ABD Kongresi'ndeki kanlı işgali değerlendiren Rus gazeteci Evgeny Evdokimov, "Yaşanılanlar, Trump için affedilmeyecek aşağılayıcı sahneler. Büyük umutlarla, sansasyonel açıklamalarla geldi, ama bir kabus gibi gidiyor” dedi.
Rus gazeteci Evgeny Evdokimov'un, “Trump büyük umutlarla geldi, ama bir kabus gibi gidiyor” başlıklı analiz haberi şöyle:
Washington'daki Kongre Binası'nın kanlı fırtınası, hem "renkli" bir devrim girişimine hem de "siyah beyaz" bir iç savaşın önsözüne benziyor.
ABD Kongresi'nin Washington'daki Kongre binasını ele geçiren Donald Trump taraftarlarının isyanı bastırıldı. Modern ABD tarihinde ilk kez, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarını izleyen barışçıl iktidar devri başarısız oldu. Kongre binası dışındaki çatışmalarda 4 kişi öldü. En az 14 polis yaralandı, ikisi hastaneye kaldırıldı. Amerikan başkentinde sokağa çıkma yasağı getirilmesi gerekiyordu, Ulusal Muhafız sokaklarda devriye geziyor.
İsyanlar, başkanlık seçimlerinin sonuçlarının onaylanacağı ABD Kongresi toplantısında başladı. Sonuç olarak, Temsilciler Meclisi ve Senato çalışmayı yarıda kesmek zorunda kaldı. Protestocular konferans salonuna ve kongre üyelerinin ofislerine hücum etti. Ayrıca, basında çıkan haberlere göre, Kongre Binası yakınlarındaki Cumhuriyet karargâhı yakınında bir patlayıcı cihaz bulundu ve etkisiz hale getirildi. Yalnızca Moskova saatiyle sabah 3'te, göstericilerin çoğu Kongre Binası'na yaklaşmayı bıraktı ve birkaç saat sonra Kongre, Biden'ın seçimlerdeki zaferini belgelemeye yeniden başladı.
Bu gidişat, üçüncü dünya ülkelerindeki standart "renk devrimi" senaryosuna benziyor. Kaybeden adayın saldırgan destekçileri, seçimlerin sonucundan memnun kalmadan parlamentoyu basıyor. Ekim ayı başlarında Kırgızistan'da çok benzer bir şey oldu .
Ancak bu sefer hem askeri-politik hem de ekonomik alanda dünyanın önde gelen gücünden bahsediyoruz. Washington'daki huzursuzluğa dünyanın bu kadar gergin tepki vermesinin nedeni budur. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, "utanç verici sahnelerden" ve Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, "demokrasiye saygısızlığın yıkıcı sonuçlarından" bahsediyor.
Amerika Birleşik Devletleri'ni kim yönetecek?
Birleşik Devletler'deki darbe, yalnızca komplo teorisyenlerinin değil, aynı zamanda başkenti defalarca yerle bir eden Hollywood senaryo yazarlarının da gözde bir komplosuydu. Ancak, artık adımlarındaki kan artık bir gişe filmi değil, tüm gezegen tarafından izlenen bir canlı TV yayınının görüntüsü.
Amerika Birleşik Devletleri'nin kendisinde, başkentteki olaylar, Afrikalı Amerikalı George Floyd'un polis tarafından öldürülmesinin ardından yaz isyanları ve katliamlarından daha büyük bir şoka neden olmuş gibi görünüyor. Başkan seçilen Joe Biden, ulusa acil bir mesaj gönderdi. Olay şimdiden üç eski ABD başkanı - Barack Obama, George W. Bush ve Bill Clinton tarafından kınandı.
Donald Trump'a gelince, isyanlara katılanları eve gitmeye çağırsa da, seçimlerde yanlış oy sayımı konusunda ısrar etmeye devam ediyor ve yenilgi çağrısını reddediyor. Sonuç olarak, mevcut devlet başkanının temyiz başvurusunun TV'de yayını kesintiye uğradı ve sosyal ağlar bir kez daha hesaplarını yasakladı.
Trump'ın ısrarı, sadece bariz başarılarının bile, başkanlığının tüm dönemiyle birlikte Amerikan tarihinden silinmesine yol açacağı zaten açıktır. Kongre üyelerinin gaz maskeleriyle tahliye edilmesi ve Amerikan demokrasisinin kutsallarında özel kuvvetlerin ortaya çıkması, Trump için affedilemeyecek veya en azından unutulamayacak kadar aşağılayıcı sahnelerdir. Başkan Yardımcısı Mike Pence'den başlayarak en yakın arkadaşlarının Trump'tan gerçekten ayrılması sebepsiz değil. Yani sadece 2024'teki başkanlık seçimlerinden değil, genel olarak Amerikan siyasetine daha fazla katılımdan dolayı, Trump tüm olası ve imkansız güçler tarafından uzaklaştırılacak.
Şimdi asıl soru, giden başkanın destekçilerinin büyük çoğunluğunun Washington'daki kabusa nasıl tepki vereceğidir (agresif Trumpistlerin hiçbir şey tarafından ikna edilemeyeceği açıktır). Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi güçlü bir şekilde reddedilmeye devam ederse, bu sadece bir önsöz görmüş olduğumuz anlamına gelir ve önümüzdeki yıl 2020'den daha çalkantılı ve öngörülemez hale gelecektir.
Kaynak: Rosbalt.ru
