Sufyan bin Uzayr
2011 yılında, Güney Sudan, Sudan'dan ayrıldı ve bağımsız bir devlet ilan edildi. Batılı medya sektörleri ve birçok ayrılık yanlısı destekçi, devlet olmanın Güney Sudan için yeni bir refah ve büyüme çağı olacağını ve nihayetinde, Sudan'ın bile Güney Sudan devletinin üstünlüğünü kabul etmesi gerektiğini ifade etti. Görünüşe göre, bu rüyalar henüz gerçekleşmedi ve olasılıklar halen Güney Sudan için umut verici görünmüyor.
Aslında, Güney Sudan hakkında birçok kez yazdım: 2013'te, Güney Sudan'ı başarısız bir devlet olarak ifade ettim – henüz yanlış düşündüğüm kanıtlanmadı. 2014 yılında, Güney Sudan'daki can ve mal kaybından rahatsız olan ben ,ayrılmanın mantığını sorguladım ve hatta Güney Sudan'ın hatalarını düzeltmesinin yollarını düşündüm.
Hiç Bitmeyen Şiddet
Güney Sudan hükümeti ve isyancılar, devam eden yıkım için birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Binlerce insan katledildi ve altyapı yıkılmış durumda. Hastaneler, kiliseler ve özellikle mescitler - her şey Güney Sudan'daki iç savaşa yenik düşüyor.
Birleşmiş Milletler'e göre, şimdiye kadar çatışmada 50.000'den fazla insan öldürüldü. Ayrıca, 1,9 milyondan fazla insan yerinden edildi (Aralık 2013'ten bu yana) ve yaklaşık 103.000 sivil ülkenin dört bir yanındaki BM üslerine sığındı.
Tabii, barış görüşmeleri de yolda. Yine de, başarısız olan her anlaşmayla, durum daha da kötüleşiyor. Hükümet ya da isyancılar, her iki taraf da yeni bir mücadele yarışına giriyor. İnsani meseleler Güney Sudan'da ikincil öneme sahip gibi görünüyor.
Uluslararası Yanıt
Birleşmiş Milletler barışı koruma görevlileri ülkede zaten aktifken, Afrika Birliği de Güney Sudan'daki sivillere karşı işlenen vahşetleri araştırmak için bir Soruşturma Komisyonu başlattı. Uluslararası yardım 2014 yılında kıtlıkla mücadele etmeyi başardı, ancak devam eden kavga, yerinden edilmiş nüfus ve kurak bir mevsim nedeniyle, gıda güvenliği Güney Sudan'da hala bir sorun olmaya devam ediyor. Bu nedenle, diplomatik toplantılar, müzakereler ve silah ambargosu - her şey kullanılıyor, ancak Güney Sudan'daki kriz daha da kötüye gidiyor.
Son Yorum
Bu tür düşmanlıklar, insani bir kriz ve hiç bitmeyen bir savaşın ortasında olan Güney Sudan'ın, her şeyden önce var olmaması gereken bir ülke olduğu açıkça görülüyor. Güney Sudan, Sudan'dan ayrıldığında, destekçilerinin çoğu Sudan'ın daha zayıf olduğunu ve Batı emperyalizminin omuzlarına binen Güney Sudan'ın, etkileyici bir oranda gelişeceğini iddia etti. Ancak, bu iddiaların hiçbiri gerçekleşmemiştir.
Bugün Sudan, kendi meselelerine rağmen, iyi yönetilmeyi başarıyor. Anlaşılan, Sudan'ın iyileştirmesi gereken birçok şey var, ancak yine de bir şekilde dayanıyor ve Sudanlı siviller akşam yemeği için düzenli olarak mermi ve bomba tüketmiyor. Güney Sudan ise en iyi ihtimalle hata olarak adlandırılabilir. Asla yaratılmaması gereken bir ülke - Sudan'ın güney kısmı 2011'de kendini idare etmekten acizdi ve bugün bile durum hiç değişmedi.
Dış müdahale, sahte propaganda ve bir avuç Güney Sudan isyancının militan ayrılıkçılığı, Afrika'nın en büyük ülkesinin balkanlaşmasına yol açtı. Ancak yeni Güney Sudan eyaleti birlikte hareket edemediği için tekrar tekrar başarısız oldu ve ulus inşası tarihindeki en büyük hatalardan biri olarak ortaya çıktı. Güney Sudan'ın gidecek hiçbir yeri kalmadı. Tek geçerli ve aklı başında olan seçenek ayrılmanın yanlışlığını kabul etmek ve Sudan'a tekrar katılmak olacaktır - ancak ne uluslararası toplum ne de Güney Sudan liderleri veya isyancılar bunu yapmak için yeterince istekli değildir.
Sonuç olarak, Güney Sudan'daki yıkım hızla devam ediyor, ortalama bir sivil ise en büyük bedeli ödüyor, çünkü ülke olarak adlandırılmayı hak etmeyen bir ülkede ikamet ediyorlar.
Kaynak: https://intpolicydigest.org/
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak verilmiştir. Bu makalede yer alan görüşler yazarına aittir.
Çeviri: Feyza Akyıl