Meltem Suat Timeturk Dış Haberler Servisi/Özel
Gazze Şeridi'nde yaşanan insani felaket, uluslararası hukuk gündeminde yankı buldu. İsrail'in sivillere yönelik saldırıları ve uyguladığı abluka nedeniyle Gazze'de açlık, susuzluk ve ilaç krizinin hızla büyüdüğü belirtiliyor. 7 Ekim 2023'ten bu yana en az 64 bin 718 Filistinli yaşamını yitirdi, 163 bin 859 kişi ise yaralandı.
Güney Afrika, bu gelişmeler üzerine İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) “soykırım davası” açtı. Middlesex Üniversitesi Uluslararası Hukuk Profesörü William Schabas, davayı “UAD'ye sunulan en güçlü soykırım davası” olarak nitelendirdi. Schabas, İsrail'in Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki eylemlerinin yasa dışı olduğunu, sivillere yönelik orantısız saldırılar ve açlığın savaş yöntemi olarak kullanıldığını vurguladı.
Profesör Schabas, “Soykırım Sözleşmesi'nin kabul edilmesinden bu yana 77 yıl geçti, ancak Güney Afrika'nın İsrail'e açtığı dava emsalleri aşacak nitelikte. İsrail, doğrudan soykırım yapmakla suçlanıyor” dedi.
Schabas, davanın önemine ilişkin, “ABD, Almanya ve diğer bazı ülkeler İsrail'e destek veriyor. Bu, uluslararası hukukun çifte standartla uygulandığını gösteriyor. Trump da Gazze'deki savaş suçlarının ortağı olmakla suçlanabilir” ifadelerini kullandı.
Davanın sembolik kalmayacağını belirten Schabas, İsrail yetkililerinin Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) taraf ülkelerde tutuklanabileceğini, Batılı liderlerin ve iş insanlarının da soruşturma kapsamına girebileceğini vurguladı.
Schabas ayrıca, kendi aile geçmişine atıfta bulunarak, “Holokost kurbanı bir Yahudi ailesinden geliyorum. Bu kadar korkunç suçların tekrarlanmasına sessiz kalamayız” dedi.
Yorum Yap