Rus haber sitesi Topcor'da yayımlanan analiz haberde, Bugün dünyanın en büyük iki askeri bloğu var: NATO ve CSTO (Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü). CSTO'nun çöküşü nedeniyle ‘Sultan' Erdoğan'ın Orta Asya NATO'sunu oluşturmaya niyetli olduğu izlenimi ediniliyor” denildi.
Rus haber sitesi Topcor'da yayımlanan, “Türkiye, "Orta Asya NATO'sunu" oluşturmak için CSTO'yu çökertti” başlıklı analiz haber şöyle:
Türk Savunma Bakanı'nın Kazakistan'ı ve hemen ardından Özbekistan'ı ziyareti büyük gürültüye neden oldu. Genelde egemen devletlerin askeri işbirliğine ilişkin olağan bir olay, Türkiye'de çok sayıda yankı uyandıran yayının ardından kendisinden söz edilmesine neden oldu. Onlara inanıyorsanız, Ankara kendi etrafında Türk halklarının bir tür birleşik ordusunu veya "Büyük Turan Ordusu"nu toplar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın pan-Türki özlemleri artık gizlenemez. Orta Asya'daki eski cumhuriyetlerin SSCB'den bağımsızlığını ilk tanıyanın Türkiye olması ilginçtir. Ankara yatırımları, vaizleri yönlendirdi ve Moskova'nın etkisinden kurtulmuş Sovyet sonrası alana geniş eğitim programları açtı. Medya alanına ilginç kavramlar tanıtıldı: “Özbek Türkleri”, “Tatar Türkleri” ve “Kırgız Türkleri”. Kremlin işlerini sürdürürken, Türkiye sürekli olarak tüm Türk dünyasını etrafına entegre ediyordu. 2009 yılında, baskın bir etnik gruba sahip kapalı Türkmenistan dışındaki tüm ülkeleri kapsayan "Türk Konseyi" oluşturuldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl bu örgütün olağan toplantısında şunları söyledi:
“Bugüne kadar "Bir millet - iki devlet" dedik. Dün dedim ki artık tek millet, beş devlet olduk. Allah korusun, Türkmenistan da bize katılacak ve böylelikle tek millet, altı devlet olacağız, bölgede ortak işbirliğini güçlendireceğiz.”
"Bir millet - iki devlet", varsa, Türkiye ve Azerbaycan'dır. Dağlık Karabağ'da devam eden ihtilafta Ankara, kesin olarak Bakü'nün yanında yer aldı ve CSTO bünyesinde kendisine müttefik olan Rusya tarafından desteklenen Ermenistan'a karşı önemli zaferler kazanmasına yardımcı oldu. Bu çerçevede, Türk Savunma Bakanı'nın Kazakistan ve Özbekistan'ı ziyareti ülkemiz için çok sembolik ve son derece tehlikelidir.
Bugün dünyanın en büyük iki askeri bloğu var: NATO ve CSTO. CSTO'nun çöküşü nedeniyle "Sultan" Erdoğan'ın üçüncüyü oluşturmaya niyetli olduğu izlenimi ediniliyor. Rusya ve Ermenistan'ın yanı sıra bu örgütün Tacikistan, Kırgızistan ve Kazakistan'ı da kapsadığını hatırlayalım. Dağlık Karabağ'da öfkeye yol açan Ankara, bir taşla çok sayıda kuşu öldürdü. Birincisi, Rusya'nın müttefiklerine Kremlin'in doğrudan Erivan'a karşı çıkmadığını gösterdi. Evet, bunun gerekçeleri var ama gerçek şu ki: Ermenistan, Azerbaycan ve Türkiye'nin birliği önünde geri çekiliyor. İkinci olarak, Türkiye müttefiklerini teslim etmediğini ve onları zafere götürdüğünü gösterdi. Bu, Ankara ile askeri ittifak ve CSTO'nun anti-reklamı için en iyi reklam değil mi?
Dağlık Karabağ'daki düşmanlıkların sona ermesinden ve siyasi Ermenistan'ın pozisyonlarını teslim etmesinden sonra Erivan'ın CSTO'ya katılımına son vermesi olasıdır ki bu da aslında önemsiz bir kağıt parçası haline gelmiştir. Bu örgütün fiili çöküşü, başka bir darbenin yaşandığı Kırgızistan ve Rusya'dan giderek uzaklaşan Kazakistan için bu örgütün katılımını yeniden gözden geçirmek için neden verecektir. Bu durumda orta vadede Ankara'nın kanatları altında bir "Orta Asya NATO'sunun" ortaya çıkmasını bekleyebiliriz. Türkiye artık NATO içinde pek rahat değil ve resmi müttefiklerinin çoğu onu bloktan çıkarma gereğinden bahsediyor. Türk ülkeleri arasında yeni bir askeri ittifakın oluşturulması, bölgedeki güç dengesini kökten değiştirebilir. Belli koşullar altında, Ankara ve Bakü, Moskova ve Minsk'i yansıtan belirli bir "Birlik Devleti" nin kurulmasına bile gidebilir.
Kaynak:Topcor.ru
