Dolar

32,3374

Euro

34,8108

Altın

2.390,60

Bist

10.276,88

Ablası, Azerbaycan'ın 'Prensesi'ni anlattı

Rusya'da Hepatit B virüsü nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Azerbaycanlı aktivist Nergiz Yakuplu'nun ablası konuştu...

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-05-19 02:11:08

Ablası, Azerbaycan'ın 'Prensesi'ni anlattı

TİMETURK | FURKAN AZERİ

Geçtiğimiz günlerde Rusya'nın Tomuski Şehrinde Hepatit B virüsü nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Azerbaycan muhalefetine mensup pek çok kesim tarafından "Muhalefetin Prensesi" olarak da nitelendirilen Nergiz Yakuplu'nun (26) ablası Nigar Yakuplu TİMETURK'ten Furkan Azeri'ye konuştu.

Genç aktivist ve aynı zamanda meslektaşımız olan gazeteci Nergiz Yakuplu'nun ölümü herkes gibi beni de derinden sarstı.

Zorlu bir süreçten geçen Yakuplu ailesinin neler hissettiğini sorduk ve Nergiz vefat ederken dünyaya gelen bebeğinin durumundan; hapiste tutuklu bulunan Baba Yakuplu'nun hikâyesine kadar birçok konuyu ailenin büyük kızı Nigar Yakuplu ile konuştuk.

İşte o röportaj…

Furkan Azeri: Nergiz Yakuplu kimdi? Bize önce Nergiz'in hikayesini anlatır mısınız?

Nergizimiz 1989 doğumluydu. 2011 yılında Hazar Üniversitesi Tercümanlık bölümünden mezun oldu. Hemen sonra “Yeni Müsavat” gazetesinde çalışmaya başladı. Onu herkes çok seviyordu. Ama gazetecilikten önce onu meydanlardan bilir ve severlerdi. Nergiz, hayat dolu bir kızdı, kavgacıydı, mücadeleyi seviyordu.

Azerbaycan'ın mücadele sembolü olmuştu. O gösterilere, yürüyüşlere katılana kadar Bakü'de kadınlar fazla mitinglere katılmazdı, bizde biliyorsunuz gösterilere katılmaya o kadar da sıcak bakılmıyor. Nergiz, bu algıyı yıktı. Tüm aydınlarımızın onu destekleyeceğini biliyordu. Zaten Nergiz'den sonra kadınlar eylemlere katılmaya başladı. Nergiz Azerbaycan'ın demokratikleşme yolculuğunda bir sıra neferine dönüştü.

Furkan Azeri: Nergiz'in yaşı fazla değildi siyasi mücadelenin içine nasıl bu kadar erken girebildi? Korkmuyor muydu eylemlere katılmaya?

Babamız Tofik Yakuplu yıllardır Azerbaycan'da siyasi mücadelenin içinde. 2009 yılında Azerbaycan ana muhalefet partisinin başkan yardımcılığına seçildi. Nergiz siyaseti, mücadeleyi ondan öğrendi.

Babası küçük yaştan itibaren Nergiz'in ellerinden tutup gösterilere götürüyordu. Biz, minik parmaklarımızın o kocaman avuçlarda kaybolmasından gurur duyardık, çaktırmadan bakışır ve gülümserdik. Babamız biraz önde adımlardı biz de hemen yanında. Amâ bir gün baktım Nergiz kocaman kız olmuş ve Babamın karşısına geçerek. ‘'Ben de senin Partinde mücadele etmeye karar verdim'' dedi. Böyle başladu işte siyasi hayatı. ‘'Korkmuyor muydu'' sorunuza gelince; hayır korkmuyordu. Nergiz her gösteriden sonra gözaltına alınır, polis tarafından götürülür, saatlerce karakolda bekletilir ve hakkında tutanak tutulurdu. Polisler, bir daha izinsiz gösterilere katılmaması için yazı yazmasını istiyorlardı Ama benim kahraman kardeşim her defasında ‘'Pişman değilim, sonuna kadar varım'' yazıyordu. O hapishaneden korkmuyordu, dikine giden bir kızdı, kimse onu doğru bildiği, inandığı düşüncelerinden sakındıramazdı.

