Meltem Suat Timeturk Dış Haberler Servisi/Özel
Suriye'de on yılı aşkın süredir Müslüman halka zulmeden Beşar Esad rejiminin Aralık 2024'te devrilmesi, uzun zamandır beklenen bir dönüm noktası olmasına rağmen, ülke için yeni bir fitne ve zorlu bir hicret (göç) dönemini başlattı. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, rejimin devrildiği Aralık 2024 ile Temmuz 2025 arasında 430 binden fazla mazlum Müslüman yerinden edildi. Bu yeni göç dalgası, zaten savaş boyunca yurt içinde ve dışında yerinden edilmiş 12 milyondan fazla Suriye halkının çektiği eziyetin bir uzantısıdır. Zalim rejimin yıkılışının ardından başlayan bu süreç, Suriye topraklarında hak ve adaletin tesisi önündeki engelleri ve İslâm ümmeti içindeki ayrılık risklerini gözler önüne sermektedir.
Fitne, Siyonist Müdahale ve Mülkiyet Zulmü Mirası
zalim rejimin yıkılışı sonrası Suriye'de yaşananlar, Baas rejiminin bıraktığı yıkımın yanı sıra, dış güçlerin Müslümanlar arasındaki ayrılıkları derinleştirme çabalarının da bir sonucudur. BM verilerine göre, savaş öncesi 23 milyonluk nüfusun yarısından fazlasının yerinden edilmesi, Esad rejiminin zulmünün boyutunu göstermektedir.
- Siyonist Müdahale ve Etnik Fitnenin Körüklenmesi
Süveyda Olayları: Yerinden edilme vakalarının en yoğun yaşandığı Süveyda'da Bedevi aşiretlerle Dürzi gruplar arasındaki çatışmaların hızla büyümesi, bölgedeki fitnenin kritik bir örneğidir. Şam yönetimine bağlı birlikler bölgeye gönderilse de, çatışmalarda Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR)'ye göre en az 1400 kişi hayatını kaybetmiştir.
İsrail'in Rolü: Şam yönetimi, İsrail'in Süveyda'daki Dürzileri kışkırtarak çatışmaları körüklediğini iddia etmiştir. Reuters'ın haberinde ise İsrail'in Dürzi milisleri silahlandırıp maaşa bağladığı öne sürülmüştür. Siyonist işgalin, Müslüman topluluklar arasına nifak (ayrılık) tohumları ekerek, bölge halkını birbirine düşürme stratejisi, İslâm ümmetinin birleşmesini engellemeyi amaçlayan açık bir düşmanlıktır.
Askeri Saldırılar: İsrail'in Dürzi gruplara yönelik saldırıları bahane ederek 16 Temmuz'da Suriye'ye hava harekatı düzenlemesi, Siyonist rejimin ülkenin içişlerine doğrudan ve pervasızca müdahale ettiğini kanıtlamıştır. Şam'daki cumhurbaşkanlığı yerleşkesi gibi merkezî kurumların hedef alınması, seküler devlet yapısının tamamen çöküşünü hızlandırma amacını gütmektedir.
Zulüm Mirası: Mülkiyet Anlaşmazlıkları ve Adaletin Tesisi Çabaları
Mülkiyet Zulmü: New York Times (NYT)'ın haberinde de belirtildiği gibi, eski Esad yönetiminin, belirli Müslüman topluluklardan aldığı toprakları kamulaştırıp kendi iktidarına yakın Alevilere vermesi, zalim rejimin yıkılışı sonrası en büyük kaos kaynaklarından biridir. Rejimin çökmesiyle yerlerinden edilen mazlumlar, gasp edilen bu arazi ve mülkleri geri almaya çalışmaktadırlar. Bu durum, önceki zulmün mirasının, fitneye dönüşerek yeni yerinden edilmelere yol açtığını göstermektedir.
Alevi Mahallelerine Baskınlar: Alevi nüfusun yoğun olduğu kentlerde dahi Şam'a bağlı güçlerle silahlı gruplar arasında çatışmaların yaşanması, Baas rejiminin kurduğu toplumsal yapının tamamen dağıldığını kanıtlamaktadır. El-Sumerya bölgesinde evlerinin tapularını gösteremeyen Alevi ailelerin dahi yerinden edilmesi iddiaları, Suriye'de otorite boşluğunun yarattığı kargaşayı ve eski rejimle ilişkilendirilenlere yönelik tepkileri yansıtmaktadır.
Yorum Yap