ABD Kongre üyesi Rashida Tlaib, Başkan Trump yönetimine ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'ya, bu konuda 18 Kongre üyesi ile ortak yazdığı mektupta İsrail'in Gazze'ye insani yardımı engellediğini belirtti. Tlaib mektupta, “İsrail'in insani yardımı silahlaştırması ve açlığı giderek artan şekilde savaş silahı olarak kullanmasından öfkeliyiz.” ifadelerine yer verdi. İnsan hakları, insani yardım ve uluslararası hukuk vurgusu yapıldı.
Gazze ABLUKASI: 2 MİLYONDAN FAZLA KİŞİ AÇLIK RİSKİNDE
Mektup, İsrail'in 3 aydır süren insani yardım ablukası nedeniyle 2 milyondan fazla Gazze sakininin açlık riskiyle karşı karşıya kaldığını belirterek, bu durumun ABD ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurguladı. Ayrıca, mektupta İsrail'in yardım dağıtımını yalnızca kontrol ettiği sınırlı noktalara indirgemesinin kabul edilemez olduğu kaydedildi.
YARDIM VAKFI ELEŞTİRİSİ: ASKERLER KONTROLÜNDEKİ MÜDAHALE
Mektupta Gazze İnsani Yardım Vakfına da değinilerek, yardımın silahlı aktörlerin kontrolüne verilmesi temel insani ilkelerin ihlali olarak nitelendirildi. Vakıfın İcra Direktörü Jake Wood'un bu gerekçeyle istifa ettiği de kaydedilerek, insanlık değerlerinin korunması çağrısı yapıldı.
“SESSİZ KALAMAYIZ”: ATEŞKES VE UNRWA FONLARI TALEBİ
Tlaib mektubunda “Sessiz kalamayız.” ifadesini kullanarak, derhal abluka kaldırılmasını, BM UNRWA fonlarının sürdürülmesini ve ivedi ateşkes ilan edilmesini talep etti. Demokrat vekil, ABD'nin hem diplomatik hem insani yükümlülüklerini hatırlatarak küresel sorumluluk çağrısı yaptı.
Yardım noktalarında “toplama kampı atmosfere” benzetmesi
Mektupta, İsrail'in Gazze'de kurduğu sözde yardım merkezleri “toplama kamplarını andırıyor” yorumlarıyla gündeme geldi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği de bu merkezlerde en az 410 Filistinli'nin öldürüldüğünü belirtilerek, insani yardım operasyonlarının ciddi riskler taşıdığını bildirdi.
İnsan Hakları ve Hukuk: ABD'NİN ROLÜ
Tlaib, ABD hükümetinin hem ulusal hem de uluslararası insancıl hukuk temelli yükümlülüklerini hatırlatarak, İsrail'in uygulamasını desteklemenin kabul edilemez olduğunu savundu. Trump yönetimine gazete, insan hakları ve hukuk çevrelerinden artan tepkiyi iletti.