Furkan Azeri: Nergiz'in en büyük hayali neydi, kendi dünyasında nasıl hayaller kuruyordu?

Nergiz optimistti, yarınlara umutla bakıyordu, Azerbaycan'ı tam özgür ve demokratik bir ülke olarak görmek en büyük hayaliydi. Bunun için gece gündüz çalışıyordu. Tabi biliyorsunuz yakın bir zamanda evlenmişti, hamileydi, çocuğuna hayatı öğretmek, ona masallar anlatmak istiyordu en çok da bizim örneğimiz, canımız, babamızın hikâyesini anlatmak istiyordu doğacak çocuğuna.

Furkan Azeri: Nergiz'in evlilik olayı nasıl gelişti, babası bu durumu nasıl karşıladı?

Nergiz'in Azerbaycan'dan gideceği aklımıza hiç gelmezdi ne zaman ki ablasına artık âşık olduğunu ve evlenmek istediğini söyleyene kadar, bu haberi duyunca çok şaşırdık. O zaten Azerbaycan'a âşıktı, kendini vatana adamıştı. O zaman biz de şaşırmıştık tabi ama evleneceğine yuva kuracağına biz de sevindik. Babamız düğüne gelemedi. Hapishaneden hayır dua etti, mutluluklar diledi. Elmar'ın (Nergiz'in eşi) Nergiz'e iyi davranacağına, kurduğu yuvanın mutluluğu için mücadele vereceğine inanıyorduk. Bir müddet sonra Nergiz Rusya'ya eşinin yanına taşındı. Azerbaycan'dan gitse de siyasi hadiseleri dikkatle izliyor ve sosyal medya üzerinden yanlış gördüğü şeylere tepki veriyordu. Meydanlarda yeri her zaman hissediliyordu.

Bir zaman sonra güzel haber aldık: ‘'Nergiz anne olacak'' dediler.Heyecanla küçük bebeğin hayata gözlerini açacağı günü bekliyorduk. Sonra hastalığı ortaya çıktı. İlk başta babamıza ciddi bir şey olduğunu söylemedik. Nergiz rahatsızlanmış dedik. Yoğun bakımda olduğu zaman doktorlar çok uğraşmışlar Nergiz'i geri döndürmek için. O günlerde Elmar Bey, Nergiz'in ellerini avcundan bırakmamış, Nergiz tepki vermemiş, sadece gözlerinden yaş akıyormuş durmadan…

Furkan Azeri: Peki, bu hastalığa nasıl yakalandı? Tıp biliminin bu kadar geliştiği bir zamanda tedavi ettirmek mümkün değil miydi, geç mi kalındı acaba?

Hepatit B virüsü Nergiz'in bedenini sarmış. Bu virüs nerden geldi, sinsice nasıl kanına girdi kimse haberdar değil. İlk semptomlar ölümünden birkaç gün önce kendisini belli etti. Hepatit C olduğunu söyleyenler de var ama aslında Hepatit B bulaşmış. Nasıl olduğunu da kimse bilmiyor. Rusya'da Tıp biliminin çok geliştiği söyleniyor, ama Nergiz'i kurtaramaya yetmedi. İki hafta kaldı hastanede, bu hastalığa karşı mücadele verdi ama olmadı. Meydan mücadelelerinden zaferle çıkan kardeşim bu defa hastalığa yenildi. Durumu iki gün iyiye gitti. Kurtuldu sandık. Ne yazık ki olmadı. Bebeği sezeryanla aldılar. Annesini kurtarmanın mümkün olmayacağını anladıktan sonra hiç olmazsa bebeği kurtarsınlar diye uğraşmışlar. Annem hastanede yanındaydı. Ama elinden ne gelirdi ki… Kaderin karşısında hepimiz aciziz.

Furkan Azeri: Şu an çocuğun sağlık durumu nasıl, iyi mi?

Evet iyi sayılır, sadece bir kaç ay erken dünyaya geldiği için bazı sağlık sorunları var ilk zamanlar makineye bağlıydı şimdi değil artık.

