Meltem Suat Timeturk Dış Haberler Servisi/Özel
Birleşik Krallık'ın Filistin'i devlet olarak tanıması yönündeki diplomatik hamlesine rağmen, ülkenin İsrail'e yönelik silah ihracatında tarihi bir çelişki yaşanıyor. Hükümetin, Gazze'deki savaş nedeniyle askeri teçhizat sevkiyatlarını kısıtladığı yönündeki iddialarına karşın, gümrük verileri tam tersini gösteriyor: Haziran 2025, kayıtların başladığı Ocak 2022'den bu yana en yüksek aylık silah ihracatı rekorunu kırdı. Bu durum, İngiltere'nin insani hukuk ihlali risklerini değerlendirme yükümlülüğünü içeren lisans sistemine yönelik incelemeyi yoğunlaştırmış durumda.
Analiz: Diplomasi ve ticaret arasındaki çifte standart
İngiltere'nin son dönemdeki diplomatik duruşu ile askeri ticaretindeki artış, uluslararası kamuoyunda güçlü bir çifte standart algısı yaratıyor.
- Rekor Satışlar, sembolik askıya almalar
Rekor Artış: İsrail gümrük verilerine göre, Haziran 2025'te İngiltere'den 408.000 sterlin (547.000 dolar) değerinde silah ithal edildi. Bu, kayıtların başladığı tarihten bu yana tek bir ayda ulaşılan en yüksek miktar oldu. Ağustos 2025'teki 150.000 sterlin üzerindeki ihracat da en yüksek ikinci aylık toplam olarak kaydedildi. Bu artış, İngiltere'nin Filistin'i devlet olarak tanımasına yönelik diplomatik adımının hemen sonrasına denk geliyor.
Mermi yağmuru: Ağustos 2025'te, 110.000'den fazla mermi İngiltere'den İsrail'e ihraç edildi. Bu büyük sevkiyat, Channel 4'ün analizine göre, ülkenin silah satışlarındaki genel yükselişin bir parçasıydı. Sevkiyatlar arasında tank parçaları, tüfekler ve çeşitli mühimmatlar da yer aldı.
Askıya alma çelişkisi: Bu rekorlar, İşçi Partisi hükümetinin Eylül 2024'te "İsrail ordusunun Gazze'de İngiliz ürünlerini kullanmasını önlemek için" 29 lisansı askıya aldığını duyurmasına rağmen yaşandı. Dışişleri Bakanı David Lammy, bu askıya almanın sadece insancıl hukukun ihlaline katkıda bulunma riski bulunan "az sayıda lisansı" kapsadığını açıklamıştı.
- Uluslararası hukuk ve devam eden taahhütler
Aktif Lisanslar: Gazze savaşı çağrılarına rağmen, hükümetin temmuz ayı itibarıyla İsrail'e askeri teçhizat ihracatı için 300'den fazla aktif ihracat lisansını sürdürüyor olması, İngiltere'nin ihracat kontrollerindeki gevşekliği gözler önüne seriyor.
F-35 İstisnası: En büyük eleştiri, kısıtlamaların, uluslararası tedarik zinciri aracılığıyla sağlanan F-35 savaş uçağı programıyla bağlantılı bileşenler gibi önemli kategorileri kapsamamasıdır. Silah Ticareti Karşıtı Kampanya (CAAT), İngiliz firmaların İsrail'in radar, hedefleme ve elektronik savaş sistemleri ile Gazze'ye düzenlenen hava saldırılarında kullanılan F-35'ler için bileşen tedarikinde kilit rol oynamaya devam ettiğini savunuyor.
Hükümetin Savunması: İngiltere hükümeti, tüm lisansların "sürekli olarak gözden geçirildiğini" ve "ihracat kontrollerini İsrail'in kendini savunma hakkı ile dengelemesi gerektiğini" savunarak yaklaşımını meşrulaştırmaya çalışmıştır.
Sonuç: Birleşik Krallık'ın hem Filistin'i diplomatik olarak tanıma yönünde adım atması hem de İsrail'e silah satışında rekor kırması, İngiltere'nin bölgesel çatışmaya yönelik politikasındaki derin çifte standartı ve ticari çıkarların insani hukukun üzerindeki ağırlığını açıkça gösteriyor. Toptan ambargo çağrılarına rağmen devam eden bu ticaret, uluslararası platformlarda İngiltere'nin meşruiyetini zedelemeye devam edecektir.
Yorum Yap