Almanya'da aşırı sağcıların ordu ve emniyette kadrolaşması, ayrıca Kassel Bölge Valisi'nin yine bir aşırı sağcı tarafından öldürüldüğünün belirlenmesi üzerine Almanları panikletti. Her gün açıklama üstüne açıklama yapan Alman siyasiler ve bakanlar, “Aşırı sağla yeterince mücadale edemedik” itirafında bulundular.
Almanya Federal Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir siyasetçinin aşırı sağcılar tarafından katledilmesi ırkçı terör tehdidini yeniden ülke gündemine taşıdı.
12 BİN CİVARIDA ŞİDDET EĞİMİLİ
AŞIRI SAĞCI BULUNUYOR
Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili politikacı Walter Lübcke'yi "mülteci politikasına destek verdiği gerekçesiyle" öldürdüğünü itiraf eden aşırı sağcı şiddet olaylarından sabıkalı Stephan E.'nin örgüt ilişkisi araştırılırken, ülkede 12 bin civarında şiddete eğilimli aşırı sağcının bulunduğu belirtildi.
İçişleri Bakanı Horst Seehofer, Çarşamba akşamı katıldığı bir televizyon programında aşırı sağcı oluşumlarla geçmiş yıllarda yeterince mücadele edilmediğini kabul ederek "Aşırı sağcı şiddetle mücadelede daha alınması gereken önlemler var... Yapılması gerekenlerin tamamı yapılmıştır diyemem" şeklinde konuştu.
“AŞIRI SAĞCI TEHLİKESİNE KARŞI, POLİSLER
DAHA DONANIMLI HALE GETİRİLECEK”
Almanya'da halen 24 bin ila 25 bin arasında aşırı sağcının bulunduğunu kaydeden Bakan, bunların yarısının ise şiddete eğilimli kişiler olduğuna dikkati çekti. Emniyet birimlerinin potansiyel tehlike içeren bu kişileri takip etmesinin güç olduğunu vurgulayan Seehofer, "12 bin şiddet eğilimli kişiyi, tamamen kontrol altında tutmak neredeyse imkansız" diye konuştu. Aşırı sağcı şiddet olaylarıyla daha etkin mücadele edileceğini vurgulayan Seehofer, polislerin daha donanımlı hale getirileceğini ve sakıncalı yapılanmaların tespit edilerek yasaklanmaları yönünde çalışmalar yapılacağını açıkladı.
LUBCKE CİNAYETİNDE NSU ÇAĞRIŞIMI
Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) Genel Başkanvekili Ralf Stegner, Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın yıllık raporunda da aşırı sağ tehlikeye dikkat çekildiğini belirterek, "Anayasayı Koruma Teşkilatı raporuna göre demokrasimizin en büyük düşmanı sağda duruyor" dedi.
SPD genel başkanlığını geçici olarak yürüten Manuela Schwesig ise ırkçı Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü (NSU) cinayetlerine işaret ederek, "NSU teröristlerinin cinayetlerinden sonra herkes bu tür tehditlerin üzerine daha sert şekilde gidileceği sözünü verdi. Şimdi yeniden, acaba güvenlik birimleri yine bazı şeyleri gözden mi kaçırdı sorusunu soruyoruz" dedi.
Öte yandan Welt gazetesi, 2017'de aşırı sağ kaynaklı şiddet olaylarında yüzde 2,3 oranında artış kaydedildiğini yazdı.
Gazete aynı yıl içerisinde altı kez cinayete teşebbüs vakasının kayıtlara geçtiğini duyurdu. Aşırı sağcı propaganda suçlarında ise 2017'de yüzde 4,6 oranında bir artış görüldü.
Mültecilere yönelik ılımlı siyasetiyle tanınan Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke 2 Haziran'da evinin terasında öldürülmüştü. Cinayetten sonra yakalanan zanlı 45 yaşındaki Stephan E. sorgusunda cinayeti işlediğini itiraf etti. Anayasayı Koruma Teşkilatı kayıtlarına göre zanlı uzun yıllardır aşırı sağcı örgüt ve oluşumların içinde yer alıyor.
MERKEL'DEN AŞIRI SAĞA
KARŞI MÜCADELE ÇAĞRISI
Öte yandan Alman meclisinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Başbakan Merkel, "Aşırı sağ ile mücadele, aşırı sağ ile araya kesin bir çizginin çekilmesini gerektirir" dedi.
Aşırı sağ ile mücadelenin siyasetin sorumluluğunda olduğunu belirten Merkel, bunun bütün siyasi yelpazeyi kapsadığını da sözlerine ekledi. Almanya Başbakanı, "Aşırı sağcı eylemlere meşrutiyet kazandıracak" düşüncelere izin verilmemesinin de önemli olduğunu vurguladı.
Merkel, Almanya'da aşırı sağcıların temel haklarının Anayasanın 18'inci maddesi uyarınca iptal edilmesi önerisini ise redderek, bunun hiç söz konusu olmaması gereken "son çare" olduğunu ifade etti.
Merkel'in partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin eski genel sekreteri Peter Tauber, Kassel Valisi Walter Lübcke cinayeti sonrasında Anayasa'nın 18'inci maddesi uyarınca aşırı sağcıların temel haklarının iptal edilmesini önermişti.
Merkel, CDU'nun önde gelen isimlerinden Friedrich Merz'in başlattığı, polis ve asker arasında aşırı sağ ideolojinin giderek yaygınlaştığına dair tartışmalara ilişkin bir soruya da yanıt verdi. Merz'in endişelerini paylaşmadığına işaret eden Merkel, polis ve ordu içinde münferit aşırı sağ vakalarının kararlılıkla araştırıldığını vurguladı. Merkel, polis ve askerlerin çoğunun "iyi hizmet" verdiğini de sözlerine ekledi.
