Meltem Suat Timeturk Dış Haberler Servisi/Özel
Şehit Seyyid Hasan Nasrallah'ı anarak, onun yalnızca Lübnan veya Şiiler için değil, tüm İslam dünyası için önemli bir değer olduğunu belirten Hamaney, “O gitti ama oluşturduğu miras hâlâ duruyor” ifadelerini kullandı.
“İran halkı çelik yumruk gibi”
İran lideri, ülkedeki çok sayıda etnik grubun İranlı kimliği altında birleştiğini hatırlatarak, “Bütün bu unsurlar düşmana karşı çelik gibi sağlam bir yumruk teşkil ediyor ve düşmanın başına ineceklerdir” dedi.
Nükleer silah kararı yok: “%60'a kadar zenginleştirdik”
Hamaney, uranyum zenginleştirme konusunda da çarpıcı açıklamalarda bulundu:
“Bugün zenginleştirme açısından yüksek bir seviyedeyiz. Bu işlemi nükleer silah üretmek isteyen ülkeler yüzde 90 saflığa kadar götürüyor. Bizim böyle bir niyetimiz yok. İhtiyaçlarımız için yüzde 60'a kadar çıkardık; bu oldukça yüksek ve ülkemiz için gerekli.”
“Dünyada zenginleştirme yapabilen yaklaşık on ülke var; İran bu on ülke arasında. Diğer dokuz ülke nükleer silaha sahip, ancak biz böyle bir silaha sahip olmayacağız ve kullanmayacağız.”
ABD ile müzakere yok: “Bu, dikte ve dayatmadır”
ABD ile olası görüşmeler hakkında Hamaney, net bir tavır koydu:
“Şu anda ABD ile müzakere ulusal çıkarlarımıza hiçbir katkı sağlamaz; bize hiçbir fayda getirmez, hiçbir zararı da gidermez.”
“Karşı taraf, müzakerelerin sonucunu önceden ilan etti: İran'da nükleer faaliyetlerin ve zenginleştirmenin tamamen durdurulması. Yani masaya oturalım ama sonuç onların istediği gibi olsun. Bu müzakere değil, dikte ve dayatmadır.”
Füze gücüne vurgu: “Savunmasız kalmamızı istiyorlar”
Hamaney, Batı'nın yalnızca nükleer faaliyetleri değil, İran'ın balistik füze kapasitesini de hedef aldığını söyledi:
“Kısa, orta veya uzun menzilli füzelerimiz olmasın diyorlar. Amaç İran'ı o kadar savunmasız bırakmaktır ki, Irak'taki veya başka yerdeki bir Amerikan üssüne yapılan saldırılara bile yanıt veremesin.”
“Tehditlere boyun eğmeyeceğiz”
İran lideri, ABD'nin tehdit diline karşı ise şu uyarıyı yaptı:
“Bu şekilde müzakereyi kabul etmek, İran'ın ‘tehdit edilebilen' bir ülke olduğunu kabul etmek demektir. Eğer tehditlere boyun eğerseniz, her tehdit karşısında ürküp hemen teslim olursunuz. Bu bir kez başladı mı sonu gelmez.”
Son olarak Hamaney, İran'ın elde ettiği kazanımlardan geri adım atmayacağını vurguladı:
“Bugün diyorlar ki zenginleştirme yaparsanız şöyle olur; yarın diyorlar ki füze sahibi olursanız şöyle olur. Sonra da şu ülkeyle ilişki kurarsanız böyle olacak. Bunların hepsi baskı ve dayatmadır. Biz baskıya boyun eğmedik, eğmeyeceğiz.