Mavi Marmara'dan sonra yeni bir direniş için yola çıkacak olan Özgürlük Filosu'nun yeni gemisi “Handala”, Gazze'ye insani yardım ulaştırma hedefiyle 20 Temmuz'da İtalya'nın Gallipoli Limanı'ndan hareket edecek. Özgürlük Filosu Koalisyonu tarafından yürütülen bu misyonda, abluka altındaki Gazze'ye insani yardım ulaştırılması amaçlanıyor.
13 Temmuz'da İtalya'nın Syracusa Limanı'ndan ayrılan Handala, teknik ihtiyaçlar nedeniyle 15 Temmuz'dan bu yana Gallipoli Limanı'nda hazırlıklarını sürdürdü. Gönüllüler ve Filistin destekçileri tarafından yapılan çalışmalarla gemi, pazar günü Gazze'ye doğru sefere çıkmaya hazır hale getirildi. Koalisyon, geminin başka bir limana uğramadan doğrudan Gazze'ye gitmesini planlıyor.
Özgürlük Filosu'nun daha önceki misyonu “Madleen”e katılan ve İsrail tarafından alıkonulup serbest bırakılan Türk aktivist Şuayb Ordu ile eşi Sümeyra Ordu da Handala'nın hazırlıklarında aktif rol aldı. Şuayb Ordu, AA'ya yaptığı açıklamada, Gallipoli Limanı'nda son hazırlıkların sürdüğünü ve geminin pazar günü Gazze'ye hareket edeceğini belirtti.
Yaklaşık 20 aktivistin yer alacağı Handala gemisinde, mürettebatın yanı sıra bazı ünlü isimler ve Fransa Parlamentosu'ndan temsilcilerin de bulunacağı aktarıldı. Ordu, hedeflerinin Gazze'ye herhangi bir saldırı veya engelleme olmaksızın ulaşmak olduğunu ifade etti.
Handala gemisinde bu kez bir Türk vatandaşının bulunmadığını kaydeden Ordu, Türkiye halkından misyonu desteklemelerini istedi. Ordu, “Bu insanların hepsi insanlık adına, vicdan adına yola çıkan bireyler. Desteklenmeye ihtiyaçları var.” dedi.
Özgürlük Filosu Koalisyonu'nun “Conscience” adlı gemisinin yaklaşık 2,5 ay önce Malta açıklarında bombalandığını hatırlatan Ordu, Madleen gemisinin ise İsrail tarafından su ve sandviçlerle karşılanarak bir şov yapıldığını dile getirdi. Ordu, bu sefer ne yaşanacağının tamamen dünya kamuoyunun vereceği tepkiye bağlı olduğunu vurguladı.
İnsani yardım taşıdıklarını ve misyonlarının şeffaf olduğunu belirten Ordu, kendilerine yönelik yapılacak her türlü engellemenin illegal ve suç niteliğinde olduğunu söyledi.
Sümeyra Ordu ise, 2010'daki Mavi Marmara olayını unutmadıklarını ve bu nedenle pasif direniş eğitimleri aldıklarını belirtti. O dönemde bir telefonun bile silah sayılarak insanların vurulduğunu anımsattı. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için hazırlık yaptıklarını ifade etti.
Gazze'deki soykırımlar sonrası daha fazla insanın bilinçlendiğini belirten Ordu, gençlerin bu konuya duyarlı yaklaştığını gözlemlediklerini söyledi. 2010'daki saldırının yalnızca Türk gemisine yapıldığını hatırlatan Ordu, o zaman da farklı milletlerden aktivistlerin yer aldığını, bu nedenle uluslararası temsiliyetin önemine değindi.
Son iki yılda kampanyaların kıtalar arası bir genişleme gösterdiğini kaydeden Ordu, bu farkındalıkla birlikte Gazze ablukasını kırmayı umut ettiklerini ve mücadeleye devam edeceklerini belirtti.
Yorum Yap