Meltem Suat Timeturk Dış Haberler Servisi/Özel
Almanya'da, Alman hükümetinin yeniden silahlanma, artan askeri harcamalar ve dış politika adımlarına karşı cuma günü Berlin ve Stuttgart şehirlerinde on binlerce kişi sokağa çıktı. Toplamda 35.000'den fazla kişinin katıldığı gösterilerde, konuşmacılar Berlin'i "çılgın silahlanma" planlarına son vermeye, Gazze'deki İsrail politikasına ortak olmaktan vazgeçmeye ve zorunlu askerliği geri getirme girişimlerini durdurmaya çağırdı. "Bir daha savaşa hazır olmayalım! Barış için ayağa kalkalım" komitesi tarafından düzenlenen bu protestolar, hükümetin militarizasyon politikalarına karşı silah teslimatı yerine diplomasi talep eden güçlü bir sivil cephe oluşturdu.
Analiz: Almanya'da barış hareketi yükseliyor mu?
Almanya'da, Ukrayna'daki savaşın ardından başlayan savunma bütçesinin artırılması ve zorunlu askerliğin yeniden tartışmaya açılması gibi militarizasyon eğilimleri, sivil toplum ve sol muhalefet cephesinden güçlü bir tepkiyle karşılanıyor. Berlin ve Stuttgart'taki bu iki büyük gösteri, 500'e yakın örgüt ve girişimin desteğiyle organize edilerek, Alman hükümetinin mevcut politikalarına yönelik toplumsal huzursuzluğun boyutunu gözler önüne serdi.
- Silahlanma ve sosyal adaletsizlik ilişkisi
Gösterilerin temel sloganı, silahlanma harcamalarının artmasının, ülkeyi "daha da antisosyal" hale getireceği uyarısıydı. Konuşmacılar, hükümetin bütçeyi askeri hedeflere kaydırmasının, sosyal hizmetler ve halkın refahı aleyhine sonuçlanacağını vurguladılar. Berlin'de yapılan konuşmalarda, Almanya'nın "tamamen çılgın silahlanmaya, silah ihracatına ve dünyanın her yerindeki savaşlara" kesin bir "hayır" dediği belirtildi.
- Gazze ve dış politika eleştirileri: Soykırım ortaklığı suçlaması
Protestoların en sert eleştiri noktalarından biri, Alman hükümetinin dış politikası oldu. Konuşmacılar, Berlin'i açıkça "Gazze'deki İsrail soykırımına ortaklık" etmekle suçladı.
Özlem Demirel'in Çağrısı: Sol Partili AP milletvekili Özlem Demirel, Alman hükümetini bu ortaklıktan vazgeçmeye ve "Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkını tanıması gerektiğini" vurguladı. Bu söylem, Almanya'nın geleneksel İsrail yanlısı duruşuna karşı hem meclis içinde hem de sokakta yükselen ciddi bir muhalefeti işaret ediyor.
ABD Silahlarına Ret: Göstericiler ayrıca, 2026'dan itibaren Almanya'da yeni ABD orta menzilli silahlarının konuşlandırılması planına da karşı çıktı. Bu, Alman hükümetinin ABD ve NATO ile artan askeri entegrasyonuna yönelik güçlü bir tepkiyi yansıtıyor.
- Zorunlu askerlik tartışması ve siyasi etiketleme
Protestocular, hükümetin yeniden zorunlu askerlik hizmetini geri getirme tartışmalarına da sert bir şekilde karşı çıktı.
Salam Dilimleme Taktiği: Sosyalist Alman İşçi Gençliği (SDAJ) Federal Başkanı Andrea Hornung, zorunlu askerliğin geri getirilmesi tartışmasını "salam dilimleme taktiği" (konuyu parça parça, azar azar gündeme getirme) olarak nitelendirerek derhal sonlandırılması çağrısında bulundu.
"Putin ve Hamas Sempatizanı" Etiketlemesi: Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) Genel Sekreteri Christian Leye ise, barış ve diplomasi çağrısı yapan herkesin otomatik olarak "Putin sempatizanı" veya "Hamas temsilcisi" gibi siyasi etiketlemelere maruz kalmasını sertçe eleştirdi. Bu durum, Alman siyasetinde barış aktivizmini hedef alan kutuplaştırıcı dilin yarattığı baskıyı ortaya koymaktadır.
Yorum Yap