Şarkul Avsat'ta gazeteci Şerif Egemen Ahmet'in kaleme aldığı, “Libya'da Türkiye-BAE savaşı” başlıklı makalesinde, “Bugün Abu Dabi merkezli Arap medya organları bile Libya'da dengelerin Serrac lehine değiştiğini ve bunun Türk SİHA'ları sayesinde gerçekleştiğini itiraf ediyor” dedi.
Şerif Emegen Ahmet'in makalesinin tam metni şöyle:
Dünya Çin'den çıkarak küresel bir salgına dönüşen koronavirüse (Kovid-19) odaklanmış durumda. İnsanlar evlere kapandı. Hayat tam anlamıyla durdu. Ancak bu olağanüstü şartların geçerli olmadığı bölgeler de mevcut. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın çatışma alanlarında savaş tam gaz devam ediyor.
Türkiye'yi de ilgilendiren çatışma bölgelerinden biri hiç kuşkusuz Libya'nın başkenti Trablus. Koronavirüsün Avrupa'yı kasıp kavurduğu sıralarda medikal maske takmış, elinde kalaşnikov tüfekle çatışan milislerin görüntüleri modern dünyanın çarpıklığını gözler önüne sermişti. Koronavirüse yakalanan kişi sayısının 50'yi aştığı ülkede geçen hafta yaşanan gelişmeler ise sahadaki dengenin Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanı Fayiz Serrac lehine döndüğüne işaret ediyor.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Rusya destekli Libya Ulusal Ordusu lideri General Halife Hafter'in başkent Trablus'u ele geçirme operasyonunun üzerinden tam bir yıl geçti. Gelinen nokta Hafter açısından pek iç açıcı görünmüyor. Birleşmiş Milletler'e göre başkent ve civarında toplam 150 bin kişiyi yerinden eden operasyonda Hafter, artık saldırıdan çok savunma pozisyonunda. Hafter'in milisleri, 13 Nisan'da Trablus'un 70 kilometre batısında yer alan Sorman ve Sabratha'yı kaybetti. Üstelik gerileme sadece başkentteki harekatla sınırlı değil. Misrata kenti yakınlarındaki Abu Greyn'den çekilen Hafter'e bağlı güçler, General'in kalesi olarak bilinen Terhune'de de UMH'ya ait Türk yapımı Silahlı İnsansız Hava Araçlarının (SİHA) bombardımanı sonrası pes etme noktasına geldi. 102 milisi esir düşen Hafter, BAE'nin sağladığı tank ve mühimmatı da UMH güçlerine hediye etti. Sahada ciddi kayıp yaşayan Hafter, Trablus'a giden su kaynaklarını keserek 2 milyon insanı -korona günlerinde- ciddi bir felakete sürüklüyor.
Serrac ise Türkiye ile 2019 yılı sonunda imzaladığı deniz yetki alanları ve askeri destek anlaşmalarının meyvelerini yeni toplamaya başladı. UMH güçleri açısından cephede tüm yetki Türk askerinde. Dahası savaşan Libyalılara bir de Türkiye'nin Suriye'den Trablus çevresine taşıdığı 3 bine yakın Suriye Milli Ordusu (SMO) askeri eklendi. Esed rejimi ve YPG ile savaşta muharip gücünü artıran SMO savaşçılarının deneyimleri de Serrac'a bağlı güçlerin ilerlemesinde önemli bir etmen oldu. Fakat UMH'nin savaşta avantaj elde etmesinin asıl sebebi Türk SİHA'larının, BAE'nin Hafter'e verdiği hava desteğini etkisiz hale getirmesi.
Elbette Trablus merkezli UMH güçlerinin sahadaki kazanımlarının karşı cephede bir karşılığı oldu. General Hafter'e açıktan destek veren BAE ve Rusya, savaşa ağırlığını daha fazla koydu. Hafter'in gizli sponsoru Tel Aviv yönetimi de sahadaki vaziyetin değişmesini arzuluyor. İsrail medyasına göre, Türk SİHA'larının etkisini kırmayı arzulayan Arap Emirlikleri, İsrail ordusuna yeni hava savunma sistemleri sipariş etti. BAE'nin silahları İsrail tarafından, Mısır üzerinden, Hafter'e ulaştırıldı. Kremlin ise Hafter'e bağlı güçleri cephede önderlik eden milislerine Suriye'den takviye yaptı. 350 askerden oluşan bu gücün yeni adı “5'inci Tugay”. Başlarındaysa Esed rejiminin kasaplarından Ebu Cafer yer alıyor.
Bugün Abu Dabi merkezli Arap medya organları bile Libya'da dengelerin Serrac lehine değiştiğini ve bunun Türk SİHA'ları sayesinde gerçekleştiğini itiraf ediyor. Hafter'in destekçileri olarak BAE ve Rusya'nın çatışmaları yeni bir noktaya taşıma hazırlıkları savaşın uzayacağının işareti. Ancak S-400'lerden nükleer enerjiye değin pek çok stratejik alanda milyar dolarlık anlaşmalar bağlayan Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile köprüleri yakmak istemiyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Libya'daki savaş BAE ile Türkiye arasında geçecek gibi görünüyor.
Kaynak: https://aawsat.com/
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak verilmiştir. Bu makalede yer alan görüşler yazarına aittir.
