Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 31 İslam ülkesinin dışişleri bakanları, İsrail'in Batı Şeria'daki “E1” bölgesinde planladığı yerleşim projelerini ve Filistin devletinin kurulmasını reddeden açıklamalarını şiddetle kınadı. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) tarafından yapılan ortak açıklamada, İsrail'in uygulamalarının uluslararası hukuka aykırı olduğu ve Filistin halkının haklarını ihlal ettiği belirtildi.
31 ülkenin dışişleri bakanları ortak açıklamasında, İsrail'in E1 projesinin, Batı Şeria'nın kuzey ve güneyini birbirinden koparacak şekilde planlandığını vurguladı. Bu planın, Filistin'in başkentini ve toprak bütünlüğünü tehdit ettiği, iki devletli çözüm yolunu tamamen engellediği ifade edildi. Açıklamada ayrıca, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkının ihlal edildiği ve uluslararası toplumun bu duruma karşı sessiz kalmaması gerektiği belirtildi.
İİT ve KİK'in açıklamasında, 31 İslam ülkesinin İsrail'in yerleşim planlarına karşı ortak duruş sergilediği, barışçıl çözüm çabalarının desteklendiği ve uluslararası hukuka dayalı adımların atılacağı vurgulandı. Açıklamada ayrıca, bu girişimlerin bölgede kalıcı barışın sağlanması için kritik öneme sahip olduğu ve Filistin devletinin tanınmasının öncelikli hedeflerden biri olduğu ifade edildi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, yapılan açıklamaya destek verdi. Bakanlık, İsrail'in E1 yerleşim planının, Filistin halkının haklarını ihlal ettiği ve bölgesel istikrarı bozduğu yönündeki ortak görüşü benimsediğini bildirdi. Açıklamada ayrıca, tüm tarafların uluslararası hukuk çerçevesinde sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiği vurgulandı.
Uzmanlar, E1 projesinin hayata geçirilmesi halinde, Batı Şeria'da mevcut sınırların değişeceğini ve Filistin'in başkenti Doğu Kudüs'ün izole edilme riskinin artacağını belirtti. Bu durumun bölgesel tansiyonu yükselteceği ve iki devletli çözüm sürecini daha da karmaşık hale getireceği kaydedildi.
İslam ülkelerinin ortak tutumu, uluslararası toplumun dikkatini İsrail'in politikalarına çekmeyi ve Filistin halkının haklarının korunmasını amaçlıyor. Açıklama, özellikle Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'ne de mesaj niteliğinde olduğu belirtildi.