AB Konseyi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Türkiye'ye çalışma ziyaretinde bulunan Michel arasında İstanbul'da Dolmabahçe'deki Cumhurbaşkanlığı Ofisi'nde gerçekleşen görüşmeye ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, ikilinin Türkiye-AB ilişkilerinin yanı sıra Orta Doğu'da gerginliği azaltmak için ne yapabilecekleri konusunda görüş alışverişinde bulunduğu kaydedildi.
Orta Doğu
Tarafların Orta Doğu'da diyalog yoluyla gerginliği azaltarak yeni bir şiddet sarmalının engellenmesi gerektiği konusunda mutabık olduğu aktarılan açıklamada, "Başkan Michel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı (Vladimir) Putin'in Libya'da ateşkes çağrısı ve Berlin sürecini desteklemesini memnuniyetle karşıladı." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, AB'nin Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusuna ilişkin güvenlik kaygılarını anladığı belirtilirken "AB, Suriye'de Birleşmiş Milletler nezdindeki siyasi süreci destekliyor ve Türkiye'ye uluslararası hukuka uyma çağrısında bulunuyor." ifadesi kullanıldı.
Türkiye-AB ilişkileri
İki liderin Türkiye-AB ilişkilerine dair "açık ve faydalı" bir görüşme yaptığı aktarılan açıklamada, "Ortak çıkarların bulunduğu konularda iş birliği yapılması kadar görüş ayrılıklarının bulunduğu hususların da açıkça ele alınması önem taşıyor." mesajı verildi. Açıklamada, "İki Başkan da tarafların çıkarına olan ilişkileri geliştirmek için doğrudan ve sürekli irtibat kurma konusunda mutabık kaldı." değerlendirmesi yapıldı.
Göç
"Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı göç baskısı çok büyük ve AB 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapmanın getirdiği zorluğun farkında." ifadesi kullanılan açıklamada, AB'nin Türkiye'deki mültecilere yardım sağlamaya devam ettiği kaydedildi.
Doğu Akdeniz
Açıklamada, Michel'in Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerine ilişkin AB'nin tutumunu tekrar ortaya koyduğu belirtilirken birliğin Güney Kıbrıs Rum kesimiyle "tam dayanışma" içinde olduğunun altı çizildi.
"Kıbrıs müzakereleri ihtilafa neden olan konuları çözmek için büyük önem taşıyor." değerlendirmesi yapılan açıklamada, Türkiye ile Libya arasında imzalanan anlaşmanın da endişe verice olduğu ileri sürüldü.
