
İtalyan La Repubblica gazetesi de, Demokratik Parti'nin bu bölgeyi, bir protesto hareketi olan Sardalyalar'ın yardımıyla savunabildiğini ileri sürüyor:
“Son iki aydır kendilerine gülen (ve alaycı biçimde parti programları ve siyasi çözümlerini soran) herkese inat, Sardalyalar sözcüsü Mattia Santori ve hareketin içindeki diğer gençler, halkı silkeleyip kendine getirdi ve onurlarını geri verdi. Onları oturdukları yerden kaldırmayı ve önce sokağa çıkarıp sonra da sandığa götürmeyi başardı. İtalya solunun Sardalyalar'a bir teşekkür borcu var. Demokratik Parti lideri Zingaretti, dürüst ve mütevazı biçimde tam da bunu yaptı. Şimdi aynı Sardalyalar'a ortak bir siyasi yuva sunmak zorunda.”