Furkan Azeri: Babanız Tofik Bey Nergiz'in ölümü haberini siz mi verdiniz, o zaman tepkisi ne oldu?

Babamız Nergiz'in vefat haberini hapishanede televizyon seyrederken Nergiz'in resmini ve ölüm haberini görüyor televizyonda. Bir baba için hayatta en zor şey olsa gerek. Nergiz'in düğün günü yanında olamadığı gibi öldüğü zaman da yanında olamadı sonra cenazeye katılmak için bir haftalık izin verdi savcılık.

Sağ olsunlar Azerbaycan halkı büyük destek oldu. Nergiz'in defin günü toplanan kalabalık son yıllarda hiçbir yerde görünmemişti. Azerbaycan Halkı, bu genç mücadeleci kızını son yolculuğa uğurlarken tek yürek oldu. Nihayet Nergiz çok sevdiği ve mücadele verdiği vatan toprağına emanet edildi.

Furkan Azeri: Biraz da Nergiz'in babası Tofik Yakuplu'dan konuşsak. Tofik Yakuplu suçsuz olduğu İddia ediliyor, Cumhurbaşkanı tarafından affedileceği de bekleniyordu, Son durum nedir?

Tofik Yakuplu Karabağ savaşına katıldığı zaman şimdi çok ünlü biri ona demişti ki :''Senin akıllı biri biliyordum, orada ne işin var''. Böyle düşünce sahiplerinin bugün belli yerlerde olduğu bir zamanda babamızın hapishane köşelerinde olması büyük haksızlıktır. Babama iki kere “Milli Kahraman” unvanının verilmesi için, savaştığı bölük komutanlığından Savunma Bakanlığına rapor gitmiş. Ama öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, Tofik Yakuplu Gazi kartını bile mahkeme yolu ile alabildi ancak. Nergiz'in ölümüne başsağlığı mesajı vermek için bazı siyasiler çekiniyor bu bizi çok üzüyor. Tofik Yakuplu ne yapmış, halk düşmanı mı? Bazen kendileri gelmiyor ama vicdanlarının baskısına dayanamayıp eşlerini gönderiyorlar başsağlığı vermek için. Tofik Bey evladının cenazesine katılmak için bir haftalık eve bırakıldığında, halk arasında onun “af edileceği” ile ilgili çok güçlü kanaat oluştu. Birçok kurum ve sivil toplum örgütü affedilmesi için Cumhurbaşkanına müracaat ettiler. Ne yazık ki babam yeniden hapishaneye gönderildi. Hatta iktidar ve iktidara yakın bazı milletvekilleri bile Babamın özgür kalması için bir şeyler yapılması gerektiğini söylediler fakat olmadı.

Furkan Azeri: Belki bu bir prosedür, biraz zaman gerekiyor ilerleyen tarihlerde babanızın affedilmesini bekliyor musunuz?

Bir Baba'nın hapisten serbest bırakılması evladının ölüm sebebi olamaz. Af meselesine gelince; babamız hangi suçu işlemiş ki af dilesin? Azerbaycan için, vatan dediği topraklar için savaşmış, gazi olmuş, bu ülke için en iyisini arzulamış ve mücadele etmiştir.Uluslararası insan hakları kurumları ve kamuoyu bu meseleyi gündemde tutuyor. Azerbaycan'da siyasi tutsaklar özgür bırakılacak diye düşünüyorum.

Furkan Azeri: Sizce babanız “af dilekçesi” yazacak mı?

Babam af dilekçesi yazmayacak, kesin yazmayacak. Çünkü bir suç işlememiş Nergiz'in Babası, af dilekçesi yazmayacak. Siyasi tutsakların hapisten çıkışının ise parlamento seçimlerinden sonra veya önce gerçekleşeceğini düşünüyorum.

Furkan Azeri: Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum.

Not: Bu röportajı gerçekleştirmemde yardımlarını esirgemeyen ve büyük çaba gösteren gazeteci Elnara Kerimova'ya teşekkür ediyorum.

Haber Ara